Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

POZ VERME EL VER!

Değerli Müslümanlar:

Hayat insana bir sefer sunulmuş bir fırsattır. Ancak insanların çoğu eline geçen bu fırsatı kullanma hususunda yanılırlar. Bu yanılgının bir sonucu olarak da zannederler ki bu hayat hiç bitmeyecek. Oysa yaşadığımız bu hayat çölde susuzluğun verdiği yanılgı ile görülen seraptan bir farkı yoktur.

Nitekim Rabbimizin şu beyanı da bu gerçeğe işaret etmektedir:

اِنَّمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا مَتَاعٌؗ وَاِنَّ الْاٰخِرَةَ هِيَ دَارُ الْقَرَارِ

“Bu dünya hayatı gelip geçici bir yararlanmadan başka bir şey değildir. Hâlbuki ahret yurdu ebedi olarak kalınacak yerdir.” [1]

Ahret yurdunun ebediliği kabul etmiş kimseler olarak hayatımıza baktığımız zaman kabullerimizle yaşantımızın uyuşmadığını net bir şekilde görmekteyiz. Biz Müslümanların hali kamera önünde filtre kullanımından kaynaklanan güzelliğin kamera arkasındaki gerçeklikle uyuşmamasına benziyor. Atalarımız bu şekilde olanlar için çok güzel bir deyim ortaya koymuştur:

“Her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.” 

Bugün maalesef üzülerek görmekteyiz ki, Allah adına yaptıklarımız bile rızayı ilahiye ulaşma amacı taşımıyor. Öyle ki kameralar önünde gözüken suretimizle kamera arkasındaki suretimiz birbiri ile uyuşmuyor!

Menfaat ve çıkarımıza uyduğu sürece papaz elbisesi giyebilecek kadar girişimci ama çıkarlarına uymadığı zaman kendini var eden, onu nimetlerle donatan, hayatı ve ölümü elinde olan Rabbini dahi satmaya meyilli bir canavar insana dönüşüyoruz.

Etrafımızda çokça gördüğümüz bu hal artık içimizi bir kurt gibi kemirdiğini farkına varalım diye buradan kendini Müslüman olarak gören herkese sesleniyor ve Rabbimizin kelâmı ile onlara uyarıda bulunmak istiyoruz:

قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬كُمْ وَاَبْنَٓاؤُ۬كُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَشٖيرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌۨ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَـهَٓا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَجِهَادٍ فٖي سَبٖيلِهٖ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَأْتِيَ اللّٰهُ بِاَمْرِهٖؕ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقٖينَ

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez.” [2]

Ey cemaatler, vakıflar, dernekler, kurumlar ne zaman yaptığınız işleri fotoğraflamayı bırakıp da İslam adına çalışan, bu yolda cihad eden, can veren, can alan, bu uğurda dünyalıklardan vazgeçenlere el vereceksiniz.

Konuşmaya geldiği zaman mücahid olmakla öğünenler ne zaman kardeşlerinin yıkıkları üzerinden müteahhitlik yapmayı bırakacaklar?

Düşünün! Bugün İslam’a hakaret edip, Müslümanları katledenlerle iş yapanlar kimler?

Onlara atalarının kanları ile aldıkları topraklarının altındaki ve üstündeki zenginlikleri peşkeş çekenler kim?

Elin gavuruna zulme uğradılar diye ileri teknoloji savunma araçlarını gönderip de Müslüman’a gelince dua edenler kim?

Peygamberimize hakaret edenler için kol kola yürüyüşler yaparken Müslüman için kınama yapanlar kim?

Elinizdeki kameralar aracılığı ile Müslümanlara iyilik yapıyor gibi gözüken hallerinizin insanlar tarafından yendiğini zannedebilirsiniz ancak kameraman şirin gözükmenizi sağlayan filtreyi açmayı unutmuş beyler!

Gerçekten yaptıklarınız ve ettiklerinizi kitle iletişim araçları ile örtebileceğinizi mi zannediyorsunuz?

Rabbimizin de ifade ettiği üzere siz dünyayı çok seviyorsunuz da dünya size bir şey kazandırmayacağını unutuyorsunuz!

Siz yapıp ettiklerinizle kâr elde ettiğinizi, elinizdekilerle güçlü olduğunuzu ve kazananların sizler olduğunuzu zannediyorsunuz ama Rabbim sizin nasıl kaybettiğinizi kerim kitabında net bir şekilde ortaya koyuyor:

وَمَٓا اُو۫ت۪يتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَز۪ينَتُهَاۚ وَمَا عِنْدَ اللّٰهِ خَيْرٌ وَاَبْقٰىۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ۟

“Size verilen şeyler, dünya hayatının geçici nimeti ve süsüdür. Allah katındaki nimetler ise daha hayırlı ve daha devamlıdır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?” [3]

Bizler artık horoz dövüşlerinden, teşvikli oyunlardan, hileli müsabakalardan sıkıldık?

Hani çok makyaj yapan kadına adamın söylediği gibi bizde olduğu gibi görünmeyenlere “ Makyajını silde yüz yüze konuşalım” demek geliyor içimizden…

Artık Müslüman geçinenler için bu haller o kadar sıradanlaşmış ki, gerçekten Allah rızası için bir şey yapmak isteyenleri de kendileri gibi sanıyorlar.

Unutma ey insanoğlu! Sen Allah’a ve onun dinine şeref katamazsın ancak yolunda olursan şeref bulursun!

Şerefi, haysiyeti ve benzeri saygınlığı elindekiler ile elde edeceklerini zannedenler Firavunlara ve Nemrutlara bakmaları yeterli olacaktır!

Bugün bizler karınca kararınca Allah yolunda bir şeyler yapmak istediğimizde karşımıza çıkan bu tiplerden artık çok sıkıldık. Yapmacık söylemler, yerine gelmez sözler, çaba sarf edilmeyen çalışmalar, yaraya merhem olmayan çözümlerden ikrah ettik!

Beyler savaşlar kahvehane köşelerinde değil meydanlarda kazanılır. Cihad yok, namaz yok, zekât yok, ilim yok, yol yok ama zafer bekliyor beyefendi!hangi zafer beyler?

Eğer gerçekten bir zafer istiyorsanız! Cennete ulaşmak niyetindeyseniz Rabbimizin şu beyanına kulak vermek zorundasınız:

مَنْ كَانَ يُر۪يدُ حَرْثَ الْاٰخِرَةِ نَزِدْ لَهُ ف۪ي حَرْثِه۪ۚ وَمَنْ كَانَ يُر۪يدُ حَرْثَ الدُّنْيَا نُؤْتِه۪ مِنْهَا وَمَا لَهُ فِي الْاٰخِرَةِ مِنْ نَص۪يبٍ

“Kim âhiret kazancını isterse onun kazancını artırırız. Kim de âhireti bırakıp sadece dünya kazancını isterse ona da ondan bir parça veririz; fakat onun âhirette bir nasîbi olmaz.” [4]

Bizim görevimiz ebedi hayatın kazancını elde etmek için kendimizi ve sizi o zorlu hesaba hazırlamaktır. Bunun için sizden bir karşılık, bir çıkar veya bir taltifte beklemiyoruz. Zira bu yolun elçileri olan peygamberlerde Rabbinden gelen emirleri insanlara ulaştırırken kimseden bir karşılık beklememişlerdir.

Ancak içimizdeki bazı çürük yumurtalar sebebi ile Allah yolunun davetçilerinin hepsinin parayla, makamla, tehditle satın alınabileceği gibi bir algı var olduğu da bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.

Bizler her şeye rağmen hak olanı söyleyeceğiz, şeytana, nefsimize ve batıla sapanlara kaşı mücadelemizde sadece ve sadece Rabbimizi güvenip, onun rızası için doğruları söylemeye devam edeceğiz.

Çünkü Müslüman’ın görevi insanları aldatmak için yapıyormuş gibi yapmak değil, gerçekten Rabbinin rızası için gayret göstermektir.

Rabbim rızasına ram olan, o yolda çileye talip olan, çileli hayatın meyvesi olan cennete giden kullardan olabilmeyi hepimize nasip eylesin!

Rabbim rızasına giden yolda bizlere sadık dostlar, hakkı tutan kardeşler nasip eylesin!

Rabbim bizleri gösteriş budalası olmaktan, şeytan gibi isyan etmekten, firavun gibi yok olmaktan muhafaza eylesin

 

 

 


[1] Mü’min 33

[2] Tevbe 24

[3] Kasas 60

[4] Şûrâ  20

Dosyalar

POZ VERME EL VER
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş