BERAT KANDİLİ
Değerli Müslümanlar:
Hepimizin malumudur ki! Yaşadığımız dünya hayatı içinde rızkımızı elde etmek için meslek sahibi olmak şarttır. Hayatımızı devam ettirebilmek adına öğrenmemiz gereken mesleği elde etmek için de çıraklıktan başlayıp ustalığa erişilen bir silsileyi takip etmek zorundayız.
Bu zorunluluk içinde nasıl ki bir mesleği öğrenmek için çırak, usta ilişkisi şartsa, dini öğrenmek içinde peygamber, ümmet ilişkisi şarttır.
Rabbimiz birçok vesile ile bizim için bir usta mahiyetinde olan Allah Resulünün örnekliğini ifade ettiği gibi, ona uymanın, kendisine uymak olduğunu da ortaya koymuştur.
Allah Resulünün hayatına baktığımızda birçok örnek de olduğu gibi içinde bulunduğumuz Şaban ayının da nasıl değerlendirileceğine dair hem güzel örnekler, hem de tavsiyeler vardır.
Bu tavsiyelerden biri de şu şekildedir:
Bu (Şaban ayı)Recep ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Bu nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.[1]
Bu sebepledir ki Hz. Aişe’den gelen rivayette Allah Resulünün Ramazandan sonra en çok oruç tutuğu ayın Şaban ayı olduğu rivayet edilmektedir.[2]
Ramazan ayına hazırlanmanın bir parçası olan Şaban ayı rivayetlerde geçtiği üzere af ve mağfiretin kapılarının açıldığı bir ay olarak ifade edilmektedir.
Onun için Müslüman ne hata yapmış olursa olsun, insanoğlunun her zaman günaha açık olduğunu bilecek, bu gibi af ve mağfiret vesilelerini değerlendirme hususunda gafil olmayacak.
Şeytan insanı çoğu zaman yaptığı günahların büyüklüğü ile aldatırken, Müslüman bilecek ki Rabbinin af kapıları kıyamet kopuncaya kadar kapanmayacak.
Çünkü Rabbimiz umutsuzluğa düşme tehlikesi içinde ki kullarına hitaben şöyle buyurmaktadır:
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِؕ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمٖيعاًؕ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ
De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.”[3]
Af ve mağfirete kavuşmak içinse dikkat etmemiz gereken husus Rabbimizin hükmüne karşı hüküm vermemektir. Biraz daha açacak olursak; kişi yaptığı günahı normal karşılayıp, onu savunma pozisyonuna gelmemesi gerekir. Eğer ki böyle bir tavırla hareket ederse, Allah’ın hükmüne karşı kendi hükmünü koymakla, kendisini ilahlaştırmış olur.
Ancak kişi kendini ve günahını bilirse, o zaman af olma şansını yakalayabilir. Nitekim Rabbimiz bu hususu kitabında şöyle ifade etmektedir:
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَغْفِرُ اَنْ يُشْرَكَ بِهٖ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذٰلِكَ لِمَنْ يَشَٓاءُۚ وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدِ افْتَرٰٓى اِثْماً عَظٖيماً
Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. [4]
Rabbimiz biz kullarına çok merhametli olduğunun bir beyanı olan bu ayeti irdelerken aynı zamanda nelerin bizi şirke düşüreceği meselesinin de üzerinde durulması gerekir.
Şirke düşmemek için adımlar atılırken, af olunmak için de izlenecek yollarında iyi bilinmesi gerekir. Allah’ın affı geniş olsa da kul neyi, nasıl isteyeceğini de iyi bilmesi gerekir!
Af olma yolunda izlenecek formül nasıl olmalı sorusuna Allah Resulün şu ifadesi tam yerinde bir cevap olacaktır:
Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
Ey Âdemoğlu! Günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa, sonra da benden affını dilesen, seni affederim.
Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen; fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan, şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağışla karşılarım.[5]
Peki! Bize bu kadar nimeti bahşeden Rabbimize gerçekten şükrümüzü eda edebiliyor muz?
Dünyalık sevgiler için “Sevgi emek ister” sözünü söylüyoruz da, acaba Rabbimizin sevgisi için çaba sarf ediyor muyuz?
Gelin hep birlikte şu mübarek gecede bir söz verelim ve diyelim ki, Rabbim ben bundan sonra iyi bir kul olmak için elimden geleni yapacağım.
Bu niyet ve hedefle çıkacağımız yolda Rabbim bizlerin af ve mağfiret beratlarımızı bizlere vererek bizleri cennetle müşerref kıldığı kulların arasına dâhil edecektir.
Rabbim bu mübarek gecede af ve mağfirete erişen kullardan olmayı bizlere nasip eylesin!
Rabbim bizleri sol tarafından kitaplarını alanlardan olmaktan muhafaza eylesin!
[1] Nesai, Savm, 70
[2] Müslim, Siyam 176; İbni Mâce, Siyam 30
[3] Zümer 53
[4] Nisa 48
[5] Tirmizî, Sünen Daavât 98, (V, 458) Hadis No: 3540