AHLAK AİLEDE BAŞLAR
Değerli Müslümanlar:
Rabbimiz Âdem babamızı var edip ondanda Havva annemizi yaratarak aile birlikteliğinin temelini atarken, ortaya koyduğu hükümler ile de insan için kutsal bir birlikteliğin temeli olan aileyi koruma altına almıştır. Çünkü sağlıklı bireyler ancak Allah’a boyun eğip emirlerine göre yaşamaya çalışan ve evlatlarını da bu doğrultuda yetiştiren ailelerle mümkün olacağını Rabbimiz çeşitli vesilelerle ortaya koymuştur.
Bu nokta da Rabbimiz aileyi korumak adına yapılan mücadeleleri de zor bir imtihan olarak nitelendirerek bu yolda azimli ve kararlı olmamız için bizlere uyarılarda bulunurken, ahret hayatının da zor bir hesap yeri olduğunu ve bu hususta çok dikkatli olmamız gerektiğini bizlere şöyle hatırlatmaktadır:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا قُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْلٖيكُمْ نَاراً وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلٰٓئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللّٰهَ مَٓا اَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ
Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır.[1]
Müslüman’ın pek çok zor imtihanı olduğu bir gerçektir. Bunlardan biride ailesi ile olan imtihanıdır. Bu yolda Nuh peygamber oğlu ile, Lud peygamber karısı ile imtihan olmuş ve daha da ilginç olanı ise Âdem babamıza hata yaptırıp cennetten çıkarılmasına da ailesi sebep olmuştur.
Onun için karşılaşacağımız olumsuzluklar bizi mücadeleden uzaklaştırmaması gerekirken, hidayetin de Allah’tan olduğu gerçeğini de aklımızdan hiçbir zaman çıkarmayacağız.
Unutmayacağız ki! İmtihan yeri olan bu dünyada herkes sorumlu olduğu yerlerden hesaba çekilecek. Nitekim Allah Resulü s.a.v bunu şöyle ifade ediyor:
Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz.[2]
Peki! Müslümanların aile hayatında nelere dikkat etmeliler ki, Rablerinin rızasını kazansınlar?
Bir ailede en önemli birleştirici unsur eşlerin birbirlerine sadık olmalarıdır.
Günümüzde yapılan ahlaksız propagandalar ile eşler arasındaki ilişkiler darmadağın edilmiş ve gayri ahlakiliğin önü açılarak böylelikle bu ailelerden meydana gelen nesillerinde İslam’ın öngördüğü ahlaktan uzak bir yaşantıyı tercih etmelerinin önü açılmıştır.
Tabi ki şeytan ve onun askerleri durumunda olan insanların boş durması beklenemez. Onlar batıl için mücadele verirken, bu noktada bizim ne yapacağımız meselesi önemlidir.
Rabbimiz eşlerin birbirleri için ne ifade ettiğini ve sadakatin nasıl sağlanacağını kitabında şöyle ifade ediyor:
هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّؕ
Onlar sizin için bir elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz[3]
Ayet-i kerimede ifade edilen husus eşlerin Allah için birbirlerinin kusurlarını örten, şehevi arzularını gideren, neslin devamını sağlayan, bu yolda da iffetini ve namusunu koruyan bir elbise olmasıdır.
Bu mücadelenin daha kolay olması için ise eşlerimize karşı anlayışlı olmak en önemli görevdir. Allah Resulü bu hususu örnek hayatıyla ortaya koyduğu gibi bize de şu tavsiyede bulunmuştur:
Sizin en hayırlınız, hanımlarına karşı en iyi davrananızdır.[4]
Bazen olur eşimizin hal ve hareketleri hoşumuza gitmeyebilir. Unutmayalım ki, kadınlarımız Rabbimiz tarafından hassas yaratılan varlıklardır.
Nitekim Allah Resulü bunu ortaya koyarken çok veciz ifadeler kullanır:
Bir mümin erkek, bir mümine kadına buğz etmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.[5]
Kadınlar hakkında -birbirinize- iyi tavsiyelerde bulunun. Çünkü kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburganın en fazla eğri olan tarafı onun üst kısmıdır. Bu sebeple, eğer onu doğrultmak istersen kırarsın, yok eğer kendi halinde bırakırsan eğri olmaya devam eder. Öyleyse kadınlar hakkında -birbirinize- iyi tavsiyelerde bulunun / birbirinize onlara iyi davranmayı tavsiye edin.[6]
Allah Resulünün bu hadis-i şerifleri kadınlarımıza karşı nasıl davranmamız gerektiğine dair bizlere sunulan iki güzel örnek olarak önümüzde dururken, mutlu bir ailenin yolunun karşılıklı anlayıştan geçtiğini bizlere haber vermektedir.
Ahlaklı ve mutlu bir aile tablosunun olmazsa olmaz ikinci şartı ise “Helal lokma” meselesine gösterilen dikkattir.
Bir makineyi çalıştıracak enerjinin doğru olması ne kadar önemli ise insan için yiyip, içtiği ve kazanıp, harcadığı da bu denli önemlidir. Zamanı geçmiş bir yiyecek nasıl insanı zehirliyorsa, haramlarda insanın idrak yollarını öyle zehirler.
İdrak yolları zehirlenmiş bir bireyin aileye vereceği zarar aç iki kurdun koyun sürüsüne vereceği zarardan daha fazla olur. Bu açıdan Allah Resulünün şu uyarısı her Müslüman’ın dikkate alması gereken bir zorunluluktur:
Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.[7]
Bu hadis-i şerifin ışığında Müslüman hayatını düzenlemeli ve ailesine helal lokma yedirmek için çaba sarf etmelidir.
Ancak bunca uyarıya rağmen dünyanın zevklerine olan istek ve arzu bireylerin asli görevlerinin dışına çıkmasına ve böylelikle de arzu edilmeyen ailevi sıkıntıların çıkmasına yol açmaktadır.
Unutulmamalıdır ki! Rızkı temin etme görevi erkeğe aittir. Kim rızık endişesi ile hanımını çalıştırırsa onun nefsini ateşe attığı gibi, gelecek nesillerinde İslam’ın öngördüğü şekilde yetişmemesi sebebi ile de büyük bir azaba çarptırılma riski ile karşı karşıya kalınır.
Hâlbuki Rabbimiz yarattığı her canlı için rızkı garanti altına almıştır. Bunu da ayetleri ile ortaya koymuştur. Bunlara bir örnek olarak Hud süresindeki şu ayet dikkatlice okunması gerekir:
وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاؕ كُلٌّ فٖي كِتَابٍ مُبٖينٍ
Yeryüzünde kımıldayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’ın üzerine olmasın. Allah onların halen bulunduğu yeri de emanet olarak konulacağı yeri de bilir; hepsi apaçık kitapta vardır.[8]
Bu noktada Müslüman bir ailenin Allah’ın mübarek kıldığı bir yapıya kavuşması için izlemesi gereken yol şu olmalıdır:
“ Hemen ölecekmiş gibi ahrete, Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışma”
Meselenin özünde olması gereken dünya ve ahret dengesini iyi kurmaktır.
Bu noktada Rabbimiz bize şöyle bir tavsiyede bulunmaktadır:
وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاؕ لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقاًؕ نَحْنُ نَرْزُقُكَؕ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى
Aile fertlerine namazı emret, kendin de bunda kararlı ol. Senden rızık istemiyoruz; asıl biz seni rızıklandırıyoruz. Mutlu gelecek, günahlardan sakınanların olacaktır.[9]
Rızık meselesinin dışında ahlaklı bir aile için en önemli tedbirlerden biride evde ve dışarıda aile bireylerinin televizyon, internet , telefon ve benzeri teknolojik aletleri kullanırken kontrol edildiklerinin bilincinde olmalarını sağlamak. Bu konuda eğitim verilerek zararlı alışkanlıklar kazanılmasının önünü kapatılması olmazsa olmaz bir zorunluluktur.
Bugün birçok ailevi olayda baş sorumlunun gelişen teknoloji sebebi ile oluşan ahlaki değerlerden uzak program ve görsellerin olduğu hepimizin malumu olan bir gerçektir.
Bu tedbirlerin yanında anne ve babanın mutlaka evde ibadet yapmaları ve evlatlarını da buna teşvik etmeleri her Müslüman ailenin dikkat etmesi gereken bir husustur. Birde tesettür meselesi var ki, erkek olsun kız olsun bu hususun gereği gibi yerine getirilmesi ailenin ve neslin korunması için en önemli hususlardan biridir.
Nitekim Allah Resulü aile içi eğitimin önemini bizlere şu şekilde açıklamaktadır:
Çocuklarınıza ikramda bulunun ve onların en güzel şekilde terbiye edin.[10]
Müslümanca bir yaşamı sürdüren bir aile olmak istiyorsak aile bireyleri ile birlikte kuran ve sünnet ışığında eğitim çalışması yapmak zorundayız.
Çünkü bizim geleceğe bırakabileceğimiz en güzel miras:
Hiçbir baba, evladına güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakmamıştır.[11] İfadesidir.
Rabbim dünya ve ahret saadetinin bir arada yaşandığı nesillerin yetiştiği ailelerden olabilmeyi bizlere nasip etsin!
[1] Tahrim 6
[2] Buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1
[3] Bakara 187
[4] Tirmizi rada 11,İbni mace nikah50
[5] Müslim, Radâ’ 61, hadis no: 1469
[6] Buhari, Enbiya,1; Müslim, Reda’, 61,62; Nesai, Nikah,15
[7] Buharî, İman 39, Büyû 2
[8] Hud 6
[9] Taha 132
[10] İbni mace edep 3
[11] Tirmizi birr 33