ALLAH RESULÜNÜ EVİNDE MİSAFİR EDEBİLİRMİSİN?
Değerli Kardeşlerim:
İnsanların en hayırlısı, makamı Mahmut'un sahibi Muhammed Mustafa s.a.v' e salât ve selam olsun! Onun ümmetinden olma şerefine nail olarak kardeşlerim diye hitap ettiği toplumun bir parçası olmayı bize nasip ettiği için Rabbimize hamd olsun!
Muhterem Müslümanlar:
Ümmeti olma şerefine nail olduğumuz Allah Resulünün bizler ve diğer varlıklar için ne denli büyük mana ifade ettiğini Rabbimiz şöyle beyan ediyor:
وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمٖينَ
(Ey Muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. [1]
Allah Resulüne itaat etmek ve onu sevmek Müslüman olmanın gereğidir. Kim Allah Resulünü gereği gibi sevmez veya onun peygamberliğini tartışmaya açarsa bilsin ki, iman ondan uzaklaşmıştır.
Çünkü Rabbimiz rızasını, Resulünün rızasına bağlamıştır:
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُونٖي يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْؕ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَحٖيمٌ
De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır. [2]
Allah Resulü s.a.v bizler için hükmü beyan eden olduğu kadar, hüküm koyucu olarak da kendisine uymak zorunda olduğumuzu Rabbimiz şöyle beyan ediyor:
قُلْ اَطٖيعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِرٖينَ
De ki, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin! Eğer aksine giderlerse, şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez. [3]
Peki! Allah Resulüne itaatimizin nasıl olması gerekir?
وَمَٓا اٰتٰيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهٰيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُواۚ
Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının. [4]
Rabbimizin bu ifadesi aynı zamanda Allah Resulünün sünnetini sorgulamaya kalkan "Kuran bize yeter" diyenlere de açık bir cevap niteliğindedir.
Buraya kadar ifade ettiklerimiz Müslümanım diyen herkesin dikkat etmesi gereken imani bir meseledir.
Değerli kardeşlerim!
Evet! Sizlere Allah Resulü ile ilgili çok şeyler anlatabiliriz ancak bu sefer sizi biraz daha farklı bir pencereden bakmaya davet edeceğim!
Şöyle ki, bir an için gece yatağınıza yatıp yastığa başınızı koyduğunuzu tefekkür edin. Gözleriniz kapanıyor ve rüyaya dalıyorsunuz. Rüyanızda evinizin kapısı çalıyor ve kapıyı açıyorsunuz!
Karşınızda yüzleri ay gibi parlak beş kişiyi buluyorsunuz. Hem şaşırıyorsunuz, hem de korkuyorsunuz!
Birde bu kimseler kendilerini tanıttığında iyice eliniz ayağınız birbirine karışıyor. Evinizin, ailenizin, iş hayatınızın ve sosyal hayatınızın içinde ki İslam ile uyuşmayan ne kadar hal varsa bir anda aklınıza geliyor ve gözünüzün önünde geçiyor, ne diyeceğim diye telaşa kapılıyorsunuz!
Çünkü rüyada gördükleriniz Âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah Resulü s.a.v ve dört mübarek sahabesi Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali
Tefekkür etmeye devam edelim Allah Resulü s.a.v size hitap ederek:
- Ey falan kişi bizleri evine davet etmeyecek misin?
Dediğinde acaba evimizde olan hangi yanlışı örtmeye çalışırız? Bir düşünelim!
Eşimizin veya kızımızın tesettüre uygun olmayan halini mi? Vücudu dövmelerle bezenmiş oğlumuzu mu?
Acaba hangi eşyaları kaldırmaya çalışırız? Kadın programı açık olan televizyonumuzu mu? İddia oynadığımız tabletimizi mi, Müstehcen karelerin oynadığı dizinin döndüğü bilgisayarımı?
Veya biraz daha iyimser olalım!
Bunlar olmazsa bile acaba büyük paralar verip lüks içinde ki eşyalarımızı mı? Desinler diye kredi çekip aldığımız arabayı mı? Süslü ve pahalı ziynet eşyaları ile donattığımız sandıklarımızı mı kaldırırız?
Acaba “ Ey Allah’ın Resulü buyurun mutfağımıza “ demeden önce acaba mutfakta bulunan neleri kaldırırız?
Bunca hata ile donanmış bizler için “ Kardeşlerim” hitabında bulunan Allah Resulünü acaba işyerimizde misafir edebilir miyiz?
Misafir ettik diyelim!
Hakkını vermediğimiz, yediğimizden yedirmediğimiz, içtiğimizden içirmediğimiz, giydiğimizden giydirmediğimiz, anlının teri soğumadan hakkını vermemiz gerekenlerin hakkını vermediğimiz kimseler bizi Allah Resulüne şikâyet edecek olsalar, acaba Allah Resulü yine de bize “kardeşlerimiz” hitap eder miydi?
Daha acısı rüyada bile olsa Allah Resulünü ibadet ettiğimiz camilerimize gelmek istese acaba rahatlıkla bulunduğumuz yerde ki camiye onu getirebilir miydik?
Allah Resulü şu camilerimizin kapısında oturup da ağzı ile ateşe odun taşıyanları görseydi acaba onlara ümmetim der miydi veya bize “Bu geldiğimiz yerde neresidir!” diye sorar mıydı?
Bunca olay yaşandıktan sonra Hz. Ömer olanca hiddeti ile “ Ya Resulüllah özlem duyduğun kardeşlerin bunlar mıydı?” dese, bu söz üzerine şeytanın bile haya ettiği Hz. Osman utancından renk değiştirdiğini, Sadık dost Hz. Ebu Bekir efendimizin ve Hz. Ali efendimizin bizlerden yüz çevirdiğini görsek acaba halimiz nasıl olurdu?
Gerçekten rüyamızda böyle bir hal üzere kendimizi görsek acaba ağlaya ağlaya ve de kan ter içinde uyandığımızda eşimiz ne oldu diye sorduğunda utanmadan anlatabilir miyiz?
Belki böyle bir şeyle karşılaşsak uykudan uyandığımızda:
- Oh be rüyaymış!
Diyebiliriz! Peki! Ama Allah Resulü ile karşılaşacağımız ahrette ne yapacağız?
O ki bizler için ümmeti ümmeti diye yanarak Rabbine yalvarırken ve de bizlere özlem duyduğunu ifa ederken acaba bizler ona gerçek manada ümmet olabiliyor muyuz diye kendimizi sorgulamamız gerekmez mi?
Şu hadis-i şerife bir kulak verin bakın Allah Resulü s.a.v bizim için ne diyor:
Peygamber Efendimiz ashabıyla yaptığı bir kabristan ziyaretlerinde, kabirde yatanlara hitaben şöyle buyurdu:
— Esselamü aleyküm ey müminler diyarının sakinleri, inşallah bir gün biz de size katılacağız. Sonra da:
— Kardeşlerimle görüşmeyi çok arzu ediyorum, onları çok özlüyorum, diye iç çekti. Yanında oldukları halde Peygamber Efendimizin böyle söylemesine bir anlam veremeyen sahabe şaşkınlıkla,
— Ey Allah’ın Resulü, biz senin kardeşlerin değil miyiz, diye sordular. Efendimiz:
— Hayır, aksine siz benim ashabımsınız, dostlarımsınız. Kardeşlerimse benden sonra gelecekler, beni görmedikleri hâlde bana inanacaklar. Ümmetimden en çok sevdiğim topluluk, benden sonra gelip de ailesini ve malını feda etme pahasına beni görmeyi arzulayanlardır. Hepinizden önce Kevser Havuzu’nun başına varıp bekleyeceğim, buyurdu. [5]
Allah Resulü s.a.v’ in kardeşim diye hitap ettiği kimseler olmak istiyorsak bugünden itibaren Allah Resulü ile rüyada bile karşı karşıya gelsek bizi mahçup edecek ne varsa onlardan uzaklaşmak için çaba sarf etmemiz gereklidir. İşte o zaman Allah Resulünün doğumunu ve yaşamını gerçek manada kavramış oluruz!
Aksi takdir de kendini düzeltmekten uzak olup sonrada şefaat ya resullüllah demekle kurtulacağını zanneden ahmaklardan olmaya devam ederiz!
Rabbim bizleri Allah Resulünün şefaatine nail eylesin!
Onun sünnetinden uzak bir hayat sürmekten de bizleri ve tüm ümmet-i Muhammed'i muhafaza eylesin!
[1] Enbiya 107
[2] Al-i İmran 31
[3] Al-i İmran 32
[4] Haşr 7
[5] Hayatu’s-Sahabe. II, 567-568