Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

FEDAKÂRLIK OLMADAN GERÇEK BİR MÜMİN OLUNMAZ

Değerli kardeşlerim:

İnsan yaradılışı itibariyle kolay olanı sever ama Müslüman bilir ki imtihan zorlukta başlar. İyi günde herkes meydana çıkar önemli olan zor zaman da meydana çıkabilme cesaretini göstermektir. Nitekim İslam zora talip olanların sırtında yükselmiştir. Cenneti umuyorsan ey Müslüman! Zora talip olmak ve fedakârlık yapmak zorundasın.

Rabbimiz bu hususu ifade ederken, zorluk olmadan cennetin olmayacağını şöyle ifade ediyor:

اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَأْتِكُمْ مَثَلُ الَّذ۪ينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلِكُمْۜ

Yoksa sizden öncekilerin çektiklerini çekmeden cennete girebileceğinizi mi zannettiniz? [1]

Hiç düşündük mü bizden öncekilerin başlarına gelenleri veya kitabımızı açıp okuduk mu olan biteni?

Nuh peygamberin kavmi ve ailesi ile olan imtihanı:

Bir tebliğ düşünün ki! Dokuz yüz elli sene sürecek ama kavmin sana yüz çevirecek. Üstelik kendilerine azap geleceğini haber verdiğinde seninle alay edecekler:

Dediler ki: “Ey Nuh! Bizimle mücadele ettin ve bize karşı mücadelede çok ileri gittin. Eğer doğrulardan isen, kendisiyle tehdit ettiğin (azabı) bize getir!” [2]

Bu mücadelenin içinde sabırla ve azimle Rabbinin rızası için koştururken, kendi evinde ki hanımın ve oğlun sana inanmayacak. Öyle ki! Öz evladın azap geldiğinde ondan kurtulabileceğini zannedecek kadar kör olacak:

...Nuh, gemiden uzakta bulunan oğluna: “Yavrucuğum! (Sen de) bizimle beraber bin; kâfirlerle beraber olma!”diye nida etti. Oğlu: “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım!” dedi. (Nuh): “Bugün Allah’ın emrinden (azabından), merhamet sahibi Allah’tan başka koruyacak kimse yoktur!” dedi… [3]

Azabı gördüğü halde babasına uymayan bir evladın acısını içinde hissetmek kolay mıdır? Ancak evlatta olsa, kişi iman etmedikçe kurtuluşa eremez.

Nitekim Nuh peygamberde bir baba olması ve de beşer kalbi taşıması sebebi ile oğlu hakkında Rabbinden niyazda bulununca Rabbimizin cevabı şu olmuştur:

Allah buyurdu ki: “Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O hâlde hakkında bilgin olmayan bir şeyi Ben’den isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim!” Nuh (yaptığı zellenin farkına vararak) dedi ki: “Ey Rabbim! Ben Sen’den, hakkında bilgim olmayan bir şeyi istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrana uğrayanlardan olu­rum!” [4]

Lud peygamberin kavmi ve karısı ile imtihanı:

Lud peygamber yıllarca süren mücadelesinde kendi kızları dışında inananı olmamış, daha da acısı eşcinsellik gibi sapkınlığın başlatıcısı olan bu kavmin önde gelen sapkınlarına güzel suretli erkek ( Kavmi helak için gelen melekler ) misafirleri haber veren Lud peygamberin hanımı olmuştur.

İki peygamberde de görüyoruz ki, Peygamberin akrabası da olsa iman etmeyenlerin kurtulma şansı yok! Hani diyenler var ya! “benim deden hafız, Babam hoca” bunların hiç biri Allah katında bir değer ifade etmediğini şu ayette görmekteyiz:

Allah, inkâr edenlere Nuh’un karısı ile Lud’un karısını örnek verir. Her ikisi de, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında idiler, fakat onlara ihanet ettiler. Peygamber olan kocalarının Allah karşısında onlara hiçbir yardımı dokunmadı. Onlara: “Haydin, cehenneme girenlerle beraber siz de ateşe girin!” denildi. [5]

Zekeriya peygamberin testere ile kesilmesi:

Tek suçu Yahudileri aslını bildikleri halde terk ettikleri ilahi dine davet etmekti. Ancak onlar hiç acımadan onlardan kaçarken sığındığı ağacın kavuğunda onu testere ile kesmekten kaçınmadılar. Bu olay ve diğerleri Yahudilerin neden lanetli bir kavim olduklarına da açık delil teşkil etmektedir.

İbrahim peygamberin Nemrutla imtihanı ve ateşe atılırken ki tevekkülü:

İnsanın fıtratından gelen inanma duygusu ile Allah’ın nasıl bulacağının örneğini ortaya koyan İbrahim peygamber, putların değersiz taş parçaları olduğunu ortaya koymak adına putları kırmasından sonra kendini ateşe atmak isteyen Nemrut’un bu emri karşısında Rabbine teslim olmuş ve hiçbir yardımı kabul etmemiştir.

Allah’ın emri ile kendine yardım için gelen Cebrail’e “Rabbim benden haberdardır” diyerek teslimiyetini ortaya koymuş ve sonucunda ateş kendine serin olmuştur.

Rabbimiz bu durumu şöyle ifade ediyor:

 Putperestler, “Eğer bir şey yapacaksanız, yakın onu ve böylece tanrılarınıza yardım edin!” dediler. Biz de, “Ey ateş” dedik, “İbrahim’e serin ve zararsız ol!” [6]

İsmail peygamberin kurban edilmesindeki imtihanı:

İbrahim peygamberin vaadi ile kurban olma emri gelen İsmail peygamberin teslimiyeti kıyamet kopana kadar konuşulacak bir fedakârlıktır.

Rabbimiz kerim kitabında ondan şöyle bahseder:

Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Dedi ki: “Babacığım! Sana buyrulanı yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.” [7]

Bütün bu yaşanmış olan hadiseler bize gösteriyor ki, dünya ya aldanmayıp, Allah için fedakârlık yapmadan, sıkıntıya gark olmadan, cennet yok!

Bahsettiğimiz peygamberler bu sıkıntıları yaşadılar da Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Allah resulü yaşamadı mı?

Üç yıllık ambargo ile imtihanları:

Sırf Rabbim Allah dedi diye kendini ve kavmini, çoluk çocuk demeden açlığa mahkûm eden müşrikleri hatırlayalım. Açlıktan ağaç kökü yiyen peygamberin taraftarlarını hatırlayalım!

Rabbimiz peygamberlerin çektikleri sıkıntılara atıfta bulunarak şöyle buyurmuştur:

مَسَّتْهُمُ الْبَأْسَٓاءُ وَالضَّرَّٓاءُ وَزُلْزِلُوا

Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki

 حَتّٰى يَقُولَ الرَّسُولُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ مَتٰى نَصْرُ اللّٰهِۜ

Peygamber ve yanındakiler, "Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?" diye niyaz etmişlerdi.  [8]

Peki! Düşündük mü Allah Resulü neden bu sıkıntıları çekmeyi göze almıştı?

Hâlbuki müşrikler kendisine mal, makam ve kadın teklif etmişlerdi!

Onun cevabı “bir elime Ay’ı bir elime Güneş’i de verseniz davamdan vazgeçmem” olmuştu.

Reel politik yapıp da asla  “şimdilik onlardan gözükelim sonra onları yok ederiz” demedi.

Öyle mücadele verdi ki müşrik Sasani devletinin, ehli kitap olan Rumları yenmesine üzüldü. Bunun üzerine Rum süresi indi. Hâlbuki ehlikitap da ona düşmandı, ama düşmanlıkta bile bir sınır çizdi.

Peki! Bize ne oluyor ki! Kâfirlerden medet umacak bir hale geliyoruz.

Üstelik Rabbimizin açık uyarısı olduğu halde:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ

 Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir.

Şu yanlış anlaşılmasın biz ehlisünnet dışı olan her zümreyi reddediyoruz ancak kâfirin gölgesine sığınmaktan da Allah’a sığınıyoruz.

Çünkü sevincimiz bizi onlarla aynı yere koyması bizi imanen tehlikeye atar. Taraf olma, ne sevin, nede üzül

وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ

Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.  [9]

Bizler her işte itidalli ve fedakârca caba sarf edeceğiz. Gücümüz yok diyerek Mehdi beklemeye kalkışmayacağız. Allah’ın Resullerinin ve ashaplarının çektiklerini çekmeden cennet beklemeye kalkmayacağız.

Eğer ki mücadeleden vazgeçmeden, güce eğilmeden, kula kul olmadan kararlı bir şekilde Rabbimizin rızası için hareket edersek o zaman Rabbimizin vaadi gerçek olur:

 اَلَٓا اِنَّ نَصْرَ اللّٰهِ قَر۪يبٌ

Bilesiniz ki Allah’ın yardımı çok yakındır.[10]

Tarih teslim olanların, isyan edenlere karşı Rabbinin yardımı ile nasıl muzaffer olduklarına dair ibretlerle doludur:

Kâbeyi yıkmaya gelen Ebrehe de olduğu gibi, Müslümanları tarihten silmek için yola çıkan müşriklerin bedir de aldığı ders gibi, ülkemizi paylaşmak için gelen haçlı ordularının Çanakkale de uğradıkları hezimet gibi!

Biz mücadele ettikçe Rabbim bizlerledir!

Rabbim her daim yolunda fedakârca mücadele eden kullardan olabilmeyi nasip eylesin!

Rabbim umutsuzluğa düşüp de tembellik yapmaktan bizleri muhafaza eylesin!

 

 

 

 


[1] Bakara 214

[2] Hud, 32

[3] Hud, 42-43

[4] Hud, 46-47

[5] Tahrim 10

[6] Enbiya 68-69

[7] Saffat 102

[8] Bakara 214

[9] Maide 51

[10] Bakara 214

Dosyalar

fedakarlik olmadan gercek bir mumin olunmaz
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş