Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

KİŞİ DOSTUNUN DİNİ ÜZERİNEDİR

KİŞİ DOSTUNUN DİNİ ÜZERİNEDİR

Değerli Müslümanlar:

Yaşadığımız çağda insani değerlerin yok olup bencilliğin ön plana çıktığı bir süreci yaşıyoruz. Bunun bir sonucu olarak insanların yalnızlaşıp uzlete çekilmeye ihtiyaç duyduklarını, koca koca evlere sığamadıklarını, elde ettikleri ile mutlu olamadıklarına şahit oluyoruz.

Oysa insan ruhban hayatı yaşamak üzere var edilmediği gibi, farklı farklı renk ve ırkta yaratılmalarında bir hikmet olduğunu, bunun insanların bir arada yaşamalarını sağlamak adına olduğunu yüce kitabımız bizlere şöyle haber veriyor:

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوباً وَقَـبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواؕ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْؕ اِنَّ اللّٰهَ عَلٖيمٌ خَبٖيرٌ

“Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır." [1]

Tanışmak ve kaynaşmak aynı zamanda bizi var edene kulluk yapmak adına Rabbimizin var ettiği bu düzende kimlerle bir olup, kimlerden uzak duracağımız meselesi belki de bugünlerde üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan biri olduğuna işaret etmek gerekiyor.

Zira Allah Resulü s.a.v’in ifadesi ile:

"Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.” [2]

Maalesef bugün menfaat ve çıkarlarımız adına dost olduğumuz birçok kişi ve milletlerin bizim için Allah indinde neye mal olacağı hususu çoğumuzun göz ardı ettiği bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.

Oysa biz Müslümanların dostlarının kimler olacağı bizlere haber verilmiş ve sonuçları da ortaya konulmuştur.

Haber verilen bu hususların ilk başında dost olacak olanın kimler olduğu ve bize sağlayacağı katkı Allah Resulü s.a.v tarafından şöyle ortaya konmuştur:

“Sadece müminle arkadaş ol! Yemeğini de ancak takva sahibi olan yesin!” [3]

Allah Resulü s.a.v’ in ifadesi ortadayken bizler takva sahibi müminler ile aynı sofrayı paylaşmak yerine, takva sahibi müminleri satacağımız soflarda arzı endam eder hale geldik.

Belki kâfirlerin gücünden çekinmek veya korkularımız sebebi ile bunu yapıyor olsak bile Müslümanların zarar göreceği hiçbir dostluğun hesabının verilemeyeceği hususu aklımızdan çıkan bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.

Tabi ki, bizim Müslüman olan arkadaşlarımız veya ticaret ilişkisinde olduğumuz kardeşlerimiz olduğu gibi, gayri Müslim arkadaşlarımız, ehlikitaptan eşlerimiz, inanmayan akrabalarımız veya komşularımız olabilir.

Ancak unutulmaması gereken onların dini inançlarını, ticari ahlaklarını, Müslüman’ın aleyhine olan çalışmalarının bir parçası olmak asla Rabbimizin kabul etmeyeceği ve gazabı ile karşılık vereceği bir ameller bütünüdür.

Nitekim Rabbimizin bu durumun önemine binaen ortaya koyduğu şu ayeti celileleri durumun vahametini bize açıkça beyan etmektedir:

 “Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir. De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” [4]

Gazze’de, doğu Türkistan’da ve diğer İslam beldelerinde oluk oluk kanın aktığı biz zamanda kişilerin ve devletlerin birbirini zalimle suçladığı ancak asıl zalimin kim olduğu hususunun göz ardı edildiği bir ortamda şöyle bir örnek vermek yerinde olacağı kanatindeyim:

Abdullah bin mübarek’in  zalimlere yardımcı olmanın haramlığından bahsettiği bir sohbetinde bir terzi kendisine sorar; “Ben sultanların elbiselerini dikiyorum, acaba onların yardımcılarından olmamdan korkar mısın?” diye sorar. Hz. Abdullah, “Hayır, zalimlerin yardımcıları, ancak sana iğne ve iplik satan kişidir. Sen ise zalimin ta kendisisin.” diye cevap verir[5]

Efendim öyle diyorsunuz ama ekonomimiz batar, ülkemiz elden gider, koltuğumuz altımızdan kayar. Birazcık takiyye yapsak ne olur? Diyorlar!

Peki! Buna karşılık Rabbimiz ne buyuruyor:

Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri yakın dost, sırdaş ve işlerinize vekil edinmeyin! Siz onlara safça sevgi gösterisinde bulunuyorsunuz. Oysa onlar size gelen gerçeği inkâr etmiş ve sırf Rabbiniz olan Allah’a inandığınız için Peygamber’i ve sizi yurdunuzdan çıkarmışlardır. Eğer siz gerçekten benim yolumda cihâd etmek ve rızâmı kazanmak maksadıyla yurdunuzu terk edip çıktıysanız, kâfirlere nasıl sevgi gösterip sır verebilirsiniz? Gerçek şu ki, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da ben çok iyi bilmekteyim. Bundan böyle içinizden kim onlara sevgi besler ve sır verirse, kesinlikle dümdüz yoldan sapmış olur! [6]

Bu gerçeği anlamak için kaç sefer daha yurtlarımızdan edilmemiz, kaç çocuk ve kadının daha ölmesi gerekiyor?  Peki! Çözüm ne?

Ey iman edenler! Kendi din kardeşlerinizden başkasını dost ve sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size ellerinden gelen kötülüğü yapmaktan geri durmaz; her zaman sıkıntıya düşmenizi isterler. Baksanıza, size olan şiddetli öfkeleri ağızlarından taşıyor. Kalplerinde gizledikleri kin ve düşmanlık ise daha korkunçtur. Eğer aklınızı kullanıp gereğince davranırsanız, size âyetlerimizi kesin bir şekilde açıklamış bulunuyoruz. [7]

Öyle diyorsunuz hocamda dünyada öyle gayri Müslimler var ki, Müslüman’ım diyenlerden daha hassas ve daha dostluğa layık!

Burada şu açıklamayı yapmak gereklidir. Samimi dost edinilmeleri yasaklananlar ancak İslâm’a ve Müslümanlara karşı düşmanca tavır alanlar, onlarla savaşmak ve onları yurtlarından çıkarmak için birbirlerine destek verenlerdir. Yüce Allah bu tür gayri Müslimlerle dostluk bağları kuranları zalimler olarak nitelemektedir. Ancak mazlumun yanında yer alıp kendinden olan zalimlere baş kaldıranlarla beraber olmak dinimizin yasakladığı dostluk kavramının içinde yer almamaktadır.

İnançlarımız  farklı olsa da insanlık ortak değerimiz oldukça, saygı ve merhamet hedefimiz oldukça beraber yol almak İslam’ın yasak kıldığı bir durum olmadığı gibi, teşvik ettiği bir ameldir.

İnsanlık dedik! İnsanlığını kaybetmiş nice adı Müslüman olan devlet ve milletler olduğu bugün hepimizin bildiği bir gerçektir. Rabbimiz şahsiyetini kaybetmiş bu kimseler şöyle seslenmektedir:

 

 

اَلَّذ۪ينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِن۪ينَۜ اَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَاِنَّ الْعِزَّةَ لِلّٰهِ جَم۪يعًاۜ

Onlar, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost ve sırdaş ediniyorlar. Yoksa onlar kâfirlerin yanında izzet, şeref ve kuvvet mi arıyorlar? Boşuna aramasınlar. Çünkü izzet, şeref ve kuvvet tamamiyle Allah’a aittir. [8]

İzzet ve şerefi güç sahiplerinin yanında arayan şeref yoksunu sözde Müslümanlara Rabbimizden açık bir tehdit vardır:

لَا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِن۪ينَۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللّٰهِ ف۪ي شَيْءٍ

Mü’minler, sakın mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa, artık onun Allah ile irtibatı tamâmen kopmuş olur[9]

Eğerki Rabbimizle irtibatımız devam etsin istiyorsak onun kelamına kulak vermek zorundayız:

...وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللهَ إِنَّ اللهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

“…İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın! Günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın! Allah’tan korkun! Kuşkusuz ki, Allah’ın azabı çetindir!” [10]

Rabbim bizleri kâfirin yanında izzet aramaktan, onlarla dost olmaktan muhafaza eylesin!

Rabbim bizleri hidayet üzere tutacak müminlerle beraber eylesin!

Rabbim kalbi kararmış, çıkarlarına köle olmuş, hakkı batılla karıştırmış dostların şerrinden muhafaza eylesin!

 

 

 


[1] Hucurat 13

[2] Ebu Davud, Edeb, 19, Tirmizi, Zühd, 45

[3] Tirmizî, Zühd, 55; D4832 Ebû Dâvûd, Edeb, 16

[4] Tevbe 23-24

[5] Gazali, İhya, Yeme İçme Adabı Bölümü

[6] Mümtehine 1

[7] Âl-i İmrân  118

[8] Nisâ 139

[9] Âl-i İmrân  28

[10] Maide 2

 

Dosyalar

KİŞİ DOSTUNUN DİNİ ÜZERİNEDİR 2
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş