YAPMAYACAĞINIZ ŞEYLERİ NİÇİN SÖYLÜYORSUNUZ?

Muhterem Kardeşlerim:

Bu hayatta toplumu kontrol altında tutmak için kanunlar ve kaideler koyulmuş ve böylelikle doğabilecek olumsuzluklar önlenmeye çalışılmıştır. Ancak herkesçe malumdur ki, cezalar ne kadar büyük olursa olsun, kişide Allah korkusu yoksa onu durdurabilecek başka bir güç yoktur.

Nitekim yaşadığımız hayatta birçok iğrençlikleri ve zulmü yapanların inanç ve ahlak’tan yoksun olduğunu net bir şekilde görüyoruz.

Ahlaklı olan kimsenin özelliği; güzel huy sahibi, kibirden uzak ve aldatmayan kimse olmaktır.

Bu özelliği taşıyan Müslüman'ın Allah Resulünün sevdiği kimseler olduğunu şu ifadesinde net şekilde görmekteyiz:

İyi huylu olanlarınız, içinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimselerdir.[1]

Bütün amacı menfaati için laf kalabalığı yapmak ve aldatmak olanların varacakları yer ise;

Güzel sohbet ediyor dedirtmek için uzun uzun konuşanlar, sözünü beğendirmek için ağzını şişire şişire laf edenler ve bilgiçlik etmek için kibirli bir şekilde kendini paralayanlar ise en sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak mesafede bulunacak kimselerdir. [2]

Şimdi etrafımızda nasılda çok var böyle kimseler. Görüntüleriyle Müslüman yaşantılarıyla münafık olan...

Hâlbuki Rabbimiz açık bir şekilde uyarıyor;

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ

Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?

كَبُرَ مَقْتاً عِنْدَ اللّٰهِ اَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır. [3]

Şimdi bir soralım kendimize; acaba yaptıklarımızı mı söylüyoruz, yapmadıklarımızı mı söylüyoruz?

Şimdi etrafımızdaki kimselere bir bakalım;

İdareci altındakilere diyor ki, kurallara uyun! Usulsüz iş yapmayın! Ama kendisi yapıyor.

Patron işinizi düzgün yapın, işinizden ve malımdan çalmayın diyor, ama kendi işçinin emeğinden çalıyor!

Hoca camide, sokakta, kürsüde faiz yemeyin, yalan söylemeyin diyor ama kendi yapmaya devam ediyor.

Farkında mısınız bilmem ama herkes bir yerlerde karşındakilere kurallara uyun! Uyarısı yapıyor ama kendi uymuyor.

Eğer ki kurallar güç ve makam sahipleri için serbest, bu güçten yoksun olanlar için yasaksa adalet nerede diye sormak lazım!

Ey kendini Müslüman olarak ifade eden ama adaleti unutan kişi Rabbimiz buyuruyor ki;

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّامٖينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَٓاءَ لِلّٰهِ وَلَوْ عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ اَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَۚ اِنْ يَكُنْ غَنِياًّ اَوْ فَقٖيراً فَاللّٰهُ اَوْلٰى بِهِمَا فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰٓى اَنْ تَعْدِلُواۚ وَاِنْ تَلْـوُٓ۫ا اَوْ تُعْرِضُوا فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبٖيراً

Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. [4]

Küçük olanın ezildiği, büyüklerin istediği gibi at koşturduğu yerde

--Ezanlar okunsa, namazlar kılınsa ne olur!

--Eşleri tesettürlü olsa, kendileri kuranı güzelce tilavet etseler ne olur!

--Yedi minareli camiler, Âlim yetiştiren okullar olsa ne olur!

--Görkemli binalar, Adalet sarayları olsa ne olur!

Size Allah Resulünün hitabı ile sesleniyorum;

Kureyşin önde gelen kabilelerinden birine mensup bir kadının yaptığı usulsüzlüklerin cezasını kaldırtmak-hafifletmek için elçi olarak gönderilen azatlısı Üsame’ye Allah Resulü: “Sizden önceki insanlar şu yüzden helak oldular: Onların ileri gelenlerinden biri hırsızlık yaptığında onu bırakırlar, güçsüz ve zayıf biri çaldığında ise onu cezalandırırlardı. Allah’a yemin olsun ki eğer Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı onun elini keserdim. [5]

Hiçbir şey için geç değil gelin hep birlikte yaptıklarımız için tövbe edelim ve Unutmayalım ölüm gelmedikçe hiç bir şey için geç değildir:

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِؕ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمٖيعاًؕ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ

De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. [6]

Tövbenin gereği yanlışlardan vazgeçmek olduğunu da unutmayalım!

Haksızlıklar karşısında susarak ta dilsiz şeytanlar olmayalım!

 

---

[1] Tirmizî, Birr 71

[2] Tirmizî, Birr 71

[3] Saf 2-3

[4] Nisa, 135

[5] Buhari, Enbiya, 54

[6] Zümer 53