İSLAMA GÖRE YARADILIŞ GERÇEĞİ
Değerli kardeşlerim:
İnsanoğlu nasıl yaratıldığını hep tartışmış ve teoriler üretmiştir. Ancak bu tartışmalarda bize kaynaklık edebilecek tek kaynak Rabbimizin vahyidir.
Rabbimiz insanın yaratılışını kitabında şöyle açıklamaktadır:
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَأٍ۬ مَسْنُونٍۚ
Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık... [1]
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذٖي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثٖيراً وَنِسَٓاءًۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَ
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. [2]
Bu soruda olduğu gibi, yeni neslin kafasında bunun gibi birçok sorular sokarak onların itikatlarını sarsmak isteyen, iyi niyetten uzak sözde Müslümanların olduğu bir zamanı yaşıyoruz.
Bu zümrenin bir başka iddiası ve sorusu da şu:
Hz. Âdem ve Havva'dan öncede başka insanlar var mıydı?
Diyelim ki, onların dediği gibi başka Âdemlerde vardı. Bu durumda geriye doğru gidildiğinde bu anlayışa göre yine bir ana ve babaya ulaşmak zorunda kalırız. Bu durum da akıl ve mantık dışı bir süreci doğurur ki, sonsuza kadar gider. Allah bir Âdemden onun eşini, ondan da nice nesilleri yaratmaya kadir ve muktedirdir.
Âdem'in çocukları nasıl çoğaldı?
Dinde açık bulmaya çalışanların çokça kullandığı argümanlardan biri olan bu hususta da, kardeşlerin nasıl birbiri ile evlendiklerini ifade ederek bunun üzerinden yürümeye kalksalar da, ne kuranda, ne de sünnette buna dair hiç bir bilgi yoktur.
Olmayan bir bilgi üzerinden varsayımlarla bazı söylemlerde bulunmanın insanlığa hiç bir faydasının olmadığı da açıktır.
Kuran'da ve sünnette anlattığımız hususla alakalı bir bilgi olmadığı gibi, Hz. Âdem'in evlatlarının isimleri ile ilgili bir bilgide söz konusu değildir.
Bize ulaşan bu bilgilerin kaynağı neresidir diye baktığımızda bu bilgilerin Ehlikitap kaynakları olduğunu görmekteyiz.
Nitekim Rabbimiz kitabında Hz. Âdem'in evlatlarından şöyle bahseder:
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَيْ اٰدَمَ بِالْحَقِّۘ اِذْ قَرَّبَا قُرْبَاناً فَتُقُبِّلَ مِنْ اَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْاٰخَرِؕ قَالَ لَاَقْتُلَنَّكَؕ قَالَ اِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّٰهُ مِنَ الْمُتَّقٖينَ
(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka öldüreceğim" demişti, Öteki, "Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder" demişti. [3]
Velev ki! İddia ettikleri gibi bir evlilik olmuş olsala bile bu Rabbimizin emri ise bunu sorgulamak mümkün değildir. Bizler bugünkü emirlere göre geçmişi değerlendiremeyiz.
Eğer geçmişi bugünün hükümleri ile sorgulayacak olursak Hz.Yakup'un dayısın iki kızı ile aynı zamanda evlenmesini açıklayamayız. Hâlbuki bu durum İslam' a göre yasak edilmiştir.
Dünün hükmü ile de bugünü değerlendirmek doğru olmaz. Bir örnek olması açısından İsrail oğullarına cumartesi günü balık avlamak yasakken bizde böyle bir yasak söz konusu değildir.
Hz. Âdem'e illa da bir baba bulmak için çaba sarf edenler acaba Hz. İsa a.s doğuşunu nasıl açıklayacaklar?
Rabbimiz Hz. İsa’nın yaratılışına şöyle işaret ediyor:
اِنَّ مَثَلَ عٖيسٰى عِنْدَ اللّٰهِ كَمَثَلِ اٰدَمَؕ خَلَقَهُ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ قَالَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Şüphesiz Allah katın da (yaratılışları bakımından) İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir; Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da hemen oluverdi. [4]
Yok olanı var edecek, var olanı yok edecek Allah'tır. Yaratmak ve yok etmek Allah’ın elinde olan bir hükümdür.
Rabbimiz yaratılışımızı örneklendirirken şöyle bir kıssadan bahsetmektedir:
Yahut evlerinin çatıları çöküp üzerine duvarları yıkılarak harap olmuş, ıssız bir kasabaya uğrayan kimsenin durumu gibi. Bu kişinin, “Allah, bütün bunları öldükten sonra nasıl diriltecek?” demesi üzerine Allah onu yüzyıl ölü olarak tuttu, sonra diriltti. “Ne kadar kaldın” diye sordu. “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldım” dedi. Allah “Hayır, yüzyıl kaldın. Anlamak için yiyeceğine içeceğine bak, henüz değişmemiş; eşeğine bak, -seni insanlara bir işaret kılmamız için- ve kemiklere bak, onları nasıl düzeltiyor ve üzerini etle kaplıyoruz” buyurdu. Artık o adam için durum açıkça ortaya çıkınca, “Biliyorum ki Allah kesinlikle her şeye kadirdir” dedi. [5]
Müslümanlara hiç bir faydası olmayan, bir sorunu da ortadan kaldırmayan bu gibi tartışmaların içinde olmak fitneye sebep olmaktan başka bir işe yaramayacağı tarihteki örnekleri ile ortadadır.
Öyle ise böyle bir tartışmayı açanların iyi niyetli ve samimi Müslümanlar olduklarını düşünmek akılla açıklanabilecek bir durum değildir.
Rabbim bize fayda sağlamayan her türlü düşünceden bizleri muhafaza eylesin!
Rabbim bizleri istikametten ayırmasın!
[1] Hicr 26
[2] Nisa 1
[3] Maide 27
[4] Âl-i İmrân - 59
[5] Bakara 259