Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

50.DERS | MEDİNEYE GELEN HEYETLER

Değerli kardeşlerim:

İnsan nefsi ile var edilmiş ve şeytanın düşmanlığı ile karşı karşıya kalarak da bir imtihana tabi tutulmuştur. Bu imtihanda nefsi ve şeytan Allah’ın haram kıldığı şeyleri insana hoş gösterme çabası içinde olur ve zaman zamanda insanı bunlarla aldatır. Bu aldanma bazen o kadar büyük olur ki, hak ortada olduğu halde yinede ona muhalefet eder. Bu durum Hz. Adem ile başladı ve bugünde ilk gün olduğu gibi devam ediyor ve de kıyamete kadar da devam edecek. Hayatını anlattığımız Allah Resulü s.a.v yaşantısında da bunun açık delillerini görmekteyiz.

Hicretin 9. Yılında Tebük seferi ile artık İslam’ın üstünlüğü Araplar tarafından kabul edilmek zorunda kaldı. Bu sükunet ve üstünlük döneminde Allah Resulü s.a.v İslam’ın emirlerinin uygulanması için valiler tayin ederek onlardan adaletin tesis edilmesini, dinin öğretilmesini, zekatın toplanması gibi görevleri icra etmelerini buyurdu.

Valilerin görevlerini icra ederken nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair kuralları Allah Resulü s.a.v ortaya koyarken, bu kuralların ne olduğuna dair bilgileri Yemen’e vali olarak gönderilen Muaz Bin Cebel’e verdiği talimatlarda görüyoruz:

  • Ey Muaz sen ehli kitaptan bir cemaate gidiyorsun onları
  • Allah’tan başka ilah olmadığına davet et! Kabul ederseler
  • Beş vakit namaz kılmaya davet et! Kabul ederseler
  • Zekât vermeye davet et!
  • Eğer bu hususların hepsini kabul edecek olursalar zakâtı alırken en iyi mallarından alma, çünkü mazlumun duası ile Allah arasında bir perde yoktur.

Allah Resulü s.a.v Muaz’a sordu:

  • Ey Muaz önüne bir mesele geldiğinde nasıl hüküm vereceksin?

Muaz:

  • Allah’ın kitabı, peygamberinin sünnetine göre hüküm vereceğim, eğer onlarda bulmazsam onların ışığında içtihat ederek aklıma ve muhakememe başvuracağım.

Allah Resulü s.a.v bu ifadelerden memnun oldu ve Muaz için dua etti.

Etrafa valiler giderken gönderilen valilerin Allah Resulü s.a.v’ den aldıkları emirleri bazı kabileler severek kabul ederken, bazıları da başka şansları olmadığı için kabul etmek zorunda kaldılar.

Burada şunun altını çizmek gerekir ki, şartlar sebebi ile İslam’a girmek zorunda kalanlar görünüşte Müslüman olsalar da kalplerinde bulunan putlara tazim etmeye devam ederler. Bunun sonucu olarak da her zaman azgınlık yapabilecek potansiyele sahip olurlar.

Heyetler halinde peygamber efendimize gelen kabilelerin bazılarının hareketleri sahabe efendilerimizi gücendirmiş olduğu gibi Allah c.c’ de gazaplandırmıştır. Bunun bir neticesi olarak şu ayet-i Celile nazil olmuştur:

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَرْفَعُٓوا اَصْوَاتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ النَّبِيِّ وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ اَنْ تَحْبَطَ اَعْمَالُكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تَشْعُرُونَ

Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin, birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider.[1]

Bu ayetin nüzul sebebine baktığımız zaman Temimden gelen heyetin gece vaktinde peygamberin hanesi önüne gelerek “ Muhammed dışarı çık” diye bağırmaları sonucu indiği rivayet olunmaktadır.

Aynı zamanda gelen heyetlerin içinde art niyetli kimselerde mevcuttu. Bunlardan biride Beni Amir kabilesinden Amir Bin Tufeyl adındaki kimse idi. Allah Resulü s.a.v’ e dönerek arsızca şöyle bir istekte bulundu:

  • Çöller senin, şehirler benim olsun, yada beni kendine vekil tayin et!

Bu ve benzeri deli saçması isteklere karşılık bulamayınca arkadaşı ile peygamber efendimize suikast düzenlemeye kalkmış ve başarısız olmuştur.

Azgınlık yapan kabilelere başka bir örnek olarak da Taif halkını görüyoruz. İçlerinden mevkisi yüksek olan Urve Bin Mesud’u Müslüman oldu diye öldürüp sonrada pişman olduk diyerek Medine’ye heyet gönderdiler.

Gelen heyet Faiz, puta tapma, zina ve namazdan muaf olma gibi saçma isteklerde bulununca Allah Resulü bu istekleri kabul etmemiş ve bir mesaj olması adına putlarını yıkmaya da Ebu Süfyan’ı göndermiştir. Bunun üzerine İslam’ı seçmek zorunda kalmışlardır.

Bu noktada Ebu Süfyan’ın Taif’e gönderilmesinde önemli bir mesaj olduğunu belirtmek gerekiyor. O mesaj; daha düne kadar putperestliğin sancaktarlığını yapan bir kimsenin bu inanç sisteminin geçerliliğinin olmadığının ortaya koyması idi.

Hac mevsimi geldiğinde Allah Resulü s.a.v Hz. Ebu Bekir’in başkanlığında 300 kişilik bir kafileyi Mekke’ye gönderdi. Onların peşinden de Hz. Ali’yi göndererek Tevbe suresinde geçen şu emirleri ortaya koydu:

  • Artık harem bölgesine müşriklerin girmesi yasaklanmıştır.
  • Daha önce yapılan Kâbe’nin çıplak şekilde tavaf edilmesi yasaklanmıştır.

Böylelikle Allah Resulü s.a.v’in bir sonraki sene gerçekleştireceği veda haccı öncesi Kâbe her nevi kötü işten arındırılmış oldu.

 

 

 

 

 


[1] Hucurat 2

Dosyalar

50.DERS MEDİNEYE GELEN HEYETLER
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş