Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

ŞİT VE iDRİS PEYGAMBERİN BATILA KARŞI VERDİKLERİ HAK MÜCADELESİ

ŞİT PEYGAMBER

Şis peyamberin Babası : Adem a.s, Annesi de, Hz. Hava'dır. Adem a.s oğlu Kabil, kardeşi Hâbil'i kıskanarak öldürdükten beş yıl sonra, Şis (Hibetullah) a.s doğdu.

Cebrail Aleyhisselâm, Hz. Havva'ya:

"Allâh, bunu (Şis'i), sana, Hâbil'in yerine verdi" dedi. Şis a.s, doğunca, Adem a.s da: "Bu, Hibetullâh'dır (Allah'ın Hibesidir) demiştir. Hz.Havva, Şis'e hâmile olunca, alnında parıldamağa başlayan Nûr, Şis'i doğurduğu zaman, onun alnına geçmişti. Adem a.s, bu işaretten dolayı Şis'in kendisinden sonra, yerini tutacağını anlamıştı.

Şis a.s alnında parlayan Peygamberlik Nûru kendisinden zevcesine  ondanda oğlu Enuş ondan da, oğlu Kaynanın alnına geçmiş asırlar boyunca, alından alına geçmiş durmuş ve nihayet, Abdulmuttalib’den Abdullah’, ondan da Allah Resulü s.a.v’ geçerek son sahibine ulaşmıştır.

ŞİS A.S BAZI FAZİLETLERİ VE PEYGAMBERLİĞİ:

Şis a.s; Adem a.s’ın oğullarının en ulusu, en üstünü, en sevgilisi ve ona en çok benzeyeni idi ve aynı zaman’da sakal sünnetinin ilk temsilcisidir.

Adem a.s vefatından önce oğlu Şis’e hitaben:

"Ey oğulcuğum! Sen, benden sonra, Halifem'sin!" diyerek vazifesini takva üzere yürütmesini tavsiye etti ve unu, bir Vasiyetnâme ile yerine Vekil bıraktı. Bunuda, Kabil'den ve Kabil oğullarından gizli tutmasını, ona emretti. Gece ve gündüz saatlerini ve her mahlukun, Allah’a, hangi saatlerde, ne gibi ibadetler yaptıklarını bildirdi. Vuku bulacak Tufan hakkında da, bilgi verdi. Kabil oğullarının zina ve içkiye düştüklerini, bozulduklarından dolayı Şis a.s ve oğullarına Kabil oğullar ile evlilik bağlantısı kurmamalarını tavsiye etti.

Allah c.c Şis a.s’ 50 sahife indirildiği rivayet edilmekle beraber, bunun 10 sayfasının Adem a.s’dan gelen sahife olduğunu iddia edenlerde bulunmaktadır.

Peygamberlik, Din, ibâdet ve Yüce Allah'ın Hak ve Şeriatlarına göre hareket Şis a.s’ın kendi ve oğullarıyla devam etmiştir.

Sis a.s; Allah'ı, takdis ve tenzihden geri durmaz, kavmine da; Allah'ın buyruklarını yerine getirmelerini, Allah'ı, her türlü noksan, eksik sıfatlardan uzak tutmalarını ve daima iyi işler yapmalarını emrederdi.

Bunun için, Şis oğulları ve kadınları arasında ne düşmanlık, ne kıskançlık olur, ne kin tutulur, ne suçlama yapılır, ne yalan söylenir, ne de, boş yere yemin edilirdi. Onlardan, her hangi biri, yemin etmek istediği zaman, ancak: "Hâbil'in kanı üzerine yemin olsun ki!" derdi.

Âdem a.s'dan sonra, oğullarından, Kâbe'nin onarımını ilk defa, taşla ve çamurla yapan da, Șis a.s idi. Şis a.s  vefat edinceye kadar, Mekke'de kalmaktan Hacc ve Umre yapmaktan geri durmadı.

Adem a.s oğullarından, Şis a.s ve Kabil’den başkasının nesli devam etmeyip kesilmiş böylelikle Şis a.s hakkın devam ettiği nesil olurken Kabil’ de batılın devamını sağlayan kavim olmuştur ta ki Nuh tufanı oluncaya kadar. Tufanla beraber insanlık nesli Şis a.s’ ın neslinden gelenlerle devam etmiştir. Şis a.s’dan sonra Enuş ve onun yerine bıraktığı kaynan, ondan mahlail, ondanda yerd’e geçen Şis a.s’ın neslinden hiçbirine peygamberlik verilmeyip bunlardan sonra dünyaya gelen torunu İdris a.s’a peygamberlik verilmiştir.

Hz. Şît a.s döneminde insanlığın yeryüzüne dağıldığı ve Hz. Şît’in 1000 şehir kurduğu rivayet edilir. Hz. Şît  Mekke’de kaldığı da aynı rivayetlerde ortaya konulmaktadır.

Hakkı temsil eden Şis a.s’ın bu mücadelesinde karşı tarafta bulunan Kabil ve onun neslinin nasıl azdıkça azdıklarına baktığımızda rivayetlerde şunları görmekteyiz:

Rivayete göre: Kabil, kardeşi Hâbil'i öldürünce, Babası Âdem a.s’ dan korkarak Yemen'e kaçtı.

Şeytan, ona:

"Hâbil'in kurbanını ateşin yakması ve kurbanının kabul olunması, onun, ateşe hizmet ve ibadet etmesi yüzündendi sen de, öyle yap!" diye telkinde bulundu. Bunun üzerine, Kabil, bir ateş evi yapıp içinde ateş yakarak ona tapmağa başladı.

Şis oğulları, önceleri gelir, Âdem mağarada bulunan cesedini, ziyaret eder ve ona, tâzimde bulunurlar, kendisi için, Allâh’dan rahmet dilerlerdi.

Kabil soyundan gelen bir adam:

"Ey Kabil oğulları! Şis oğulları, Adem’in cesedinin çevresinde dönüp dolaşarak ona tazimde bulunuyorlar. Sizin ise, böyle bir şeyiniz yok!" dedi, ve onlar için bir put yonttu. Tarihde ilk put yapan adam bu oldu.

Kur'an-ı kerimde Vedd, Süva', Yağus, Yauk ve Nesr diye adları anılan putlar rivayete göre Adem a.s oğulları veya oğullarının oğulları idiler. Rivayetlerde Adem a.s’ın 40 batında kız ve erkek olarak doğan evlatları olduğu belirtilmektedir. Bunlar, iyi amelli kişilerdi. Halk, bunlara uyarlardı. Süva'ın, Şis a.s oğlu olduğu, Yağus, Yauk ve Nesr'in de, Süva'in oğulları oldukları da, rivayet edilir.

Bunlar, öldükleri zaman, adamları: "Keşke, onların suretlerini, bize bir yapan olsaydı da, kendilerini hatırladıkça, bizi, ibadete teşvik etmiş olurdu." dediler. Onlara, yakınları, çok ağladılar.Kabil oğullarından bir adam:

"Ey kavmim! Ben, can vermeye güç yetiremem amma, size, onların suret- lerine göre beş tâne put yapsam, yontsam olmaz mı?" dedi.

Onlar da:

"Olur!" dediler. Bunun üzerine, Kabil oğullarının put yapıcısı, onlar için, Vedd, Süva', Yağus, Yauk ve Nesr'in suretlerine göre beş tene put yonttu, dikti. Adlarına put dikilenlerin kardeşleri, amcaoğulları gelip bu putların çevrelerinde koşarak dolaşırlar ve onlara tazimde bulunurlardı. O asır, böylece geçti.

İkinci asır gelince, bu putlara, ilk çağdakinden daha çok tazimde bulundular. Üçüncü asır gelince:

"Bizden öncekilerin şu putlara tazimleri, ancak, Allah katında, şefaat etmelerini umdukları içindi!" diyerek onlara tapmağa başladılar, küfürlerini artırdılar.

Kabil oğullarında, öteden beri içki, zina düşkünlüğü, hayasızlık ve ateşe tapmak gibi türlü kötülükler vardı. Çeşit çeşit çalgı âletleri de, edinmişlerdi. Kadın, erkek, genç, ihtiyar, sık sık toplanıp davul, düdük, zurna, def çalarlar, güler, oynarlar, nara atarlardı.

Zamanla Şis oğulları da, aralarında ki hak ve batıl kavgasını unutup Allah’a ve babalarına verdikleri Ahd ve misaklarını bozarak Yemen tarafında bulunan Kabil oğullarının kadınları ile beraber olarak onlar gibi olmaya başlamışlar ve yeryüzünde sapkınlık ve isyan ateşi iyice büyümüştür. İşte böylesine bozuk düzende bunun başlatıcısı olan Habil’de bundan nasibini almış ve Şis a.s evladı olan Enuş'un zamanında oğlu tarafından öldürüldüğü rivayet edilmektedir.

Böylesine bozulan insanlık için Yüce Allah İdris a.s’ı onlara Peygamber olarak gönderdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İDRİS ALEYHİSSELAM

İdris a.s: Şis a.s, Enuş, Kaynan, Mehlail ve Yerd silsilesi ile Hz. Adem’in . kuşak torunudur. İdris a.s beyaz tenli, uzun boylu, büyük karınlı, geniş göğüslü, kaba sakallı, iri kemikli, güzel yüzlü idi. Sesi, ince ve konuşması mülayimdi. İdris a.s Adem a.s’dan sonra kalemle ilk kez yazı yazan, yıldızlar ve Matematik ilmini öğreten kimse olarak aynı zaman da geçmiş devirlerin bütün ilimleri, kendisinde toplanmıştır.

Bunun yanında her peygamberin bir mesleği olduğu gibi İdris a.s’ın da asıl mesleği terziliktir. İlk kez, iğne ile dikiş diken, elbise dikip giyen de kendisidir. Halbuki, ondan önce, insanlar, hayvanların derilerini yaptıkları giysileri giyerlerdi.

İdris a.s çok ibadet eden bir kuldu. Yüce Allah Hz. Âdem ve Şis a.s’dan sonra peygamberlik görevi ile elçilik vazifesini verdiği insanlığın üçüncü peygamberidir.  Kendisine Yüce Allah tarafından 30 sahife indirilmiş ve Rabbimiz hükmünü ortaya koymuştur. İdris a.s kendine verilen görevin gereği olarak kavmini putlara tapmaktan men etmiş ve yüce Allah’a ibadete davet etmeleri için nasihat de bulunduysa da kavmi Kabil oğulları ile kurdukları ilişki ile yoldan çıkarak onu dinlemeyip getirdiği hak hükümleri yalanlamışlardır.

Bunun üzerine İdris a.s ilk kez Allah yolunda Kabil oğulları ile savaşmış, babası gibi ata binmiş ve bu savaşta kılıç kullanmıştır. Bu savaşta Kabil oğullarından esirler alıp sonrasında onları azat etmiştir. İdris a.s göğe yükseltilmeden önce, oğlu Mettu Şelah'ı, kendisine Halef ve Ev halkına Vasi tayin etmiştir.

Yüce Allah İdris a.s aracılığı ile Şis a.s’ın neslini uyararak; Kabil oğullarını, onlarla düşüp kalkanları ve onlara meyil edenleri azaba uğratacağını bildirdi ve kendilerini, onlarla düşüp kalkmaktan nehy etti. Onları Allah’a ibadette İhlaslı olmalarını, doğruluk üzere amel etmelerini tavsiye etti.

Bundan sonra, Yüce Allah, İdris a.s’ı pek yüce bir yere kaldırıp yükseltti. (Meryem: 57) O zaman, kendisi, yüz altmış beş yaşında idi.

Ona ve gönderilen bütün Peygamberlere Selâm olsun!

CEHENNEM VE CENNET'İN İDRİS ALEYHİSSELAMA GÖSTERİLİŞİ :

Hz.Ümmü Seleme'nin, bildirdiğine göre:

İdris a.s, Ölüm Meleğinin dostu idi. O'ndan, Cennet'i ve Cehennem'i, kendisine göstermesini istedi.

O da, onu, yükseltti.

İdris a.s, Cehennem'i görünce, ondan korktu. Az kalsın bayılacaktı. Ölüm Meleği, onun üzerine kanadını gerip:

  • Gördün onu, değil mi?" dedi.

İdris a.s:

  • Evet! Bu güne kadar, onu, hiç görmemiştim! dedi.

Ölüm Meleği, İdris a.s’ı cennete götürüp onu temaşa etmesini sağlayarak ona hitaben:

  • Cennet'i de, gördün değil mi? dedi.

İdris a.s:

  • Evet! Vallahi, burası, Cennet'tir! dedi.

Ölüm Meleği:

  • Haydi, gördüğüne git! dedi.

İdris a.s:

  • Nereye gideyim? diye sordu.

Ölüm Meleği:

  • Nerede olmak istersen, oraya git! dedi.

İdris a.s:

  • Hayır! Vallâhi, ben, oraya girdikten sonra, çıkmam! dedi.

Yüce Allah ölüm Meleğine hitaben:

  • Sen, onu, oraya koyma!  Çünkü oraya girince, hiç kimse için, bir daha oradan çıkmak yoktur!" denildi." [1]

PEYGAMBER EFENDİMİZİN MIRAC GECESİNDE İDRİS A.S İLE SELAMLAŞMASI :

Peygamberimiz a.s, Miraç gecesinde, Cebrail a.s ile birlikte dördüncü kat göğe yükseldiği zaman, orada, İdris a.s karşılaştı.

Allah Resulü Cebrail a.s’a:

  • "Kim bu?" diye sordu.

Cebrail a.s:

  • "Bu, İdris a.s’dır! Selâm ver ona!" dedi.

Peygamberimiz, selâm verdi.

O da, peygamberimizin selamına mukabele ettikten sonra:

"Hoş geldin, safa geldin salih kardeş, salih Peygamber!" dedi ve hayır dua etti. [2]

Hz. İdris göğe yükseltilince tebliğ görevini bir kul olarak Mettu Şelah devam ettirdi. Mettu Şelah vefat edeceği sırada, oğlu Lemek'i, yerine bıraktı ve Allah'a tâat ve ahidleri korumak gibi Atalarının, kendisine tavsiye etmiş oldukları ve kendisinin de, yerine getirmiş olduğu şeyleri ona da, tavsiye etti ve dokuz yüz on yedi yaşında vefat etti.

Lemek b.Mettu Şelah da, Allâha ibâdet ve tâata devam etti.

Mettu Şelah  babası gibi vavmini öğütlemeye devam etti ve onları, Kabil oğulları ile düşüp kalkmaktan nehy etti. Kavmi ise, Lemek'in sözünü dinlemediler. Hepsi, Kabil oğulları ile düşüp kalktılar.

Şis oğulları, Kabil oğullarının kızları ile düşüp kalktıkları zaman, Cebâbire diye anılan Zorbalar doğdu ve çoğaldı. Lemek; ölüm döşeğine düştüğü zaman, oğlu Nuh a.s torunları Sam, Ham ve Yâfes'i ve onların kadınlarını yanına çağırdı. Şis oğullarından sekiz candan başka kimse kalmamış, hepsi, Kabil oğullarının yanına gitmişlerdi.Lemek, yanına gelenler için, Bereket duası yaptı ve ağladı:

  • Demek, Cinsimizden, şu sekiz candan başka kimse kalmamış! Adem ve Havva'yı yaratan, sonra, o ikisinden çocuklarını çoğaltan Allah'dan dilerim ki: sizi, şu kötü kadın hastalığından korusun! Çocuklarınızı, yer yüzünü dolduracak kadar çoğaltsın! Size, Atamız Ademin bereketini versin! Oğullarınıza Hükümdarlık nasip etsin! Diye dua etti.

Sonrasında Oğlu Nuh a.s’ hitaben:

  • Ey Nuh! Bildiğin gibi, şuracıkta, bizden başka kimse kalmamıştır. Sakın bundan ürkme ve şu günahkâr kavmin ardına düşme! Öldüğüm zaman, beni, Kenz mağarasının içine koy! Allah, gemiye binmeni irade buyurduğu zaman, Babamız Ademin Cesedini de, yükle ve Gemiden inerken de, yanında indir! Diye öğütte bulundu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


[1] Deylemi, Firdevs c.1 s. 224-225

[2] Buhari, sahih, c.4 s. 107

Dosyalar

şit ve idris peygamberlerin hayatı
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş