Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

GEÇMİŞİNDEN İBRET ALMAYAN GELECEĞİ KURAMAZ

Değerli Müslümanlar:

İnsanoğlu dünyaya hiçbir şey bilmez halde gelir ve yaşayarak öğrenir. Her yaşadığı olay ise ileride yaşaması ihtimal olaylar için kendisine bir tecrübe olur. İnsan tecrübe kazandığı gibi toplumda tecrübe kazanır. Kendisine hedefler belirlerken geçmişten ibret alır.

Onun için bizler tarih tekerrür eder ifadesini kullanırız. Bu tekerrürlerden ibret alan toplumlar ise tedbir alır ve aynı hatalara düşmez.

Bizi yaratan ve bunca nimeti bize veren Rabbimizde kerim kitabında bizlere tarihi olaylardan bahsederek, ibret almamızı ve aynı hatalara düşmememizi emretmektedir.

Nitekim Rabbimiz ayet-i celile de şu ifadeyi kullanır:

لَقَدْ كَانَ فٖي قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِاُو۬لِي الْاَلْبَابِؕ مَا كَانَ حَدٖيثاً يُفْتَرٰى وَلٰكِنْ تَصْدٖيقَ الَّذٖي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصٖيلَ كُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

 Yemin olsun onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Kuran, uydurulabilecek bir söz değildir; fakat o, kendinden öncekiler için onay, her şey için detaylı açıklama, iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. [1]

Müslümanlar için kuranı kerimde birçok ibret olduğu gibi, kendi tarihimizde de nice ibretler vardır. Unutulmamalı ki, tarihini bilmeyen bir toplum geleceği bilemez.

Tarihimizden almamız gereken en önemli ibretlerden biri cihan devleti olan Osmanlı imparatorluğunun kuruluşu, yükselişi ve çöküşüdür.

Nasıl yükseldi, bu yükselmede inanç esaslarının etkisi ne kadardı. Çöküşünün de İslam esaslarından uzaklaşmasının etkileri var mıydı? Gibi sorular geleceğimize dair yapacağımız planlarda bize ışık tutacak döneler verecektir.

Osmanlı tarihine objektif gözle bakan her Müslüman görür ki, yükselişi inançla olmuş, çöküşü ise inanç değerlerinden uzaklaşmakla olmuştur.

Osmanlıdan sonra elimizde kalan son toprak parçası olan Anadolu’nun elde tutulmasında da inancın ne denli önemli olduğuna şahit olmaktayız. Bunun en açık delillerinden biride Çanakkale savaşıdır.

Çanakkale de mücadele veren Mehmetçik aynı bedir savaşında var olma veya yok olma mücadelesi veren ashap-ı kiram gibiydi.

Anadolu’yu işgal etmek isteyenler gözükürde her ne kadar Anadolu topraklarına sahip olma derdinde olsa da, aslında İslam ümmetinin başı olan hilafeti yok etme amacındaydı. Çünkü tek bir noktadan yönetilen bir ümmet, kötü bile yönetilse, bir gün kâfirlerin başına bela olma ihtimalleri bile onları korkutmaya yetiyordu.

İşte böyle bir mücadelede Mehmetçik ümmetin selameti için yokluklar içinde iman ile mücadele ederken Allah’ın yardımı ile muzaffer olmuşlardı. Çünkü azları çok, çokları az gösteren Rabbimizdi. Aynı bedir savaşında olduğu gibi:

قَدْ كَانَ لَكُمْ اٰيَةٌ فٖي فِئَتَيْنِ الْتَقَتَاؕ فِئَةٌ تُقَاتِلُ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ وَاُخْرٰى كَافِرَةٌ يَرَوْنَهُمْ مِثْلَيْهِمْ رَأْيَ الْعَيْنِؕ وَاللّٰهُ يُؤَيِّدُ بِنَصْرِهٖ مَنْ يَشَٓاءُؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَعِبْرَةً لِاُو۬لِي الْاَبْصَارِ

 (Bedir’de) karşı karşıya gelen şu iki grupta sizin için büyük bir ibret vardır: Biri Allah yolunda çarpışan (mümin) grup, diğeri ise gözleriyle bunları kendilerinin iki misli imiş gibi gören kâfir grup. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır. [2]

Bedir de olduğu gibi, Çanakkale savaşında da çokça ibret verici manzaralar vardır. Bunlardan en ibret verici manzara ise Conk bayırıdır. Orada öyle bir mücadele verilmiştir ki, toprak nasıl vatan olurun tam bir ifadesi idi.

Bu mücadelenin verildiği yer: Arıburnu bölgesinin kuzey mıntıkasında bulunan Conkbayırı – kocaçimen tepe mevkisidir. Burası Geliboluyu tepeden gören hâkim bir tepe olup, aynı zamanda düşman askerinin aşması durumunda İstanbul’un düşmesine kadar gidecek bir mağlubiyeti tetikleyecek stratejik bir nokta durumundaydı.

Çıkarma yapmak isteyen İngilizler bu noktayı ele geçirmek için hem top atışı, hem de Anzaklardan oluşan birliklerle bu bölgeye çıkarma yapma çabası içerisindeydiler.

Tepeyi savunan Mehmetçiğin elinde hafif silahlar ve kısıtlı mühimmat vardı. Siperler mesafesi 8 ile 10 metre arası idi.

6 ağustos 1915’ta başlayan çıkarma 10 ağustos 1915’e kadar devam edecekti.

Bir adım ileride ölen Mehmetçikleri gören bu vatanın kahraman evlatları, vatan toprağı için göğüslerini siper edip, şehit düşen Mehmetçiklerin yerini alıyorlardı. Çünkü onlar bedrin aslanları gibiydiler.

Onlar ki! Savaştan önce bütün elbiselerini yıkayıp, gusül abdestlerini tazeleyip, abdestli bir şekilde meydana çıkıyorlardı. Çünkü onlar Allah’ın huzuruna temiz olmadan çıkmaktan korkuyorlardı.

Vadiler kan deryasına dönerken, bir Mehmetçik dahi geri adım atmadı. Göğüslerini siper ettiler ama vatanı çiğnetmediler.

İslam için, vatan için, namus için ölen o kimseleri Rabbimiz şu şekilde ifade ediyor:

وَلَا تَحْسَبَنَّ الَّذٖينَ قُتِلُوا فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ اَمْوَاتاًؕ بَلْ اَحْيَٓاءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَۙ فَرِحٖينَ بِمَٓا اٰتٰيهُمُ اللّٰهُ مِنْ فَضْلِهٖۙ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذٖينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِمْ مِنْ خَلْفِهِمْۙ اَلَّا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۘ

Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleriyle sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.

يَسْتَبْشِرُونَ بِنِعْمَةٍ مِنَ اللّٰهِ وَفَضْلٍۙ وَاَنَّ اللّٰهَ لَا يُضٖيعُ اَجْرَ الْمُؤْمِنٖينَۚ

Onlar Allah’tan gelen bir nimet, bir lütuf sebebiyle ve Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesi ile de sevinç içerisindedirler. [3]

Acaba bugün oraları turistlik ziyaret yerleriymiş gibi gezen o kimseleri, dedeleri kanlarını döktükleri o toprak parçasına ayak basan torunlarını görseler acaba yüzlerine tükürmez miydi?

Mezarlıklar nasıl ziyaret edilir bilmeyen, tesettürden uzak, içki şişeleri ile etrafı doldurmuş, her şeyin paraya döndüğü bu yerlerdeki yatanlar acaba yarın yakamıza yapışmayacak mı?

Bizler oraya gittiğimizde, ibret almak yerine ahlaka uygun hareket etmeyen kimseleri gördük. Bu durum karşısında üzüldüğümüz gibi, şöyle bir sözde ağzımızdan çıktı :”Çanakkale geçilmiş, vatan elden çıkmış”

Hâlbuki Rabbimiz orada kendine güvenen kullarına nasıl yardımlar yaptığına dair nice örnekler var!

