İYİLİKLERİ BAŞA KALKMAK
Değerli Müminler:
Bir arada yaşamak üzere var edilen insanoğlu karşılıklı görev ve sorumluluklara tabidirler. Sosyal hayat diye ifade ettiğimiz bu hayatın içerisinde; Kul hakkı, komşuluk hakkı gibi sorumlulukların yanında, insani değerler açısından da sorumluluklarımız vardır.
Rabbimiz kimine fazla verip zengin ederken, kimine de az vererek fakir etmiştir. Ancak Zengini vermek yolu ile mal ile, fakir sabır etmek yolu ile yoklukla imtihana tabii tutmuştur.
Bu sorumluluk alanında Müslüman'a düşen görev bulunduğu konumda Rabbinin rızasını aramaktır.
Rabbimiz nimet verip zengin ettiği kimseleri sadaka ve zekât ile sınar. Eğer ki, verdikleri sebebi ile kibre kapılıp, fakiri ezerse Rabbimiz onun durumunu şöyle ifade etmektedir:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تُبْطِلُوا صَدَقَاتِكُمْ بِالْمَنِّ وَالْاَذٰىۙ كَالَّذٖي يُنْفِقُ مَالَهُ رِئَٓاءَ النَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِؕ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَاَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْداًؕ لَا يَقْدِرُونَ عَلٰى شَيْءٍ مِمَّا كَسَبُواؕ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرٖينَ
Ey iman edenler! Allah’a ve ahret gününe inanmadığı halde malını insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve incitmek suretiyle boşa çıkarmayın. O kimsenin misali, üzerinde toprak bulunan düzgün ve yalçın bir kayadır; kayanın üzerine şiddetli bir yağmur yağmış, onu çıplak halde bırakmıştır. Bu gibilerin kazandıkları hiçbir şeyden istifadeleri olmaz ve Allah, inkârcı topluluğa hidayet vermez. [1]
Rabbimizin uyarısına kulak veren mal ve makam sahipleri için yaratan şöyle bir müjde veriyor:
اَلَّذٖينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ ثُمَّ لَا يُتْبِعُونَ مَٓا اَنْفَقُوا مَناًّ وَلَٓا اَذًۙى لَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۚ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının arkasından başa kakıp incitmeyenler için Rablerinin katında özel karşılık vardır. Artık onlar için korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir. [2]
Rabbimizin müjdesine rağmen fakiri ezen, işçisine katı davranan, elindekileri üstünlük vesilesi gören Müslüman’a Allah şöyle hitap ediyor:
قَوْلٌ مَعْرُوفٌ وَمَغْفِرَةٌ خَيْرٌ مِنْ صَدَقَةٍ يَتْبَعُهَٓا اَذًىؕ وَاللّٰهُ غَنِيٌّ حَلٖيمٌ
İyi sayılan bir söz ve bir bağışlama, arkasından eziyet gelen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, halimdir. [3]
Rabbimizin son kısımda okuduğumuz ifadesinde zenginlikleri sebebi ile azgınlaşanlara en güzel mesajdır;
"Allah zengindir, halimdir"
Rabbimizin bu ifadesi aklımıza şu beyitleri getiriyor:
Mal sahibi mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi,
Mal da yalan mülk de yalan,
Var gel biraz da sen oyalan. Yunus Emre
Bu yalan dünya bir gün biter ve insanlar mahşer yerinde toplanırlar. İşte orada herkesin yaptıkları yüzüne okunurken, Rabbimiz bazı kimselerin yüzüne bile bakmaya tenezzül etmez:
Ebu Zer r.a' den rivayet edildiğine göre Allah Resulü s.a.v şöyle buyurdu:
"Üç sınıf insan vardır ki kıyamet günü Allah, onlarla konuşmaz, yüzlerine bakmaz, onları temize çıkarmaz. Hem de onlar için can yakıcı bir azap vardır."
Râvi dedi ki, Allah Resulü s.a.v bu cümleyi üç kere tekrarladı.
Ebu Zer:
- Bu kimseler tam bir mahrumiyete ve hüsrana uğramışlar. Bunlar kimlerdir, Ey Allah'ın Resulü? diye sordu.
Allah Resulü s.a.v de:
- "Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin ederek ticaret malını iyi bir fiyatla satmaya çalışandır" cevabını verdi. [4]
Her ne olursa olsun ölüm gelmedikçe insan için geç değildir? Rabbimiz bağışlanma yolunu bizlere haber vererek kurtuluşumuza vesile olacak yolu bizlere açmaktadır:
اِلَّا مَنْ ظَلَمَ ثُمَّ بَدَّلَ حُسْناً بَعْدَ سُٓوءٍ فَاِنّٖي غَفُورٌ رَحٖيمٌ
Ancak haksızlığa sapan korkar; o da işlediği bir kötülük yerine bir iyilik ederse bilsin ki ben çok bağışlayıcıyım, çok merhametliyim. [5]
Rabbimiz hiç bir kulunun yanmasından yana değildir. Bu sebepledir ki, insanlığın kurtuluşuna vesile olacak kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Ancak buna rağmen isyanda ısrar edenler bilsin Rabbimiz ancak doğrularla beraberdir:
اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذٖينَ اتَّقَوْا وَالَّذٖينَ هُمْ مُحْسِنُونَ
Çünkü Allah takva ile hareket edip iyiliği seçenlerin yanındadır. [6]
Şu da bir gerçektir ki, insan elindeki imkânlar nedeni ile ne kadar büyüklenirse büyüklensin Rabbimizin ahrette bakacağı husus Allah Resulünün ifadesi ile şöyledir:
Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar. [7]
Bir Müslüman olarak bize düşen her işimizde Rabbimizin rızasını düşünerek hareket etmektir. İşte o zaman kâmil manada bir imanı yakalayabileceğimizi Allah Resulü şöyle ifade ediyor:
Kim Allah için sever, Allah için buğz eder, Allah için verir, Allah için men ederse imanı kemale ermiştir. [8]
Rabbimiz bizlere verdiği nimetlerden Allah için verebilecek iradeyi ve imanı nasip eylesin!
Rabbim yaptığı iyilikleri boşa çıkaracak ameller yapmaktan bizleri muhafaza eylesin!
[1] Bakara 264
[2] Bakara 262
[3] Bakara 263
[4] Müslim, Îmân 171. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 25; Tirmizî, Büyû' 5; Nesâî, Zekât 69, Büyû' 5, Zînet 103; İbni Mâce, Ticârât 30
[5] Neml 11
[6] Nahl 128
[7] Müslim, Birr, 34
[8] Ebû Dâvûd, Sünnet, 16