DOMUZDAN POST AMERİKADAN DOST OLMAZ

Değerli kardeşlerim:

İnsanoğlu dünyada var edildiği günden beri devam eden doğru ile yanlışın mücadelesinde doğru tarafı temsil eden Müslümanlar Allah c.c’ nün onlara çizdiği sınırları ne zaman aşmışsalar, kapanmaz yaralarla kan kaybetmişlerdir.

Batılı temsil eden şeytan ve onun askerleri konumundaki insanlar hakka karşı kullandığı birçok silahları olsa da, en etkili yöntemlerinin Müslümanların dünya ya karşı gösterdikleri sevginin sonucunda ortaya çıkan menfaat elde etme hastalığından çok iyi faydalandıkları gerçeğidir.

Dün olduğu gibi bugünde maalesef çıkarlarına gebe kalmış sözde Müslümanların yaptıkları sebebi ile İslam coğrafyası kan ve gözyaşı ile karşı karşıyadır. İşin daha acı tarafı ise zalimlerin yaptıkları zulümleri insanlık adına yapmış gibi göstermeleri ve birilerinin de bu komediyi kabullenip menfaatlerine Müslümanları kurban etmeleridir.

Yıllardır Avrupa ve Amerika denen büyük şeytanın İslam coğrafyasına demokrasi ve insan hakları adına yaptıkları ortadayken, sözüm ona bazı Müslümanlar bu ülkelerin medeniyetin beşiğiymiş gibi bir algı oluşturmaları tam bir kara mizah diyeceğimiz bir saçmalığı ortaya koymaktadır.

Bu saçmalığın baş mimarı da gittiği her yere demokrasi ve insan hakları getireceğini söyleyerek kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen dünyanın jandarmalığına soyunmuş olan Amerika’dan başkası değildir.

Bu baş şeytanın demokrasi karnesine geçmeden önce bu canavarın iplerini kimin elinde tuttuğunu iyi anlamak gerekir. Amerika dediğiniz kâğıttan kaplanın yularları Siyonist yapı dediğimiz aşırı Yahudiler elinde tutmakta ve Amerika merkez bankası aracığı ile kontrol etmektedir. Bu yapı kurduğu sözde demokrasi ile iki adaylı bir sistem oluşturmuş ve bu sistemle de Amerika’yı ve hali ile de dünyayı kontrol etmektedir.

Peki! Yahudi kimdir? İşte bu sorunun en güzel cevabı Rabbimizin kerim kitabı kuran-ı kerimde şöyle beyan edilmektedir:

وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللّٰهِ مَغْلُولَةٌؕ غُلَّتْ اَيْدٖيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُواۘ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِۙ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَٓاءُؕ وَلَيَزٖيدَنَّ كَثٖيراً مِنْهُمْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَاناً وَكُفْراًؕ وَاَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَٓاءَ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِؕ كُلَّمَٓا اَوْقَدُوا نَاراً لِلْحَرْبِ اَطْفَاَهَا اللّٰهُۙ وَيَسْعَوْنَ فِي الْاَرْضِ فَسَاداًؕ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدٖينَ

“Yahudiler “Allah’ın eli bağlanmış!” dediler. Asıl kendi elleri bağlanmıştır ve söyledikleri yüzünden lânetlenmişlerdir. Aksine O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun azgınlığını ve inkârcılığını kuşkusuz arttıracaktır. Onların arasına kıyamete kadar sürecek düşmanlığı ve kini saldık. Ne zaman savaş ateşini tutuşturmuşlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk için çaba harcarlar; Allah ise bozguncuları sevmez." [1]

Ayet-i celilenin içinde Yahudilerin zekât emrine karşı Allah’ın fakir olup kendilerinden borç istediğini söyleyecek kadar azgın ve fesat ehli bir grup olduğunu ortaya koyarken, onların yaptıkları her şeyi boşa çıkaracağı vaadini de gerçekten iman etmiş kimselere müjdelemektedir.

Bu gerçekler ışığında Amerika denen zalim yapının neden bu kadar kan ve gözyaşına sebep olduğunu anlamak pek zor olmasa gerek!

Ancak İslam dünyasında öyle sözde Müslümanlar var ki Yahudi’den daha Yahudi, Amerika’dan daha zalim. En büyük zalimlikleri de Amerika’nın medeniyetin beşiği olduğu yalanıdır.

Peki! Bir bakalım gerçekten Amerika medeniyetin beşiğimi, yoksa zalimin ağababası mı?

İşte Amerika’nın demokrasi tarihinden kesitler:

• Amerika kıtasının keşfedildiği süreçte 70 milyon Kızılderili kendi topraklarında katledildi.
• 16’ncı yüzyılla 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar toplamda 15 milyon Afrikalı köleleştirilerek Amerika Kıtası’na getirildi. 35 milyon Afrikalı işkence ve kötü muamele neticesinde hayatını kaybetti.
• ABD, 1945 yılında Japonya’ya iki atom bombası atarak 350 bin kişinin ölmesine ve binlerce insanın da sakat kalmasına sebep oldu.
• 1945 senesinde Almanya’nın Saksonya Eyaleti’nin başkenti olan Dresden kentine üç gün süreyle havadan bomba yağdıran ABD, çocuk ve kadınların çoğunlukta olduğu 200 bin kişiyi öldürdü.
• 1950’de Amerikan savaş uçakları tarafından üç sene boyunca bombalanan Kuzey Kore’de 4 milyona yakın insan öldü.
• 1950 yılında Guatemala’da CIA destekli darbe sırasında 200 bin sivil Guatemalalı öldürüldü.
• 1950-1959 yılları arasında Küba’da 60 bin kişi ABD destekli Batista birliklerince katledildi.
• 1962-1975’de ABD, Vietnam Savaşı boyunca 3 milyon Vietnamlı sivilin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Vietnam savaşında ABD, sivil halk üzerinde zehirli portakal gazı kullanarak soykırım yaptı.
• Irak İran savaşında verdiği destekle 700 bin insanın ölmesine sebep oldu.
• ABD, 1991 yılında Birinci Körfez Savaşı ve 2003 yılında başlayan 2. körfez savaşında toplamda 2,5 milyona yakın insanı öldürdü.
• 2001 yılında el-Kaide bahanesi ile Afganistan’da 150 bin sivilin ölmesine yol açtı.
• 2011-2018’de ABD, Orta Doğu politikası kapsamında Suriye ve Irak için silahlandırdığı PKK-PYD ve DAEŞ terör örgütlerini kullanarak bölgede yüz binlerce insanın ölmesine ve beş milyonu geçen Suriyelinin evlerini terk etmesine sebep oldu.
• ABD’nin yardım sağladığı ve silahlandırdığı İsrail hükûmeti, yüz binlerce Filistinliyi öldürdü ve öldürmeye devam ediyor.

Peki! Dün olduğu gibi bugünde gerek Gazze’de, gerekse bizim topraklarımızda insanlarımızın ölmesine sebep olan bu caniye karşı biz ne yaptık?

Stratejik ortağımız diyerek yol verdiğimiz bu caniler hala canlarımıza kıyarken biz hala reel politik peşinde koşmaya devam ediyoruz.

Bugün radar üstlerimiz, hava alanlarımız, deniz ticaretimiz, yakıt hatlarımız Amerika ve onun yaramaz çocuğu İsrail’e lojistik sağlarken acaba şehitlerimizin yüzüne nasıl bakacağız?

Efendim! Bizde bu gerçeği biliyoruz ama gücümüz yetmiyor demeye kalkma sakın!

Bizim şanlı ordumuz 1974 barış harekâtına karar verdiğinde ne kadar üst ve liman varsa hepsi kapatılmış ve Amerikan’ın bize karşı yola çıkardığı 6.filosu da bize karşı harekete geçmeye cesaret edememişti.

Demek ki, neymiş!

Cesaret imkân meselesi değil, iman meselesidir. İman varsa imkân da vardır!

İman ise bize şu gerçeği haykırır:

وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهٖ عَدُوَّ اللّٰهِ وَعَدُوَّكُمْ وَاٰخَرٖينَ مِنْ دُونِهِمْۚ لَا تَعْلَمُونَهُمْۚ اَللّٰهُ يَعْلَمُهُمْؕ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ يُوَفَّ اِلَيْكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تُظْلَمُونَ

“Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.” [2]

Rabbimizin ifade ettiği gücü bazıları sadece maddi boyutta düşünüyor ama işin aslı ilk başlangıç yeri Müslüman’ın Müslümanla kardeş olması gerektiği gerçeğidir.

Atalarımız bunu ifade etmek adına “ Domuzdan post ayıdan dost olmaz demişler!”

Bizler ise bunu biraz daha güncelleyerek şöyle diyoruz: “ Domuzdan post Amerika’dan dost olmaz!”

Bu ifadeden sonra Müslüman idarecilere seslenerek soruyorum: bu gerçeği görmeniz için daha kaç evladımız toprağa düşecek ve daha ne kadar kadın ve çocuk katledilecek?

Rabbim bizlere açık bir uyarıda bulunarak bizi tehdit ediyor:

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِرٖينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنٖينَؕ اَتُرٖيدُونَ اَنْ تَجْعَلُوا لِلّٰهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَاناً مُبٖين

“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin. Böyle yaparak Allah’a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” [3]

Soru açık ve cevap belli!

Rabbim Amerika ve  benzeri tüm kâfirlerin şerrinden bizleri muhafaza eylesin!

Rabbim bizleri bu şeytani yapıların ortağı olmaktan uzak eylesin!

Rabbim bizleri kardeşleriyle beraber olanlardan eylesin!

Rabbin vatanı için toprağa düşen tüm şehitlerimize rahmet eylesin! Birliğimizi ve dirliğimizi her türlü fitneden muhafaza eylesin!

 

---

[1] Maide 64

[2] Enfal 60

[3] Nisa 144