Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

RAMAZAN ORUCUNUN HÜKÜMLERİ

RAMAZAN ORUCUNUN HÜKÜMLERİ

Muhterem Müminler:

Rabbimiz biz iman etmiş kullarına rahmet ve mağfiret kanadını germek için vesileler takdir eder. Bunlardan en değerlisi de Ramazan ayıdır. Nasıl ki bir senelik çalışmanın sonunda vücudun dinlenmesi ve yeniden enerjisini toplaması için tatil yapıyorsa insan, Müslüman içinde hayatın içinde günah ve hatalarla bezenen bir senenin sonunda üzerinde ki günah yüklerinden kurtulmak için Rabbimizin kullarına fazlaca karşılık verdiği ayın adıdır Ramazan. O Ramazanın içinde de İslam'ın beş şartından biri olan nefsin arınması ve kontrol altına alınmasına vesile olan oruç ibadeti vardır.

Peki! Oruç nedir?

İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yemek, içmek ve cinsel ilişkiden uzak durmak kaydı ile nefsimize dur diyerek, hem Rabbimize yaklaştığımız, hem de aç kalan muhtaçların halini yaşarak tefekkür ettiğimiz ibadetin adıdır.

Tutulan orucun kabul olabilesi için ibadet niyeti taşıması gerekir. Orucun niyet vakti ise; akşam namazından ertesi gün öğle namazı öncesine kadar ki vakittir.

Burada şu hususu hatırlatmak gerekir; kişi oruç tutma niyeti ile sahura kalkarsa bu bir niyettir. Asıl olan kalbin niyeti iken kişi eğer dili ile bunu ifade ederse de bu mendup (beğenilen) olur.

 Oruç kimlere farzdır diye baktığımızda;

 Müslüman, akıllı ve buluğa ermiş kadın, erkek her Müslüman'a farzdır.

İslam'ın beş şartından biri olan Ramazan orucunun hükmüne baktığımız zaman Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ

Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç farz kılındı. [1]

Her Mümin'e farz kılınan Ramazan orucunu tutmaya engel durumlar olduğunda Rabbimizin bu husustaki hükmü nedir diye bakacak olursak Allah Teâlâ bu hususta şöyle buyurmaktadır:

اَيَّاماً مَعْدُودَاتٍؕ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرٖيضاً اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَؕ وَعَلَى الَّذٖينَ يُطٖيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكٖينٍؕ فَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْراً فَهُوَ خَيْرٌ لَهُؕ وَاَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır. [2]

Oruç tutmaya güç yetiremeyenlerin kim olduğuna baktığımızda bunlar iyileşme ihtimali olmayan hastalar ve güçten düşmüş ihtiyar kimseler olduğunu görmekteyiz. İyileşme ihtimali olan hastalar kefaret vermeyip güne gün oruç tutmaları gerekir.

Oruç tutmaya güç yetiremeyenlerin ödeyeceği fidye miktarı nedir diye baktığımızda bir günde kendimizin evinde tükettiği miktardır. Bunu belirlerken samimi davranıp cömert olmak Rabbimizin katında ihlâs ile oruç tutanların sevabına nail olmaya vesile olacaktır.

Rabbimizin Ramazan orucu ile ilgili emri açıkken Müslüman'ın nefsine yenilmesi veya zaruret sebebi ile orucu bozduğunda hükmü ne olur?

Eğer kişi oruçlu iken geçerli mazereti olmadan yeme ve içme fiilinde bulunursa veya eşi ile cinsel ilişkiye girerse altmış günlük ara vermeksizin oruç tuttuğu gibi, bunun üzerine kaç defa bu sebepler ile oruç bozmuşsa bunu da ekleyerek oruç kefaretini yerine getirmesi gerekir.

Bu saydığımız hallerin dışında kalan şu hallerde ise kişi güne gün orucu kaza etmesi gerekir:

- Gıda özelliği taşımayan bir şeyi yutmak

- Yağmur ve kar’ın yutulması

- Ağız dolusu kusmak

- Bayılmak veya bilincini kaybetmek

- İmsak girip girmediği konusunda şüphesiyle yemek yerken imsak’ın girmesi

- Ağız veya iğne yolu ile vücuda giren ilaçlar

Burada şu hususu belirtmek gerekiyor: Kişinin unutarak yemek yemesi veya su gibi bir sıvıyı içmesi orucu bozmaz. Oruçlu olduğunu hatırladığı an ağzında bulunan yemek veya sıvıyı çıkararak ağzını yıkaması orucun devam etmesi için yeterlidir.

Bir diğer hatırlatmayı da yolcu olan kardeşlerimiz için ifade etmek gerekir. Ruhsattan yararlanarak oruç tutmayan kardeşlerimiz Ramazan ayından sonra bunları bayram günlerinin dışında bire bir kaza etmesi gerekir.

Sohbetimizin başında da ifade ettiğimiz gibi Rabbimizin kulları için arınma vesilesi olan Ramazan'ın bir parçası olan orucun Allah katında ki karşılığının ne olduğuna baktığımızda Allah Resulü s.a.v bunu şöyle beyan ediyor:

Her bir iyilik için on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık olabilir; fakat oruç başkadır. Çünkü oruç benim içindir ve onun ecrini ben vereceğim. [3]

Rabbimizin karşılığını hazinesinden vereceği mükâfatın yanında birde affa mazhar olduğunu Allah Resulü s.a.v bizlere şöyle haber veriyor:

Kim iman ederek ve sevabını Allah'tan umarak ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir. [4]

Ancak bizler bu güzelliklere ermemizin bir şartı daha var ki, çoğumuz bunu es geçmekteyiz. O da şudur ki, oruçlu olan kimse Müslüman'ın her zaman üzerinde taşıması gereken vakarı her zamankinden daha fazla dikkatli şekilde taşımasıdır.

Oruçlunun dikkat etmesi gereken hususların neler olduğuna baktığımızda Peygamber efendimizin şu buyruğunu görüyoruz:

Oruç kalkandır. Oruçlu çekişmez, kimseye de sataşmaz. Bir kimse kendisine sataşır veya küfrederse iki kez, "Ben oruçluyum" desin Allah'a yemin olsun ki, Allah katında oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir. Allah şöyle buyuruyor: 'Kulum benim rızamı gözeterek yemesini, içmesini ve şehvetini terk etti. Her iyiliğe karşılık on kat sevap vardır. Oruç tutan kulumun sevabı ise Bana aittir. [5]

Kardeşlerim!

Gelin bu sefer ifa edeceğimiz orucu midemize değil, gözümüze, kulağımıza, dilimize ve bedenimizin her azasına tutturarak Rabbimizin rızasına giden yola girelim. Bırakalım onu bunu çekiştirmeyi, yalan konuşmayı, gıybet etmeyi, iftira atmayı, fakiri ezmeyi, yetime zulüm etmeyi, kardeşlerimize ihanet etmeyi...

Gelin hep birlikte bir Müslüman'a yakışır bir Ramazan geçirip, oruç tutalım.

Rabbim tuttuğumuz oruçları kabul edip bayrama affedilmiş şekilde varan kullardan olabilmeyi hepimize nasip eylesin!

 


[1] Bakara 183

[2] Bakara 184

[3]Müslim, Sıyam, 164 ; Nesai, Sıyam, 42

[4] Buhari, Savm, 6

[5] Buhari, Savm, 2

Dosyalar

RAMAZAN ORUCUNUN HÜKÜMLERİ
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş