Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

GEÇMİŞİNE SAYGISI OLMAYANIN GELECEĞİ OLMAZ ( Kabir Ziyareti)

Değerli kardeşlerim:                                                               

Rabbimizin yarattığı her varlık, ister hayatta olsun, ister toprağın altında olsun yaratıcısı sebebi ile saygıyı hak eder. Onun içindir ki Rabbimiz Âdem peygamberin iki evladı arasında çıkan kavganın neticesinde ölen kardeşini nasıl gömeceğini göstermek için bir kargayı vesile kılmış, böylelikle ölülerimize saygının Allah katındaki değerini ortaya koymuştur.

Ölüm denen gerçek her faninin hayata geldiği andan itibaren varacağı yeri gösteren bir gerçek olarak ortada durmaktadır. Onun içindir ki, İslam Müslümanların kabirleri ziyaret etmesini şirke getirecek hareketlerden kaçınmak kaydı ile bir ibadet olarak görmüştür.

Allah Resulü s.a.v İslam’ın ilk yıllarında müşriklerin ölmüşleri ile övünmeleri sebebi ile Müslümanlara kabir ziyaretini yasaklayarak onlara muhalefet etmiş, daha sonrasında ise Rabbimizin emri ile kabir ziyaretini Müslümanlara emretmiştir.

Müslümanların kabirleri ziyaret etmesindeki hikmeti de Allah Resulü s.a.v şöyle açıklamıştır:

Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Şimdi ise ziyaret edin. Çünkü kabir ziyareti size ahreti hatırlatır. [1]

Ancak her hususta olduğu gibi bu hususta da Müslümanlar “kantarın topuzunu” kaçırmış, ibret alınması gereken kabirler ya medet umulan yerler veya eğlenilen yerler haline gelmiştir.

Kabir ziyaretinde bir Müslüman’ın uyması gerekenleri şöyle sıralamak mümkündür:

• Mezar ziyareti esnasında abdestli olmaya özen gösterilmelidir.

• Mezarlıkta sükûneti korumalı, fazla gürültü çıkartılmamalıdır.

• Mezarlıkta bulunan ölülere selam verilmelidir.

Bu hususta Allah Resulünün şu ifadesini görmekteyiz:

Hz. Peygamber, geceleri Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla. [2]

• Onlar için hayır duada bulunulur.

Rabbimizin imanla ölmüş kardeşlerimize ve ecdadımıza nasıl dua edeceğimizi kerim kitabında şöyle ortaya koyuyor:

وَالَّذ۪ينَ جَٓاؤُ۫ مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِاِخْوَانِنَا الَّذ۪ينَ سَبَقُونَا بِالْا۪يمَانِ وَلَا تَجْعَلْ ف۪ي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا رَبَّنَٓا اِنَّكَ رَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ۟

Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki Sen çok şefkatli ve çok merhametlisin. [3]

Bu hususta Allah Resulünün şu ifadesi de dikkat çekicidir:

Kabirdeki ölü, denizde boğulmak üzere olan ve dehşet içerisinde yardım isteyen kimse gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden, samimi ve sadık arkadaşından gelecek bir dua bekler. Şayet bir dua gelecek olsa, bu onun için dünya ve içindekilerden daha kıymetli ve sevimli olur. Şüphesiz Allah, kabir ehline, dünyadakilerin duası bereketiyle dağlar misali ecir verir. Dirilerin ölülere gönderebileceği en iyi hediye, onlar için istiğfar etmek ve onlar adına sadaka vermektir.  [4]

• Kuran-ı Kerim okunup sevabı onların ruhuna bağışlanır.

• Mecbur kalmadıkça, asla mezarların üzerine basılmaz, üzerlerine oturulmaz.

• Her insanın er geç mezara gideceği düşünülerek ibret alınır.

• Mezarlıkta bağırılmaz, ağlayıp feryat edilmez, orada kurban kesilmez, şenlik yapılmaz

•Türbelerde yatan kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek, bu zatların duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir vecibe gibi telakki etmek çok büyük bir günahtır.

•Kabirlere bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da, tevhit dini olan İslam’la bağdaşmaz.

•Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek iman açısından tehlikeli bir davranıştır.

Maalesef üzülerek görmekteyiz ki, İslam ile yoğrulmuş topraklarımızın manevi rehberlerinin mezarlıkları ibret alınma yeri olmaktan çıkarılmakta ve Rabbimizin hoşlanmayacağı hurafelerle doldurulmaktadır.

Bir örnek olması açısından:

Kayseri Nurdağı’nda Ukkaşe Bin Mihsan r.a ‘ın kabrini bulunmaktadır.

“Kendisi Allah Resulünün sırtındaki peygamberlik mührünü öpmek için Allah Resulünden hakkımı alacam diyerek o mührü öpmesi ile bilinen sahabe efendimizdir.”

Ukkaşe Bin Mihsan r.a ‘ın kabrini ziyaret edenler üzülerek şunu görmektedirler ki,  Kabrin etrafının düzenleme bahanesi adı altında alışveriş merkezi ve mesire alanı haline dönüştürülmüştür.

 Yine aynı durumu Hz. Aişe’ye atılan iftira olayında annemizi orduya yetiştiren sahabe efendimiz olan Safvan Bin Muattal r.a’ın Adıyaman Samsat’ ta ki kabrinde de şahit olunmaktadır.

Ülkemizde meftun olan bu iki değerli sahabe efendimiz gibi birçok değerli insan’ın kabrinin bir eğlence yerine veya adak adanma yerine dönüşmesi Müslüman’ım diyen bizler için bir yüz karasıdır.

Rabbimiz İslam’ı göndermekle bizleri cahiliye adetlerinden arındırmışken o adetlere tekrar dönmüş olmamız bizim için iman ve itikat açısından yaşadığımız zafiyetin bir göstergesi olarak önümüze durmaktadır.

Biz geçmişimizi hayırla yâd edeceğiz ama her şeyin var edicisi Allah olduğunu unutmayacağız!

Rabbim bizlere ibret alacak gözler nasip eylesin!

Rabbim geçmişlerimize merhameti ile muamele edip, cenneti ile müşerref kılsın!

 

 


[1] Tirmizî, Cenâiz, 60; Müslim, Cenâiz, 106

[2] Müslim, Cenâiz, 102

[3] Haşr 10

[4] Deylemî, Müsned, IV, 103/6323

Dosyalar

gecmise saygisi olmayanin gelecegi olmaz ( kabir ziyareti)
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş