Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

33.DERS | HENDEK SAVAŞI 2.BÖLÜM

Değerli kardeşlerim:

En çetin mücadeleler bile Allah’ın yardımıyla zafere giden bir yol olur. Bu mücadelede oranların, sayıların, istatistiklerin önemi yoktur. Allah'ın yardımı geldi mi bütün imkânlar inananlara açılmış olur.

Hendek savaşı da işte böyle bir mücadelenin örneklerinden biridir.

Bir tarafta büyük imkânlarla donamış 10.000 kişilik bir ordu, diğer tarafta yokluklar için de savunmada olan 3.000 kişilik bir ordu.

İslam ordusu savunma amaçlı kazdığı hendekler ardında savunmada iken, müttefik orduları kazılmış olan hendeğim şaşkınlığın ardından, soğuk ve beklemek ile sınav veriyordu.

 Araplar vur kaç şeklinde savaşa alışkın iken böyle muhasara da kalmak onları bezginliğe itiyordu.

Karşılıklı ok atışı yapmaktan başka bir şey yapamayan müşrikler sıkılmaya başlamış, bir yandan da yakıcı soğukla mücadele etmek zorunda kalıyorlardı.

Özellikle Hayber’in bir yıllık hurma bahçelerinin mahsulünün verilmesi vaadiyle gelen Gatafanoğulları sızlanmaya başlamış, alacakları hurmalıklar için bu soğuğu çekmeye değmeyeceğini görüşü ağırlık basmaya başlamıştı.

Bu orduyu oluşturmak için çok çaba sarf eden Yahudi Hüyey Bin Hattab ordunun dağılmaması için bir hileye başvurdu.

Müslümanlarla antlaşması olan ve arkalarını güven altında tutan Beni Kureyza’yı ikna ettiğini ve Müslümanları arkadan çevireceği yalanıyla orduyu yeniden umutlandırdı.

20 gündür bekleyen ordu zafere ulaşacağı umuduyla yeniden ayaklanmıştı.

Huyey yalanını gerçek hale getirmek için Beni kureyza’ya koştu. Kureyza’nın reisi olan Kab Bin Esed hayırsız bir adam olan Huyey'i kaleye almadı. Ancak “Tevrat hakkı için beni içeri al!” deyince almak durumunda kaldı.

Huyey:

“ - Bütün Arapları birleştirdim. Muhammed’i yok edecek güçteler sen de bizle olursan çabucak işini bitiririz.”

Kab Bin Esed:

“- Bizim Muhammed ile bir anlaşmamız var. Muhammed anlaşmasına uyan biridir. Neden antlaşmayı bozup kendimizi tehlikeye atalım.”

Huyey:

“- Kureyş kuvvetli geldi. Bu sefer Müslümanların işi bitecek” deyince Kab’ın kalbindeki kini ortaya çıktı ve teklifi kabul etti.

Beni Kureyza’nın ihaneti duyulunca Sad Bin Muaz ve Sad Bin Ubade’nin başında bulunduğu bir grup tahkikat için Kureyza’ya geldiler.

Gelen grup “ahdi bozdukları takdirde Nadiroğulları ve Kaynuka’nın başına gelenler sizin başınıza da gelir!” uyarılarına aldırış etmeyip “Muhammed kimmiş!” dediler.

Kureyza’nın ihanetiyle savunma da açılan gedik yetmezmiş gibi bir de münafıklar çocuklarını ve eşlerini bahane ederek cepheden çekildiler.

Münafıklar her ne kadar ailelerin namuslarını bahane etseler de hâlbuki böyle bir durum söz konusu değildi.

 Bu müşkül durumda endişe içindeki Müslümanlar çıkış yolu arıyordu.

 Peygamberimiz beklemekten sıkılan ve ordu için de büyük bir yekün tutan Gatafan oğullarını ayartmak için Medine'nin hurma mahsulünün üçte birini onlara teklif etme düşüncesini Ensar’a açtı.

Sad Bin Muaz ve Sad Bin Ubade:

“- Bu bir ilahi emir değilse biz bunu kabul etmeyiz. Biz Müslümanlık öncesi bile böyle bir iş yapmamışken, şimdi Müslüman olma şerefine nail olduktan sonra hiç yapmayız.”

 Peygamber efendimiz de bu sözler karşısında memnun olmuş ”O halde düşman elinden geleni yapsın!” demişti.

Beni Kureyza’nın ihanetine rağmen bir sonuç alamayan müşrik ordusu soğuktan perişan olmakta iken taarruz kararı aldı.

 Hendeğin dar yerlerinden taarruz edilme kararı olsa da bunu sadece Amir Bin Ahdived, İkrime ve birkaç adamın dışında başaran olmamıştı.

Amir Bin Ahdived güçlü bir savaşçıydı.

“- Karşıma çıkacak Yiğit yok mu?” dediğinde Hz. Ali karşısına çıkmak istediğinde Allah Resulü s.a.v  “-  Dur karşıdaki Amr'dır” dedi.

İkinci kez “- Yok mu içinizde bir yiğit?” dediğinde Hz. Ali bir sefer daha karşısına çıkmak istedi ve peygamberimiz Kendi zırhını ona giydirerek Amr’ın karşısına çıkmasına izin verdi.

 Hz. Ali'yi karşında gören Amr “- Ey Ali sen benim akrabamsın sana zarar gelsin istemem, daha senin ağzın süt kokuyor”  dediği Hz. Ali’nin karşısında Amr dayanamadı ve mağlup olarak öldürüldü.

İkrime ve diğerleri Amr’ın karşılaşmayı kaybetmesi ile gerisin geriye kaçmak zorunda kaldılar.

Hendeğe geçemeyen Kureyş ok yağmuruyla Müslümanları yerlerinden çıkamaz hale getirdi öyle ki 3 vakit (Öğle, İkindi, Akşam) namazı kılınamadı. Hatta bundan dolayı Allah Resulü s.a.v’in müşriklere beddua ettiği rivayet edilmektedir.

Umutları iyice kırılan müşrik ordusundaki Katafanoğulların’dan Nuaym Bin Mesud’un Müslüman olması savaşın seyrini değiştirdi.

Müslüman olan Nuaym Bin Mesud Allah Resulünden izin isteyerek tarafları birbirine düşürebileceğini buna müsaade olup olmadığını sordu.

 Allah Resulü s.a.v:  “Savaş hiledir!” buyurdu.

Hem Yahudilerle, hem de müşriklerle iyi ilişkileri olan Nuaym Bin Mesud bunu kullanarak tarafları birbirine düşürmek için Yahudilere

“ -Müşrikler çekip gidecekleri ve siz burada Muhammed'le baş başa kalacaksınız. Kendinizi garantiye almak için onların ileri gelenlerinden birkaç kişiyi rehin isteyin” dedi.

Müşriklere gelerek onlara da:

“- Kureyza oğulları pişman olmuşlar Muhammed'e anlaşmışlar ve sizden birkaç kişi rehin alıp Muhammed'e teslim edecekler” diye söylemde bulundu

Bunun doğruluğunu tespit etmek için İkrime kendilerine savaşa dâhil olmalarını istediklerinde Kureyzaoğulları:

“- Yarın cumartesi, biz cumartesi günleri savaşmayız ancak bize rehin verirseniz o zaman olur!” demeleri üzerine Kureyş ihanet ettikleri düşüncesine kapıldı

 Gatafanoğulları ise Medine’den hurma mahsulü antlaşması durumu olduğunu haber aldıklarında yeniden değerlendirme yapma ihtiyacı duydular ve Ebu Süfyan’ taarruz isteklerini de hayır karşılığını verdiler.

 Bu olaylar cereyan ederken Müslümanların sabrının ve mücadelesinin sonunda artık Allah c.c’ nin yardımının vakti gelmişti. Gece Müşrik ordusunun olduğu yerde müthiş bir fırtına çıkmış ve göz görü görmez hale gelmişti. Hem soğuk, hem de fırtına dayanılmaz hale gelmiş, deve ve atlar kaçmıştı. Müşrik ordusu fırtına karşısında getirdikleri her şeyleri geride bırakarak kaçmak zorunda kaldılar. O gecenin sabahında artık hava sakin etraf ganimetlerle doluydu. Bu Allah c.c’nün  Ahzap diye ifade ettiği savaşın açık bir zafere dönüşmesinin bir tezahürü idi.

 Müşriklerin artık Müslümanlara bir daha saldırmaya cesaret edemeyeceği müjdesi Allah Resulü s.a.v’in beyanı ile ortaya çıkıyordu.

Bu savaşta müşriklerden 4, Müslümanlardan 5 kişi öldü. Şimdi ise sıra ihanet eden Kureyza oğullarındaydı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dosyalar

33.DERS HENDEK SAVAŞI 2.BÖLÜM
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş