Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

AHİR ZAMAN ÂLİMLERİ

Değerli Müslümanlar:

Allah insanı akılla donatıp onu hükümlerle muhatap kılmıştır. Muhatap kıldığı hükümlerin gereği gibi anlaşılması içinse kitaplarını ve peygamberlerini göndermiştir. Ancak insan Rabbi tarafından kendisine sunulan bu nimeti kendisine ulaşmak için kullanmak yerine geçici dünyanın nimetlerine erişmek için bir araç haline getirmiştir. Hâlbuki Rabbinin nimetlerine yüz çeviren nice toplumların yok olduğuna dair kanıtlar açıkken insan bunları görmemek için gözlerini kapamayı tercih etmiştir.

Bu kadar açık deliller var iken insan neden gözlerini kapamayı tercih eder diye baktığımızda Rabbimiz bu durumu şöyle açıklamaktadır:

سَاَصْرِفُ عَنْ اٰيَاتِيَ الَّذٖينَ يَتَكَبَّرُونَ فِي الْاَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّؕ وَاِنْ يَرَوْا كُلَّ اٰيَةٍ لَا يُؤْمِنُوا بِهَاۚ وَاِنْ يَرَوْا سَبٖيلَ الرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبٖيلاًۚ وَاِنْ يَرَوْا سَبٖيلَ الْغَيِّ يَتَّخِذُوهُ سَبٖيلاًؕ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِلٖينَ

 “Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri âyetlerimden mahrum edeceğim. Onlar, bütün mûcizeleri görseler de iman etmezler; doğruluk yolunu görseler onu izlemezler. Fakat eğrilik yolunu görürlerse hemen ona saparlar.” Bu durum, onların âyetlerimizi yalan saymalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir. [1]

Böbürlenmek ve kibre kapılmak her insan için çok tehlikeli bir hastalıkken, bu hastalığa kapılan kimsenin âlimlerden bir kimse olması etki alanın genişliği sebebi ile çok daha tehlikelidir. Zira toplumu ifsat eden kimse âlim olup bu yolu iyi bilen bir kimse ise onun durumu şeytanın durumu gibi olur.

Şeytan ise hepimizin bildiği üzere insanın açık düşmanı ve onu yoldan çıkarmaya yemin etmiş bir asidir. Elde ettiği bu makam ise ona ilmi birikimi sebebi ile verilmiş ancak kendine verilen ilmi kaldıramayıp azdığı için cennetten kovulan bir ahmak olmuştur

Kibir denen bu hastalık bu kadar tehlikeli iken maalesef insan şeytanın tuzağına düşerek nefsinin esiri olmaktan kendini alamaz ve Rabbinin ona verdiği ilmi Allah adına kullanmak yerine insanları aldatmak için kullanır. Bunu yaparken de elde ettikleri dünyalıklarla kâr ettiklerini zannederler Oysa işin aslının öyle olmadığını Rabbimiz şöyle beyan etmektedir:

وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِاٰيَاتِ رَبِّهٖ ثُمَّ اَعْرَضَ عَنْهَاؕ اِنَّا مِنَ الْمُجْرِمٖينَ مُنْتَقِمُونَ

“Kendisine Rabb'inin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra, onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir? Muhakkak ki biz suçlulardan öç alacağız!” [2]

Bu zalimler Rabbinin ayetlerini, Resulünün sünnetini çok iyi bildikleri halde çıkarları için cihad edenleri, Allah yolunda hizmet edenleri, doğru kimseleri karalayarak insanların hidayet bulmalarına engel olurken işin sonunda kazandıklarını zannederler ancak o işin öyle olmayacağına dair Rabbimizin şu beyanını dikkate almazlar:

يُخَادِعُونَ اللّٰهَ وَالَّذٖينَ اٰمَنُواۚ وَمَا يَخْدَعُونَ اِلَّٓا اَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَؕ 

“Bunlar güya Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar da bunun farkında değildirler.” [3]

Tabi bunun sebebi sadece kibrine kapılan âlimler değil, dinini öğrenmek ve yaşamamak adına inat eden cahil halk kitleleridir. Zira Rabbimizin kullarının aldanmaması için tüm imkânlarını ortaya koymuştur.

