RÜŞVETİN HER TÜRLÜSÜ AYAKLAR ALTINDADIR
Değerli Müslümanlar:
İnsanoğlu Dünya'ya gelip de doğru ile yanlışı ayıracak birikime sahip olduğunda karşısına iki düşman çıkar. Bunlar Nefis ve şeytandır.
Rabbim bizlere sadece kendisine kulluk etmemizi isterken, şeytan da kendisine kulluk edilmesini ister. Siz dersiniz ki, ben Allah'a iman ediyorum, ancak amelleriniz ile bunu yalanlarsınız. İşte Rabbimiz kendisinden amelleri ile uzaklaşan biz kullarına şöyle hitap ediyor:
اَلَمْ اَعْهَدْ اِلَيْكُمْ يَا بَنٖٓي اٰدَمَ اَنْ لَا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَۚ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبٖينٌۙ
Şeytan'a kulluk etmeyin, o sizin için apaçık bir düşmandır. [1]
وَلَقَدْ اَضَلَّ مِنْكُمْ جِبِلاًّ كَثٖيراًؕ اَفَلَمْ تَكُونُوا تَعْقِلُونَ
Nitekim o şeytan sizden nice nesilleri saptırdı. O zaman sizin akıllarınız yok muydu? [2]
Bu iki düşman insana dünyalık şehvetleri ve arzuları hoş gösterirken bu şehvetler sadece cinsi istekler değil, aynı zamanda Allah'tan bizi uzaklaştıran bütün dünyevi istekleri ifade eder.
Şehveti örneklendirmek gerekirse, insanoğlu bulunduğu konumları, elindeki imkânları koruma isteği de şehevi bir arzudur.
Öyle ki, dünyalık olan bu arzuları koruma isteği insanı yanlış yollara sürükler.
İnsan öyle bir hale gelir ki, dünya da rezil olduğu gibi ahrette de rezil olmanın önünü açar. Bu rezilliklerin başında da rüşvet almak gelir.
Bizim inancımız rüşvet alanı da vereni de melun görür.
Bir zamanlar bizler bu kelimeyi tabela yaptırıp asanlardık ama o tabelalar artık odun olup sobalara atıldı maalesef.
Rüşvet artık hediye adını aldı ve onu almayı başaranlar maharet sahibi sayılır oldu.
Şimdi okuyacağım hadisi şerife dikkat ediniz değerli kardeşlerim:
Kim bir kardeşi için aracı olur, kardeşi bunun karşılığında kendisine bir hediye sunar, o da bunu kabul ederse, faiz kapılarından büyük bir kapıyı aralamış olur. [3]
Az önce rüşvetten bahsedince akla iş görmek için hediye adı altında kazanç elde etme gelebilir. Ancak bunun çok daha çeşitli yolları vardır.
Şimdi sizlere birkaç örnek vereceğim ama demeyin ki, ya bu kadar da olur mu?
- İmam kuranı menfaat için okur aldığı rüşvet olur.
- Makam sahibi bir işi usulsüz halleder, aldığı karşılık rüşvet olur.
- Doktor hastaya zarar vereceğini bildiği halde menfaat elde etmek için şifa vermeyecek ilacı yazar, bu rüşvet olur.
- Gazeteci veya insanlara haber getiren biri yalanı, doğru gibi insanlara ulaştırır aldığı karşılık rüşvet olur.
Maalesef dünya öyle bir hal aldı ki, adaleti arayacağımız "Adalet Sarayları " da aldatmanın alanları oldu. Daha acısı aldatmayı becermek maharet olup, övgü alır oldu.
Hâlbuki aldatan avukatın aldığı rüşvettir. Hakkı gizleyen hâkim'in aldığı kararın sonucu rüşvettir. Zalime boyun eğen savcının aldığı maaş rüşvettir.
Resûlullah (sav) mahkemede görüşülecek bir konu/dava için rüşvet verene de alana da lanet etmiştir. [4]
Şimdi hepimiz ağlıyor ve başımıza gelenler yüzünden suçlu arıyoruz. Suçlu biziz, çünkü biz kendi kendimize yaptık.
Allah'ın laneti, rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerinedir.[5]
Rabbim insanın bu kendini bilmezliğini ne de güzel ifade ediyor:
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ لِيُذٖيقَهُمْ بَعْضَ الَّذٖي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah-dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor. [6]
Şimdi soru şu! İnsanoğlu doğru yolu izlese isteklerine ulaşamaz mı? Veya usulsüzlük yapsa fazlasına mı ulaşır?
Bu sorunun cevabını her okuyanın anlayacağı şekilde Allah Resulü s.a.v şöyle açıklıyor:
Ey insanlar! Allah'tan (hakkıyla) sakının ve (rızkınızı) ararken güzel yollarla arayın, zira hiç kimse, rızkını elde etmeden ölmeyecektir, gecikse bile (rızkına kavuşacaktır) Allah'tan (hakkıyla) sakının ve (rızkınızı) ararken güzel yollarla arayın. Helal olanı alın, haram olanı terk edin. [7]
Açıkça uyarı olmasına rağmen Müslüman’ım diyen bizler her şeyi mubah görüyoruz. Zannediyoruz ki menfaatlerimiz için yaptıklarımız yanımıza kâr kalacak.
Düştüğümüz durumu ise Allah Resulü s.a.v şöyle özetliyor; İnsanlar öyle bir zamana erişecek ki, kişi malını helalden mi, yoksa haramdan mı elde ettiğine aldırmayacak! [8]
Bir yanda hastalıklar, bir yanda savaşlar, bir yanda kuraklık, hiç soruyor muyuz kendimize bu gidiş nereye! Artık geçici menfaatleri bir yana bırakıp insan olma onurunu koruma zamanı gelmedi mi? Eğer ki, kendimize gelmezsek ne bizlerin nede neslimizin geleceği olmayacak!
Üç günlük dünya için ahretin ebedi hayatını kaybetmeye değmeyeceğini tekraren hatırlatıyoruz. Gelin Rabbimize yönelelim ve bizim için temiz kılınan rızıklardan elde edip Allah yolunda harcama çabası içinde olalım!
[1] Yasin 60
[2] Yasin 62
[3] Ebu Davud, Büyü (icare),82 ; İnb Hanbel, V, 261
[4] Tirmizi, Ahkam, 9
[5] İbn-i Mace , Ahkam, 2
[6] Rum 21
[7] İbn-i Mace, Ticaret, 2
[8] Buhari, Büyü, 7