Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

44.DERS | HUNEYN SAVAŞI

Değerli kardeşim:

Müslüman bilemelidir ki, zaferler her zaman maddi güçle kazanılmaz. Bu gerçeğe tarihte, insanda şahittir. Bu ifadenin tarihteki en bariz örneklerinden biride Huneyn savaşıdır.

Mekke kansız bir fetih ile İslam beldesi olurken Müslümanlar bunun sevinci içindeydiler. Kâbe putlardan temizlenmiş şirkin ve putperestliğin en büyük mabetleri İslam olmuştu.

Sıranın kendi putlarına ve dinlerine geldiğini düşünen Havazin kabilesi Müslümanlara saldırma hazırlığında olduğu bilgisi Müslümanlara ulaştığında Mekke feth edileli henüz 15 gün olmuştu. Fethin sevincini yaşayamadan Müslümanlar başka bir savaşla karşı karşıyaydılar.

Havazin reislerimden Malik Bin Avf Havazin ve Sakif kabilelerini ayaklandırarak 20.000  veya 22.000 kişilik bir ordu tertip etti. Malik Bin Avf askerlere cesaret vermek için kadın ve mallarını da orduya dahil etmişti. Savaşın kaybedilmesi durumunda bunların Müslümanların eline geçeceğini onlara söyleyen Dürayd Bin Samme’nin uyarılarına da kulak asmadılar.

Düşman Mekke ile Taif arasında bulunan Huneyn vadisinde toplanmıştı. Henüz 30 yşında olan Malik Bin Avf savaş tecrübesi olan Düreyd’in görüşü il askerlerini vadinin dar boğazına yerleştirdi.

Müslümanlar bu savaş için hazırlıklı olmasalar da fetih için gelen 10.000 civarında bir kuvveti vardı. Mekke’de yeni Müslüman olmuş 2000 civarında kişinin katılımı ile sayı 12.000 civarına ulaşırken 80 kadar henüz Müslüman olmamış Mekke’li müşrikte Müslümanlarla beraber savaşmak üzere orduya dahil oldurlar. Onların maksadı ganimet elde etmekti. Bu savaşın ilginç bir yanı da müşriklerin bile Müslüman ordusuna yardım ediyor olmalarıydı. Bir örnek olması açısından henüz Müslüman olmamış olan Saffan Bin Ümeyye 100 zırh ve kılıç desteğinde bulunmasıydı.

Huneyn’e doğru ilerleyen ordu baştan aşağı zırhlı bir halde ilerlerken bu görüntü Müslümanların daha önce tecrübe ettiği bir durum değildi.

Bu durum karşısında İslam ordusu içinde bazı kimseler bu orduyu kimse yenemez demeye başlamıştı. Halbuki zaferleri kazandıran maddi güç olsaydı Bedir ve Hendek savaşları müşriklerin lehine sonuçlanması gerekirdi.

Ordu Huneyn vadisine gece intikal ettikten sonra biraz istirahat etti sonrasında sabahın alacakaranlığında yola çıktı. Halid Bin Velid’in başında bulunduğu bölük dar boğazdan geçerken pusuya düşerek düşmanın ok yağmuruna tutuldu. Yaşanılan durum karşısında ne yapacağını şaşırdılar. Öyle ki gün ağarmadan uğradıkları saldırı karşısında ordu dağıldı ve nereye gideceğini bilmez bir halde kaçışmaya başladı.

Hal böylesine sıkıntı içindeyken ordu içinde bulunan müşrik ve yeni Müslüman olmuş Mekkeli bazı kimselerin söyledikleri sözler can sıkıcı idi.

Ebu Süfyan:

  • Bu bozgunun önü denize kadar alınmaz.

Saffan Bin Ümeyye’nin kardeşi Kele:

  • Büyü bozuldu!

Saffan kardeşinin bu ifadesine karşılık kardeşine henüz Müslüman olmamasına rağmen “ sus Hevazinli bir adama tabi olmaktansa Muhammed’e tabi olurum” diyordu.

Allah Resulü s.a.v kaçan Müslümanları toplamak için çaba sarf ediyor ve bir avuç Ensar ve Muhacir ile savaş alanında mücadele veriyordu.

Düşman Müslümanların kaçtığını görünce siperlerinden çıkarak onları takibe başlamıştı.

Bu arada Hz. Abbas gür sesi ile haykırmaya başladı:

  • Ey Akabede biat eden ensar, ey Rıdvan biatında söz veren Muhacir dönün Muhammed buradadır. Nereye gidiyorsunuz?

Hz. Abbas’ın sesi vadide çınlayınca Müslümanlara verdikleri biatları hatırlayarak geri dönmeye başladılar. Düşman ise siperlerden çıkarak açık olmuş Müslümanların karşı taarruza geçmesi ile ne yapacağını bilmez bir halde  dağılmaya ve kaçmaya başladı.

Kibirle kaybedilen savaş, inanç ve azimle Allah’ın yardımı ile kazanılmıştı.

Müslümanlar 4 şehit vermiş, düşmanda 70 ölü verirken bu savaştan muazzam bir ganimet elde edilmişti. Çoğunluğu kadınlardan oluşan 6000 esir, 22000 deve, 40000 koyun, 4000 okka gümüş ele geçirildi.

Ganimetler Cirane vadisinde toplanırken düşman ordusu Havazinler takip edilip Evtas denilen bölgede kesin bir yenilgiye uğratıldı. Müşriklerin başı olan Malik Bin Avf kaçarak Taif’e sığındı. Malik Hz. Ebu Bekir döneminde sahte peygamberlerle işbirliği yaparak fitne çıkaran bir alçaktır.

Bu anlattığımız kısımda değinmemiz gereken husus kibrin Müslüman’ın başına açabileceği belalardır. Bu hususu Allah c.c kitabında şöyle ifade ediyor:

لَقَدْ نَصَرَكُمُ اللّٰهُ فٖي مَوَاطِنَ كَثٖيرَةٍۙ وَيَوْمَ حُنَيْنٍۙ اِذْ اَعْجَبَتْكُمْ كَـثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنْكُمْ شَيْـٔاً وَضَاقَتْ عَلَيْكُمُ الْاَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ ثُمَّ وَلَّيْتُمْ مُدْبِرٖينَۚ

Allah birçok yerde, bu arada Huneyn Savaşı’nda gerçekten size yardım etmiştir. O gün çokluğunuz sizi böbürlendirmiş, fakat bunun size hiçbir yararı olmamıştı; o yer geniş olmasına rağmen size dar gelmiş, nihayet geriye çekilmeye başlamıştınız.

ثُمَّ اَنْزَلَ اللّٰهُ سَكٖينَتَهُ عَلٰى رَسُولِهٖ وَعَلَى الْمُؤْمِنٖينَ وَاَنْزَلَ جُنُوداً لَمْ تَرَوْهَا وَعَذَّبَ الَّذٖينَ كَفَرُواؕ وَذٰلِكَ جَزَٓاءُ الْكَافِرٖينَ

Bunun üzerine Allah, peygamberinin ve müminlerin üzerine kendi katından bir güven duygusu indirdi, bir de göremediğiniz askerler gönderdi ve böylece inkâr edenlerin cezasını verdi. İşte bu, inkârcıların hakettiği karşılıktır.

ثُمَّ يَتُوبُ اللّٰهُ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ عَلٰى مَنْ يَشَٓاءُؕ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَحٖيمٌ

Artık bunun ardından Allah dilediğinin de tövbesini kabul eder. Allah bağışlayıcıdır, esirgeyicidir. Tevbe 25 - 27

 

 

Dosyalar

44. DERS HUNEYN SAVAŞI
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş