İSLAM'IN EHLİ KİTAP'A BAKIŞI
Değerli Müslümanlar:
Rabbimiz ilk insan olan Hz. Âdem ile beraber dini inzal etmiş, ancak isyan etme hususunda ileri giden insan Allah'ın gönderdiği dine, ya hiç uymamış veya içeriğini bozmuştur.
Rabbimiz Hz. Peygamberimiz Muhammed Mustafa s.a.v ile son ve değişmez din olan İslam'ı göndermiş, hükmünün de kıyamete kadar devam edeceğini ortaya koymuştur. Hal böyle iken İslam toplumunun içinde farklı zamanlarda çıkan bazı sapkın kişi ve topluluklar ehli kitabın da hak olduğunu ve yaşantılarının düzgün olduğu takdirde cennete gireceklerini iddia etmişlerdir.
Yaşadığımız çağda bu sapkın düşüncenin devamı olanlar daha da ileri giderek ehli kitap ile İslam'ı bir araya getirme çabası içerisine girerek akla ziyan ifadeler kullanmışlardır.
Öyle ki, Dinler bahçesi adı altında dinen haram olan Müslüman kız ile Hıristiyan erkeği evlendirerek, güya bir ve beraber olduklarının mesajını vermeye çalışmışlardır.
Hâlbuki Rabbimizin ehli kitap hakkındaki ifadeleri çok açık ve nettir.
وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌۨ ابْنُ اللّٰهِ وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَسٖيحُ ابْنُ اللّٰهِؕ ذٰلِكَ قَوْلُهُمْ بِاَفْوَاهِهِمْۚ يُضَاهِؤُ۫نَ قَوْلَ الَّذٖينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُؕ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُؗ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ
Yahudiler, «Üzeyir Allah'ın oğlu» dediler, Hıristiyanlar da «Mesih Allah'ın oğlu», dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar. [1]
İslam'ın ehli kitapla inanç açısından bir araya gelemeyeceğinin kanıtı değiştirdikleri kitaplarındaki ifadelerde nettir.
İslam Allah'a eş ve ortak koşmayı şirk sayarak, iman için Allah'ı bir kabul etmeyi emreder. Ancak Rabbimizin kitabında ifade ettiği bu hususun aksine, ehli kitabın inanç değerlerini değiştirdikleri kitaplarının içinde şirk dolu sözler doludur.
Ehli kitabın iki parçası olan Yahudi ve Hıristiyanların inanç esaslarına bir bakalım:
Yahudiler inkâr etseler de, Rabbimiz Üzeyir a.s için Allah'ın oğlu dediklerini ifade eder, İslam kaynakları da onun için şöyle bir ifade kullanır:
Kuran'da adı geçen Üzeyir a.s‘ın peygamber mi, yoksa veli bir kul mu? Olduğu tartışmalı bir husus tur.
Üzeyir a.s Tevrat'ın eski ahit’de Ezra adında geçmekte olup İsrail oğullarının kâhini olduğu ve onlara Tevrat’ı yeniden öğrettiği varsayılmaktadır. Ezra'yı Yahudilerin bir kısmı tanrılaştırdığı yönünde beyanlar bulunmakla beraber bunların kim olduğu hususu ihtilaflıdır.
Adı geçmese de Kuran-ı kerim de geçen şu olayın failinin Üzeyir a.s olduğu ifade edilmiştir:
Yahut evlerinin çatıları çöküp üzerine duvarları yıkılarak harap olmuş, ıssız bir kasabaya uğrayan kimsenin durumu gibi. Bu kişinin, “Allah, bütün bunları öldükten sonra nasıl diriltecek?” demesi üzerine Allah onu yüzyıl ölü olarak tuttu, sonra diriltti. “Ne kadar kaldın” diye sordu. “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldım” dedi. Allah “Hayır, yüzyıl kaldın. Anlamak için yiyeceğine içeceğine bak, henüz değişmemiş; eşeğine bak, -seni insanlara bir işaret kılmamız için- ve kemiklere bak, onları nasıl düzeltiyor ve üzerini etle kaplıyoruz” buyurdu. Artık o adam için durum açıkça ortaya çıkınca, “Biliyorum ki Allah kesinlikle her şeye kadirdir” dedi. [2]
İşte burada geçen olay sonrası kaybolan Tevrat'ın ayetlerini eksiksiz tekrar yazdırdığından dolayı kendisine Allah'ın oğlu olduğu isnadında bulunulduğu çeşitli rivayetlerde geçmektedir.
Rabbimizin kitabındaki Hz. İsa ifadesine karşı Hz. İsa İncil de şöyle geçer:
Evet! Doğru, insan Âdem'in günahı yüzünden ölümü hak etti ve doğasına günah girdi. Tanrı'nın biricik oğlu olan Isa Mesih ise günahlarımızı çarmıhta yüklendi ve ölümü yendi. Âdem ile birlikte tüm insanlık günahı üzerine aldığına göre, herkes günahlı doğduğuna göre kurtarış da Tanrı'dan gelmeliydi, geldi. Ölüm insanın yani Âdem'in kusuruyken, kurtuluş İsa'nın yani Tanrı'nın lütfudur.
Adem Yeryüzünde yarattığı ilk oğluydu..
Isa Mesih'de gökteki "ilk doğan" oğluydu..(ilk yaratılan semavi oğluydu). Vahly 3:14, Koloseller 1:15,
İnsanlık tek kişi (Âdem) yüzünden ölüme mahkum oldu, yine tek kişi (İsa Mesih ) fidyesi ile hayat buldu. Romalılar 5:1
Hıristiyanların iddialarının aksine Rabbimiz Kuran-ı kerimde Hz. İsa hakkında şöyle beyanda bulunur:
لَقَدْ كَفَرَ الَّذٖينَ قَالُٓوا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْمَسٖيحُ ابْنُ مَرْيَمَؕ قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ مِنَ اللّٰهِ شَيْـٔاً اِنْ اَرَادَ اَنْ يُهْلِكَ الْمَسٖيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَاُمَّهُ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَمٖيعاًؕ وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاؕ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُؕ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدٖيرٌ
Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir, diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki: "Şayet Allah, Meryem oğlu Mesih'i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah'a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. " [3]
Ehli kitapla ortak nokta arayanlara şunu ifade etmek gerekir ki, bizim imanımızda Rabbimizin çocuk edinmesi veya evlenmesi söz konusu olamaz. Nitekim Rabbimiz birçok ayette buna vurgu yapmıştır:
لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙوَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ
O, doğurmadı ve doğurulmadı. Ve O'nun bir dengi olmadı (olamaz). [4]
Bu kadar açık ifadeler olduğu halde, ehli kitaba meylederek onlardan dua beklemek veya dua etmek İslam'ın asla kabul edeceği bir davranış değildir.
Nitekim Rabbimiz bu hususu kitabında açık bir şekilde ifade ediyor:
مَا كَانَ لِلنَّبِيِّ وَالَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اَنْ يَسْتَغْفِرُوا لِلْمُشْرِكٖينَ وَلَوْ كَانُٓوا اُو۬لٖي قُرْبٰى مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُمْ اَصْحَابُ الْجَحٖيمِ
(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akrabaları dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara. [5]
Onlarla dost olmaya, onlar gibi yaşamaya kendini kaptıran kimseler bilsinler ki, Ehli kitap hiç bir zaman Müslümanlara dost olmamıştır. Dünyanın dört bir tarafındaki zulümlerin hepsin de de kanı akan sadece Müslümanlardır, zulmü yapanlarsa dost ve müttefik gördüklerimizdir.
Zaten Rabbimizin şu beyanı ortadayken bundan başka bir durum beklemekte ahmaklık olur:
وَلَنْ تَرْضٰى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارٰى حَتّٰى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْؕ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىؕ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ بَعْدَ الَّذٖي جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ مَا لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصٖيرٍ
Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır. [6]
Rabbim bizleri kâfirlere meyletmekten muhafaza eylesin, bizi istikametten ayırmasın!
[1] Tevbe 30
[2] Bakara 259
[3] Maide 17
[4] İhlas 3-4
[5] Tevbe 113
[6] Bakara 120