Ne zaman ki insanlar bu imkânları değerlendirmeme hususunda ısrar etmişse Rabbimiz kullarına ona göre karşılık vermiştir. Nitekim ilmin toplumdan alınmasının sebebi de insanların heva ve heveslerine göre hoca ve imam aramasından kaynaklanmaktadır. Allah Resulü toplumun bu hastalığına işaret ederek şöyle buyurmaktadır:

“Allah-u Teâlâ ilmi size ihsan buyurduktan sonra (hafızanızdan) zorla çekip almaz. Lâkin âlimleri, ilimleri ile beraber cemiyet içinden alır, ruhlarını kabzeder. Artık kara cahil bir zümre kalır. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorarlar, onlar da (Âyet, Hadis gözetmeden) kendi düşünce ve arzularına göre fetva verip, hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar.” [4]

Allah Resulü s.a.v’ in ifade ettiği kara cahillerin durumu Ebu Cehil’in durumu gibidir. Zira cehaletin babası olan Ebu Cehil bilgisizliği sebebi ile değil, bildiği halde gerçeğe savaş açtığı için cahil olmuştur.

Oysa bildiğini saklayan kimsenin ahrette mükâfat adına alacağı bir karşılık yoktur. Çünkü Rabbimizin bu gibi kimseler için bir vaadi vardır:

“Her kime öğrendiği dini ilim sorulursa o da çeşitli sebeplerden dolayı o bilgisini gizlerse kıyamet günü o kimseye ateşten bir gem vurulacaktır.” [5]

Bugün bu hal öylesine tehlikeli bir hal almıştır ki, Filistin’ de mücadele veren mücahitlere, Doğu Türkistan’da ezilen karındaşlarımıza, Arakanda diri diri yakılan Müslümanlara karşı bahaneler üretecek ve onları sanki düşmanmış gibi gösterecek kadar aşağılık bir anlayışa kapı aralar duruma gelmiştir.

Bu kimselerin aslında ne yapmak istediklerine dair gerçeği Rabbimiz şöyle beyan etmektedir:

اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ اُو۫تُوا نَصٖيباً مِنَ الْكِتَابِ يَشْتَرُونَ الضَّلَالَةَ وَيُرٖيدُونَ اَنْ تَضِلُّوا السَّبٖيلَؕ 

“Kendilerine kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.” [6]

Bu sözde âlimlerin Irak’ta katledilen Müslümanlar için bir tepki verdiklerine, Filistin’ de yapılanlar için bir şey yaptıklarına veya Doğu Türkistan için ayağa kalktığına şahit olamazsınız. Bunlar için varsa yoksa mezhepsel çatışma, topluluklarının imkânlarını kullanmak adına karalama ve benzeri işlerle toplumu uyuttuklarına şahit olursunuz.

Oysa zulüm kimden gelirse gelsin ona karşı mücadele etmeyi ve mücadele edenleri desteklemeyi dinimiz bize emrettiği halde!

Bunu yaparken de din sanki babalarının çiftliğiymiş gibi kişileri veya toplulukları tekfir etmekten de geri durmazlar. İstediklerini ehli sünnet, istemediklerini ehli küfür ilan ederler. Bu noktada bazen öyle ileri giderler ki, kâfiri ehli kıblenin önüne geçirirler.

“ Efendim! Onlar var ya onlar! Onlarla yan yana gelmektense İsrail ile yan yana gelmek daha iyidir” derler.

Böyle dedikleri içinde kan ve gözyaşının mimarı Siyonistlerin fonlarını almayı normal kabul edip, onların medyalarında arzı endam ederlerken, Filistin ve diğer zulme uğrayan Müslümanlar için kıllarını kıpırdatmazlar.

Söyleyin dostlar! Siyonist sağamayacağı ineğin önüne saman koyar mı?

Bu sözde âlimlerin ağzına bakacak olursanız kendileri dışındaki herkesin kâfir olduğunu zannedersiniz. Fakat dikkatle bakarsanız asıl olanın bu olmadığına şahit olursunuz!

Allah aşkına Resulüllahın şu beyanına bir kulak verin!

“Kim La ilahe illallah’ der ve Allah’tan başka ibadet edilenleri inkâr ederse, malı, kanı haram kılınmış olur. Hesabı ise Allah’a bırakılmıştır.” [7]

Bunun bir örneği olarak;

“Rasulullah (s.a.v.) “La ilahe illallah” diyen bir adamı öldürmesi üzerine, Üsame’yi (r.a.) azarlayarak: “Sen, o adamı ‘La ilahe illallah’ dedikten sonra mı öldürdün?” demiş [8]ayrıca: “İnsanlarla, ‘La ilahe illallah’ deyinceye kadar savaşmakla emrolundum” buyurmuştur.” [9]

Zalime karşı savaşan ister Hindu olsun, ister Yahudi onun yanında olmak Hac suresi 113. ayet gereği her Müslüman’ın boynuna bir borçtur.

Efendim öyle diyorsunuz ama şurada şu zulmü yaptılar diyen kardeşim! Olayları değerlendirirken zalimlik yapan kim olursa olsun şartlar aynıdır. Birinin zulmü güzel, diğerinin ki kötü demek Müslüman’a yakışan bir durum değildir.

Hele ki yıllardır mücadele veren Filistin halkına karşı haksız ithamlar ve sözler cahilliği kabul etmeyecek kadar haince ve zalimce ifadelerdir.

Tabi biz böyle şark kurnazlarına şaşırmıyoruz zira onların ne olduklarına dair bilgiyi Allah Resulü s.a.v ‘ in şu beyanından alıyoruz:

“İlmi, âlimlere karşı böbürlenmek, cahillerle münakaşa etmek veya mevki-makam elde etmek için öğrenmeyin. Kim bunu yaparsa ona ateş gerekir ateş!” [10]

Her ateşlik zümre ve kişi için bu hal gözlenebilen bir hal olduğunu biz çok iyi biliyoruz!

Yine bu kimselerin akıllanmayacağını da Rabbimizin şu beyanından anlıyoruz:

وَلَا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ اَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هٰذَا حَلَالٌ وَهٰذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَؕ اِنَّ الَّذٖينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَؕ

“Ağzınıza geldiği gibi yalan yanlış konuşarak, “Bu helâldir, bu haramdır” demeyin; çünkü Allah hakkında asılsız şey söylemiş olursunuz; Allah hakkında asılsız şey söyleyenler de kesinlikle iflah olmazlar.” [11]

Rabbim bizleri ahir zamanın cahil âlimlerinin şerrinden muhafaza eylesin!

Rabbim bizleri yolunda olanlara muhalefet etmekten uzak eylesin!

Rabbim bizleri sevdiği kullarının zümresine ilhak eylesin!

 


[1] A'raf: 146

[2] Secde: 22

[3] Bakara: 9

[4] Buhârî, İlim, 34

[5] İbn Mace, Mukaddime 24; Ebû Davûd, İlim, 17; Tirmizi, İlim 3

[6] Nisâ: 44

[7] Müslim, İman: 23; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 3/472.

[8] Buhari, Diyet: 2; Müslim, İman: 96, 158, 159

[9] Buhari, İman: 17; Müslim, İman: 22, 41; Tirmizi, İman: 1-2.

[10] Kütüb-i Sitte Muhtasar-ı Tercümesi. c. 16 sh. 551

[11] Nahl 116

Dosyalar

AHİR ZAMAN ÂLİMLERİ
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş