Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

İSLAM'A GÖRE BEŞERİ MÜNASEBETLER NASIL OLMALI?

Değerli kardeşlerim:

İnsanoğlu Rabbinin ona verdiği aklın cesareti ile çoğu zaman aciz bir varlık olduğunu unutur da, gururu ve kibri sebebi ile Rabbine karşı gelir, büyüklenir ve zulmeder. Oysa onu bir sudan var eden Rabbimiz insanın acizliğini veciz bir şekilde şöyle ortaya koymaktadır:

وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحاًۚ اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولاً

Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin. [1]

İnsanoğluna bu uyarıyı yapan yüce Allah onun düzelmesi için zaman tanır. Eğer ki, Rabbimiz yaptığımız hataların sonucunda bizlere süre vermeyecek olsaydı hepimiz helak olurduk.

Nitekim Rabbimiz de bu gerçeği şöyle ifade ediyor:

وَمَا كَانَ النَّاسُ اِلَّٓا اُمَّةً وَاحِدَةً فَاخْتَلَفُواؕ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ فٖيمَا فٖيهِ يَخْتَلِفُونَ

İnsanlar (inanç birliği içinde bütünleşmiş) tek bir topluluktan ibaretti, sonra aralarında inanç farklılığı oluştu. Eğer Rabbinin katından daha önce verilmiş bir söz olmasaydı, ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verilir, iş bitirilirdi. [2]

Bu noktada müminin izlemesi gereken yol şudur?

وَاَطٖيعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رٖيحُكُمْ وَاصْبِرُواؕ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِرٖينَۚ

Allah ve resulüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız. Sabredin, kuşkusuz Allah sabredenlerle beraberdir. [3]

Bu ayetin bir göstergesi olarak tarihin tozlu yaprakları arasında birçok Müslüman devletin İslam'ın emirlerini göz ardı edip birbiri ile çekişmelerinin sonucunda çöktüğünü görürüz.

Bu ifademize bir örnek olması açısından Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu, yükselişi ve çöküşü aşamalarının Müslümanlar tarafından iyi okunup, irdelenmesi gerekir. Zira Osmanlı imparatorluğu dünyadaki zulmün ortadan kaldırılması için ortaya çıkan, adaleti ile yükselen, benlikle yok olan tarihin en büyük devletlerinden biridir.

Şu bir gerçektir ki; Gerek Allah Resulünün temellerini attığı İslam devleti, gerekse onu izleyen ümmetin kurduğu devletlerin en parlak dönemlerinin din ve vicdan özgürlüğünün olduğu, adaletin tesis edildiği, din ve dünya işlerinin Allah'ın kitabına ve Resulün sünnetine göre yapıldığı zamanlar olduğunu net şekilde görmekteyiz.

Ancak yaşadığımız çağda insanların her şeye kendi çerçevelerinden baktığı, kendinden olmayanları dışladığı, doğruyu kendi inandığı değerlere göre belirlediği biz zamanı yaşıyoruz.

İnsan düşünen bir varlık olarak farklı görüş taşımaları gayet doğalken, bizim gibi düşünmeyeni yaftalamak, yanlışı yanlışla savmak bir mümine yakışmaz. Fakat öyle bir haldeyiz ki, Müslüman kardeşimize kâfir demekten bile çekinmiyoruz.

Oysa bu sözümüz öyle bir tehlike arz eder ki, bizi bir anda İslam dairesinin dışına atar:

Herhangi bir kimse, kardeşine "Ey kâfir!" derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner. [4]

Bizler bu tehlikeyi kürsülerden dile getirdiğimizde bazı kardeşlerimiz şöyle serzenişte bulunuyor:

İyide hocam yanlışı söylemeyelim mi?

Tabi ki hak olanı söyleyeceğiz, ancak mümine yakışır şekilde söyleyeceğiz ve de şunu unutmayacağız!

Bizler hidayet vericiler değil, tebliğcileriz!

Rabbimiz her hususta olduğu gibi tebliğ hususunda da izlememiz gereken yolu şöyle ortaya koyuyor:

وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُؕ اِدْفَعْ بِالَّتٖي هِيَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذٖي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِيٌّ حَمٖيمٌ

İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş! [5]

وَمَا يُلَقّٰيهَٓا اِلَّا الَّذٖينَ صَبَرُواۚ وَمَا يُلَقّٰيهَٓا اِلَّا ذُو حَظٍّ عَظٖيمٍ

Bu sonuca ancak sabırlı olanlar ulaşabilir, yine buna ancak (erdemlerde) büyük pay sahibi olanlar ulaşabilir. [6]

Şu hususu açık şekilde belirtmeliyiz ki, güzel bir hitap ve sabırla yoğrulmuş bir hayat ancak Allah Resulünün örnekliği ile olur.

İşte bizim için en güzel örnek olan Allah Resulünün bu husustaki bizlere yaptığı tavsiyesi:

Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alakanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız, bu sayede selâmetle cennete girersiniz. [7]

Bu hasletler ise sabırlı bir şekilde mücadele ile olur ki, bunlar nefsin ve şeytanın hoşuna gitmez. İşte asıl marifet de nefse ağır geleni yapabilmektir.

Nitekim Allah Resulün şu beyanı da bunun bir göstergesidir:

 Seninle ilgisini kesenden sen ilgini kesme! Sana vermeyene sen ver! Sana kötülük edeni sen bağışla! [8]

Bugün en çok dikkat etmemiz gereken şey aramızdaki bağları zayıflatan ve bizi birbirimizden uzaklaştıran tartışmalardan kaçınmaktır.

Nitekim Allah Resulünün de bize tavsiyesi bu yöndedir:

Kardeşinle tartışmaya girme, onunla kırıcı şekilde şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme. [9]

Değerli dostlar!

Allah rızası için çıktığımız bu yolda iyi niyetle devam ettirdiğimiz mücadelemizde kimi zaman hırsımızın verdiği agresiflikle karşımızdakilere tavrımız sertleşmekte ve İslam'ın koyduğu sınırların dışına çıkmaktayız.

Unutmamalıyız ki!

Din kimseyi inanmaya zorlamaz...

Bizim görevimiz kişileri hidayete erdirmek değil, sadece hakkı göstermektir.

Rabbim hak için çalışabilmeyi ve hakka uygun bir hayat sürebilmeyi hepimize nasip eylesin!

 

 


[1] İsra 37

[2] Yunus 19

[3] Enfal 46

[4] Müslim 1/319

[5] Fussilet 34

[6] Fussilet 35

[7] Tirmizi, Kıyamet, 42

[8] Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV/148,158

[9] Tirmizi, birr ve Sıla, 58

Dosyalar

islama gore beseri munesebetler nasil olmali
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş