CAMİ ADABI
Değerli kardeşlerim:
Rabbimiz yarattığı her şeyi bir düzen ve tertip üzerine var etmiştir. Kâinata baktığımız zaman insanın bozması dışında bir bozukluk göremeyiz. Kâinatta olduğu gibi Rabbimiz yaşantımızda da bizden bir düzen üzerine hareket etmemizi istemektedir. Bu düzenin adı da kulluktur.
Kulluğun gereği olarak ta gerek sosyal hayatımızda, gerekse ibadetlerimizde Rabbimiz belli kaideler koyarak bunlara uygun hareket edip, etmemekle bizi imtihana tabi tutmaktadır.
Rabbimizin bizden kurallarına uymayı istediği görevlerden biride Allah’ın evleri olan mescidlerdir.
Rabbimiz Mescidlerin mana ve anlamını da şöyle ifade etmektedir:
اِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللّٰهِ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَ وَلَمْ يَخْشَ اِلَّا اللّٰهَ فَعَسٰٓى اُو۬لٰٓئِكَ اَنْ يَكُونُوا مِنَ الْمُهْتَدٖينَ
Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve ahret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah’tan korkup çekinen kimseler imar edebilirler. İşte bunların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.[1]
وَاَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلّٰهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللّٰهِ اَحَداًۙ
Mescidler yalnız Allah’ındır. O halde Allah ile birlikte başkasına da tapmayın.[2]
Camilerimizin ve mescitlerimizin sahibi Rabbimizdir. Kim bu mekânların sahibiymiş gibi davranırsa karşısında Allah’ı bulacağını bu ayet-i celile bize hatırlatıyor.
Aynı zaman da Allah’ın evinde ancak Rabbinize ibadet edin derken de kalplerde bulunan sevgileri ortadan kaldırarak sadece Rabbinin sevgisi ile camilere girmemizi bize öğütlemektedir.
Ancak her yerin bir kuralı olduğu gibi camilerinde kuralları olduğunu da Allah Resulünün şu hadis-i şeriflerinde görüyoruz:
Kim bu kokulu sebzelerden ( Soğan, sarımsak, pırasa, vs ) yerse mescidimize yaklaşmasın. Çünkü insanların eza gördükleri şeylerden meleklerde eza görür.[3]
Allah Resulün burada ifade ettiği husus ibadet için gelen Müslümanların huşusunu bozacak, ibadetin tadını almasına engel olacak durumlardan onları korumaktır.
Yine Allah Resulü mescidlerde yapılmayacak hususları sıralamaya devam ediyor:
Mescidlerinizi çocuklarınızdan ( Söz dinlemeyecek, ihtiyacını söyleyemeyecek kadar ufak), delilerinizden ( Bilmeden namaz kılınan yeri kirletme ihtimali sebebi ile), alışverişinizden, hadlerinizin icrasından, kılıçlarınızı kınlarından sıyırmaktan uzak tutun. Mescidlerinizin yakınlarında abdest yerleri yapın. Mescidlerinizi Cuma günü buharlayarak güzel tütsülerle kokulu yapın.[4]
Peygamber efendimizin hadis-i şerifte ifade ettiği meselelere baktığımız zaman camilerin huzurunu bozacak, kalpleri istikametten çıkaracak her işten uzak durulmasını emretmektedir.
Özellikle çocuklar meselesini tekrar ele almak gerekir. Bizler peygamber efendimizin torunlarının namaz esnasında peygamberimizin sırtına çıktıklarını sahih kaynaklarda görmekteyiz.
Bu hadis-i şerifte geçen çocukların bebek denecek yaşta olanlar olduğu bilinmesi gereken bir gerçektir.
Allah’ın evleri olan camiler aslının dışında kullanılması İslam’ın asla tasvip etmediği bir davranıştır. Bunun bir örneği olarak Allah Resulün zamanında yaşanan şu olaya bakmak gereklidir:
Bir adam mescid de yitiğini ilan etti ve: Kim kızıl deveyi gördü? dedi. Bunu işiten Allah Resulü s.a.v şöyle buyurdu:
Bulamaz ol! Mescidler neye yarayacaksa onun için inşa edilmiştir (Gayesinden başka maksatla kullanılmaz)! [5]
Camiler aslı dışında kullanılmaması gerektiği gibi ibadetlerde de usul ve kaidelere riayet edilmelidir.
Bu usul ve esaslardan biride saf düzenine riayet edilmesidir. Ancak görmekteyiz ki çeşitli nedenlerle buna uyulmamakta ve bu sebeple cemaatle namazdan alınan tat alınamamaktadır.
Saf düzeninin nasıl olması gerektiği ile ilgili Allah Resulünün ifadeleri bizler için uyulması gereken kuralları ortaya koymaktadır:
Safları düz tutunuz. İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur. [6]
Bu emir camide bulunan cemaatin en yüce makam olan Allah’a gösterdikleri saygının nişanesidir. Aynı zamanda kılınan namazın kabulünün önünü açan bir sebeptir.
Allah Resulü bunu şu şekilde ifade etmektedir:
Saflarınızı düz tutunuz. Zira safların düz olması namazın tamam olmasını sağlayan hususlardan biridir. [7]
Ancak bu hususu önemsemememiz sebebi ile vardığımız noktayı da Allah Resulü ortaya koyuyor:
Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teâlâ’nın aranıza düşmanlık sokacağını iyi biliniz. [8]
Allah Resulünün kendisi de bu hususlara çok dikkat ettiğini rivayetlerde görmekteyiz. Öyle ki namaza durulacağı zaman elinde uzun bir sopa ile safları düzelttiğine dair haberler rivayetlerle bize ulaşmıştır.
Bir diğer mesele de Cuma namazları sırasında farz olan hutbe sırasında cep telefonun ile ilgilenme, yanındaki ile konuşma gibi ibadetin esaslarına uyulmayan hareketlerin yapılmasıdır.
Unutulmamalıdır ki! Cuma namazındaki hutbe namaz gibi bir hüküm arz etmektedir. Onun içinde sanki namazdaymışız gibi hatibi dinlemek gerekmektedir.
Sonuç olarak Allah’ın evleri olan camilerimiz bizlerin misafir olduğu Rabbimizin ev sahibi olduğu müstesna yerlerdir. Böyle müstesna yerlerde ise kişinin bir makamda olduğu bilinci ile hareket etmesi gerekir ki! Rabbimizin misafir olarak bereketlenme şansını yakalayalım.
Rabbim bizleri cemaat şuuruna varanlardan eylesin!
Rabbim bizleri evlerine girmekten mahrum eylemesin!
[1] Tevbe 18
[2] Cin 18
[3] Müslim , mesacid , 74
[4] İbn mace , mesacid , 5
[5] Müslim , mesacid ve macaziu’s salat, 18
[6] Müslim Salât 122
[7] Müslim, Salât 124
[8] Müslim, Salât 127