Bu örneklerden biride Seyit onbaşının hikâyesidir

Seyit onbaşı Rumeli Mecidiye tabyasında görev yapan bir askerdir. Düşman tarafından yapılan atışları sonucu tabya'da bulunan topun mermi kaldırma vinci parçalanır. O esnada İngiliz zırhlısı ocean’s gemisi boğazdan geçmeye çalışmaktadır. Yanındaki arkadaşları şehit olan Seyit onbaşı 275 kg lık mermiyi sırtına alıp “ Ya Allah “ der ve namluya sürmesiyle şu ayeti celile yi okur:

فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ رَمٰىۚ وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِنٖينَ مِنْهُ بَلَٓاءً حَسَناًؕ اِنَّ اللّٰهَ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ

Savaşta onları siz öldürmediniz, onları Allah öldürdü; (oku) attığında da sen atmadın, Allah attı; bunu da müminlere kendinden güzel bir lütufta bulunmuş olmak için yaptı. Allah her şeyi işitmekte, her şeyi bilmektedir.[4]

 Ateşlenen top mermisi ocean’s zırhlısını tam kontrol merkezinden vurmasıyla dümeni kilitlenen zırhlı, bir önceki akşam Nusret mayın gemisi tarafından döşenen mayınlara çarpması ile battı.

İşte burada yaşanan hadisenin arkasındaki asıl güç Allah’tır. Bunun ispatı da savaştan sonra aynı mermiyi kaldırması istenen seyit onbaşının onu kaldıramamasıdır.

İşte bizler böyle bir inanca sahiptik!

Aylarca süren savaşa rağmen inancındaki merhameti unutmayan Mehmetçik, merhametten nasibini almayan bizlere başka bir derstir.

Çünkü bizim ecdadımız Allah Resulüne âşık bir ecdattı ve onun sünneti üzerine yaşamaktaydılar.

O Peygamber ise şöyle buyurmaktaydı:

İnsanlara merhamet göstermeyen kimseye Allah da merhamet etmez. [5]

Şimdi! Bu mücadeleyi veren dedelerimizi biz nasıl anıyoruz: Yakışıksız giyimler, öylesine okunan kuranlar, reklam peşindeki kurumlar

Hâlbuki onlar bizden beklentileri kalpten okunan bir Fatiha dan başka bir şey değil!

Gelibolu’ya her gittiğimizde gördüğümüz bu manzaralar bizleri derinden yaralıyor. Hâlbuki Allah Resulü kabirlerin nasıl ziyaret edileceğine dair açık ifadesi var:

(Ölülerle övünmeden dolayı) Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım: Fakat artık onları ziyaret edebilirsiniz. Çünkü kabri ziyareti, dünya bağını kırar, ahreti hatırlatır. [6]

Tarih ibret alması gereken bir tecrübedir. İbret alamayan bir tarih tekerrür etmeye devam edecektir.

Nitekim Çanakkale savaşlarından sonra basiretsiz yönetimler sebebi ile düşman iki yıl sonra İstanbul işgal etmiştir.

Dünya kurulduğundan beri hak ve batıl savaşı devam ediyor ve de etmeye devam edecek. Önemli olan biz neredeyiz, kiminleyiz meselesidir.

Hak ise ne bir siyasi partidir. Ne de cemaattir. Hak kuran ve sünnetin ışığında hayat sürülen her mücadeledir.

Hakkın nişanesi olan o kuran da bize şöyle seslenir:

يَٓا اُو۬لِي الْاَبْصَارِ

Ey basiret sahipleri, ibret alın. [7]

Rabbim ibret alan kullardan olabilmeyi nasip eylesin!

 


[1] Yusuf 111

[2] Al-i İmran 13

[3] Âl-i İmrân - 169-171

[4] Enfal 17

[5] Buhâri, Tevhid 2, Edeb 27; Müslim, Fedail 66, Tirmizi, Birr 16

[6] Müslim Cenaiz-106

[7] Haşr 2

Dosyalar

gecmisinden ibret almayan gelecegi kuramaz
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş