28.DERS | UHUD SAVAŞI’NIN ARDINDAN
Değerli Kardeşlerim:
Müslüman’ın Müslüman’dan başka dostu yoktur. Küfür ise tek bir millettir. Yeri geldiğinde düşman gibi görünenler İslam’ın nurunu söndürmek için birleşebilirler. Nitekim tarih bunun örnekleriyle doludur.
Siyer dersimizin başında şöyle bir anekdot anlatmıştık. Yahudiler Arapları kendilerinden gelecek bir peygamberle korkutuyorlardı. Ancak Peygamber Araplardan çıkınca ona karşı müşrik Araplarla iş tutmaktan çekinmemiş hatta onların inancını İslam’dan daha üstün olduğu iddiasında bile bulunmuşlardı.
Uhud’daki mücadele sonrası ortaya çıkan sonun farklı inançlara sahip olsalar da tüm İslam düşmanlarında bir bayram havası oluşturmuştu. Hem Yahudiler, hem de müşrikler açıkça sevinçlerini ortaya koyarken, münafıklarda içten içe sevinç içindeydiler.
İşte bu durum Allah Resulünün savaştan daha çok üzüldüğü bir sonuçtu.
Üzüntünün yanında bir durum daha vardı ki, Müslümanların mağlup olması hem Medine içindeki düşmanları, hem de Mekkeli müşrikleri Medine'ye saldırmaya sevk edebilirdi.
Başta Peygamberimiz olmak üzere birçok yararlı olmasına rağmen, hatta birçok evde şehitlerin acısının nidalar duyulurken, Allah Resulü s.a.v Mekkeli müşrikleri takip etme kararı aldı.Bu içerideki ve dışarıdaki düşmana ayaktayız mesajı idi
Uhud Savaşı’nın ertesi günü olan Pazar günü Hz peygamber bir münadi ile Müslümanları savaşa davet etti. Müşrikler Uhud’dan çekildikten sonra Rehva denilen bölgede konaklamıştı.
İkrime Ebu Cehil yarım kalan iş için Medine’ye saldırılması için bastırıyordu.
Allah Resulü ise Uhud’dan çekildikleri andan itibaren onları takip ettirmekteydi.
İkrime’nin savaşma isteğine karşı Saffan bin Umeyye EvS ve Hazreç'in için intikam almak için gelmesinden korkuyordu.
Bu arada Allah Resulü yaralı halinle atına bindi ve sancağı hazreti Ali’ye vererek orduyu harekete geçirdi. Ordu Medine’ye 13 kilometre uzaklıktaki Hamrâülesed denen yerde konakladı.
Konakladığı sırada peygamberin yanına Mekke’ye gitmekte olan Huza kabilesinin lideri olan Mabedi Huza uğrayarak geçmiş olsun dileklerini iletti.
Huza kabilesi Müslüman olmamış olsalar da Müslümanlarla iyi ilişkileri olan bir kabileydi.
Nitekim Hudeybiye anlaşmasından Müslümanlar ile ittifak kurmuşlar ve daha sonra Mekke’nin fethine yol açan Bekiroğullarının saldırısı ile karşı karşıya kalmış ve onlara saldırılmasının neticesinde Allah Resulü onların öcünü almak için Müslümanları davet etmiş ve neticesinde Mekke’nin fethi gerçekleşmişti.
Mabedi Huza peygamberin yanından ayrıldıktan sonra Rehva’da Ebu Süfyan ile buluştu.
Ebu Süfyan Müslümanlarla ilgili bilgi almak isteyince Huza:
- Ey Ebu Süfyan! Muhammed üzerinize dün savaşa katılan ve pişman olup katılmayanlarla beraber geliyor.
Ebu Sufyan:
- Nasıl olur bu hareketi yapacak mecali nereden buldular.
Huza:
- Ey Ebu Süfyan! belki de siz buradan kalkmadan onlarla karşılaşacaksınız diye cevap verdi.
Bu durum karşısında Ebu Süfyan bir ikilemde kaldı. Müslümanlarla savaşmadan geri çekilirse dünkü zafer’in manası kalmayacaktı. Ancak Müslümanların karşısına çıkıp kaybederseler de bu daha büyük bir yıkıma sebep olacaktı.
Ebu Süfyan bir hile düşünerek durun değerlendirmesi yapmak istedi.
Medine’ye gitmekte olan bir kervana müşriklerin Medine’ye saldıracakları haberini yaydı. Maksadı Müslümanların kararlılığını ölçmekte.
Allah Resulü s.a.v bu oyunu sezdiğinden Hamrâülesed 'de üç gün kaldı.Geceleyin ateşler yaktırıp kararlılığını ortaya koydu. Müslümanların kararlığı karşısında Uhud’da kazandıkları zaferi gölgelemeyi göze alamayan Ebu Süfyan Mekke’ye dönme kararı aldı.
Böylelikle Müslümanlar Medine’de gücün hala kendilerinde olduğunu ortaya koyarak mağlupken tekrar zafer gibi bir durumu elde etmiş oldular.
Hicret'in 3 yılı Uhud Savaşı’nın dışında miras hukuku kaideleri getirilmiş ve müşrik kadınlarla evlenmek yasaklanmıştır.