Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

ALLAH’IN VERDİĞİ CANA KAST ETMEK”İNTİHAR”

Değerli müminler:

Biz insanoğlu isteriz ki her şey güzel olsun ve hiçbir sıkıntı olmasın. Hâlbuki sıkıntılarda bu dünyanın bir gerçeğidir. Bu gerçeği kabul etmekte zorlanan kimseler ise hemen kolay olanı seçer ve ölmeyi arzular. Bu canı insana veren Allah emanetine sahip çıkmayı emrederken,  bazıları çıkıp can benim istediğimi yaparım demeye kalkıyor. Ancak unutulmaması gerekir ki, Müslüman için bu dünya sabır ve sebatla mücadele edip ahreti kazanma yeridir.

Bu noktada tarihin tozlu yapraklarına baktığımızda görürüz ki geçmiş ümmetler, peygamberimiz ve ashabı bizden çok daha zorlu imtihanlarla karşı karşıya kalmış, dayanacak güçleri kalmadığında da Rablerine sığınmışlardır.

Bu hususu Rabbimiz kerim kitabında ortaya koyarken bu çağın insanına izlemesi gereken yolu göstermektedir:

اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَأْتِكُمْ مَثَلُ الَّذٖينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلِكُمْؕ مَسَّتْهُمُ الْبَأْسَٓاءُ وَالضَّرَّٓاءُ وَزُلْزِلُوا حَتّٰى يَقُولَ الرَّسُولُ وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا مَعَهُ مَتٰى نَصْرُ اللّٰهِؕ اَلَٓا اِنَّ نَصْرَ اللّٰهِ قَرٖيبٌ

Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.[1]

Karşılaştığımız zorluklar karşısında sabrı tükenen, hep benimi buluyor bu belalar diyenler,  iman dairesi dışına çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.

Birde bunun üstüne Rabbinin ona sunduğu cana zarar vermeye kalkarlarsa o zaman ne ile karşılaşacaklarını Allah Resulü s.a.v şöyle ortaya koymaktadır:

“Sizden önce geçen ümmetlerden bir kişi vardı. Onun vücudunda bir yarası vardı. O yaranın elem ve ızdırabına dayanamayıp, bir bıçak almış da onunla elini kesmişti. Fakat kan bir türlü kesilmemiş nihayet ölmüştü. Yüce Allah: kulum kendi kendine ölüme teşebbüs ederek benim önüme geçti. Ben de ona cenneti haram kıldım” buyurmuştur.[2]

Allah Resulünün bu ifadeleri bizler için çok önemli olmakla beraber kişilerin yaşadığı psikolojik durumu da ele almak gereklidir.

İntihara sebep olan nedenler nelerdir?

İntihar sebeplerine baktığımız zaman ilk göze batan sebebin gençliğin verdiği cahillikle karşı cinse olan aşk ve sevginin karşılık bulmaması veya eşler arasındaki aldatılma durumunun olduğunu görmekteyiz:

İnsan olgunluğa eriştikçe yaptığı hareketlerin ve beklentilerin ne kadar yersiz olduğunu anlar ancak bu olgunluğa ulaşmadan karşılaştığı durumlar karşısında çaresizlik içinde olduğunu zannederek ölmeyi tercih edenlerin sonunun ne olacağını az önce ifade ettik.

Bizler isteklerimizin gerçekleşmemesi karşısında veya yaşadığımız olumsuzluklar karşısında her şeyin bittiğini zannederiz ama durumun böyle olmadığını Rabbim bizlere kerim kitabında veciz bir şekilde haber vermektedir:

وَعَسٰٓى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْـٔاً وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تُحِبُّوا شَيْـٔاً وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْؕ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz.[3]

Rabbimizin ifadesinde de görmekteyiz k,i zorluklar karşısında sabır göstererek zamana bırakılan olayların daha sonrasında bizler için hayır olduğunu görmekteyiz. Bu hayatın içerisinde tecrübe edilmiş kabul gören bir gerçektir.

Medyanın etkisi:

Televizyon ve sosyal medya dediğimiz iletişim araçlarında; gerek yapılan programlarla, gerekse dizi ve sinema yolu ile sıkıntılardan, dertlerden kurtulmanın yolunun hayatına son vermek olduğunun empoze edilmesi sonucu kişilerin kendi canına kıymaya kalkması.

Bu noktada ekranlarda yer alan kişilerin yaptıkları yayın ve söylemlerle bunalımda olan kimseleri ölüme sürüklemeleri modern çağın katilliğinden başka bir şey değildir.

  Ebeveynlerin tutumu:

Aile içerisinde ve arkadaş çevresindeki iletişim kopukluğu sebebi ile de intihar vakaları ortaya çıkmaktadır. Bu durumun en belirgin sebebi maddi sıkıntılar olmakla beraber, eşler arasındaki kavgalar, teknolojik aletlere aşırı bağlılık gibi etkenlerde intihara eğilimli kişide ölümlere sebep olabilecek sonuçlar doğurmaktadır.

Değişen hayat şartları:

Doğumla başlayıp ölümle biten insan hayatı hep aynı ivmede gitmez. İnişli ve çıkışlı bir grafik çizen hayat içerisinde eldeki imkânların gitmesi de insanları intihara sürüklerken, aynı zamanda aşırı özgürlük neticesinde zevk alınacak bir şey kalmayınca ölmeyi çare olarak görme noktasına da varılabilmektedir

Bu başlık altında zenginken elindekileri kaybedenleri gördüğümüz gibi, makamlarını kaybedince saygınlıkları yok olanları da görmekteyiz.

Her ne sebep ile olursa olsun bir kimse canına kıyarsa Müslüman bile olsa cenaze namazı kılınmaz.

Peki! Bugün biz neden intihar edenlerin cenaze namazını kılıyoruz diye akla soru gelebilir?

Bu soruya cevap verirken şunu hatırlatmak gerekir: bir kimsenin dine muhatap olmasının başlıca şartı akıllı olmasıdır. Aklı olmayana yükümlülükte yoktur. Bu sebeple bir kimse aklı başında iken canına kıyamayacağı düşünüldüğünden namazı kılınması caiz görülmüştür.

Ancak bilinçli ve kasti olarak bir kimse canına kıymışsa, bu kimsenin namazı kılınmaz. Bunun delili olarak ta Allah Resulün şu hadisi şerifini gösterebiliriz:

Cabir Bin Semûre’den rivayet edildiğine göre,”Mişkâs (keskin bir ok) ile intihar eden bir adamın cenazesi mescide getirilmiş, ancak Allah Resulü onun cenaze namazını kılmamış ve kıldırtmamıştır.[4]

İntihar edenin cenazesi kılınmadığı gibi ahretteki durumunu da Allah Resulü s.a.v şöyle ifade etmektedir:

Kim kendisini bir şeyle öldürüp intihar ederse, kıyamet günü o şeyle azap edilir. Kim kendisini bir şeyle keserse, kıyamet günü onunla kesilir.[5]

Bu anlattığımız olumsuz neticelere engel olmak adına biz Müslümanlara düşen görev nedir?

Bize düşen görev ailemiz ve etrafımızda sıkıntı ve derdi olanlarla hemhal olmak, dertlerine çare olmaya çalışmak, onları Rabbimizin ayetleri ve Resulün sünneti ile ıslah etmeye çalışmaktır.

Bu duruma düşen ve aklından ölmeyi geçirenlere de Allah Resulünün şu tavsiyesini öğütlemek istiyoruz:

Sakın sizden biriniz, başına gelen bir musibetten dolayı ölümü temenni etmesin. Mecbur kalırsa şöyle desin: Allah’ım benim için yaşamak hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat. Ölüm benim için hayırlı olduğu zaman beni öldür.[6]

Değerli kardeşlerim!

Dünya hayatının sıkıntıları, dertleri hepsi ahretteki cenneti kazanmak için birer vesiledir. Her ne durum olursa olsun sabırlı olmak ve mücadeleden kaçmamak her Müslüman’ın üzerine borç olduğu gibi bizim üzerimize de bir borçtur.

İnsanlığın fıtratından uzaklaştığı bu çağda ebeveynler olarak çok dikkatli olmak zorundayız. Yoksa! Evimize ders yapmaları için aldığımız tabletler, bilgisayarlar onların sonu olabilir. Çünkü insan olma sıfatını kaybetmiş caniler oyun adı altında evlatlarınızı ölüme sürüklerde sizlerin haberi bile olmaz.

Hani bir reklam repliği vardır ya “kontrolsüz güç, güç değildir!”diye. İşte tamda elimizdeki imkânları kontrolsüz bıraktığımızda başımıza gelecekleri ifade etmektedir.

Rabbim bizleri ve neslimizi rızasına uygun yaşamayı nasip eylesin!

Rabbim bizleri güzel bir hayat ile yaşatıp, güzel bir ölümle katına çağırsın!

 

 

 

 


[1] Bakara 214

[2] Buhari, Cihad , 77

[3] Bakara 216

[4] Müslim, 11/ cenaiz, 37

[5] Müslim ,1/iman 104-105

[6] Buhari

Dosyalar

allahin-verdigi-cana-kast-etmek-intihar-
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş