Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

10. DERS | ZULÜMDEN HUZURA HABEŞİSTAN’A HİCRET

Değerli kardeşlerim:

İmanı odur ki gerektiğinde inancını yaşama adına doğduğun, büyüdüğün toprakları terk edebilme kararlılığıdır.

İşte bu noktada müşriklerin yaptığı eziyetlerin dayanmaz hale geldiği, ölümlere yol açtığı ve imanı yaşama hususunda Müslümanların önünün kapaması üzerine Allah Resulü s.a.v Müslümanların özellikle de güçsüz olanların veya sıkıntı yaşayanların hicret izni verdi.

Müslümanların hicretine izin verilen bu yer Habeşistan’dı. Habeşistan dediğimiz yer ise bugün Afrika kıtasında bulunan Somali’nin bulunduğu toprak parçasının olduğu kara parçasıdır.

Bu ülke Necaşi’nin ülkesiydi. Kendisi Adil ve inançlı bir Hıristiyandı.

Hicretin gerçekleştiği zaman peygamberliğin gelişinin 5. senesi olup 11 erkek ve 4 kadından oluşan bir grup ile gerçekleşmişti. Bu grup Recep ayında gizlice Mekke’den çıkarak Kızıldeniz sahilinden gemi ile Habeşistan’a hicret ettiler.

Hicret edenler arasında kimler var diye baktığımızda hicret eden grubun içinde

-Hz Osman

-Ebu Huzeyfe

-Musab Bin Umeyr

-Abdurrahman ibni Avf

-Abdullah ibni Mesud

Gibi ismi bilinen sahabeler de vardı.

İlk giden kafilenin Habeşistan’da iyi karşılanması, orada sakin bir hayat sürmesi Müslümanlar için Umut olmuştu.

Peygamberliğin 6.yılında bu sefer Hz Cafer başkanlığında 100’e yakın ikinci bir grup Habeşistan’a hicret etti.

Bu hicret müşriklerde tedirginliğe sebep oldu. İlk kafilede müşriklerin önce gelenleri gitsinler kurtulalım, hem biraz sıkıntı yaşayınca dönerler,  biz de onları baskı altına alırız düşüncesindeydiler.

Ancak ikinci kafile de gidince ticaret ettikleri yerlerden biri olan Habeşistan’ın Müslümanlar için bir üst olmasından ve oradan yayılmasından korktular.

Bunun neticesinde Kureyş endişelerini gidermek adına Amr Bin As ve Abdullah İbni Rebia’dan oluşan bir kafile ile mültecileri geri alıp tehlikeyi bertaraf etme adına Habeşistan’a gönderdiler. Kureyş’in önde gelenleri işlerini kolaylamak adına hem krala hem de rahiplere verilmek üzere değerli hediyeler hazırlattılar

Amr Bin as ve Abdullah ibni Rebia hediyelerle Habeşistan’a ulaştı ve getirdikleri hediyeleri önde gelenlere dağıtarak kralın yanında kendilerine destek vermelerini isteyerek onlara şöyle dediler;

“Bizden bir takım kısa görüşlü kimseler, akılsız çocuklar, dinlerini bıraktıkları gibi sizin dininize de tabi olmayıp yeni bir din icat ettiler. Biz isyan eden bu kimseleri istiyoruz Bu konuda bize yardımcı olun.”

Amr ve Abdullah Necaşi’nin huzuruna çıktılar ve aynı şeyleri orada da söylediler.

Adil bir kral olan Necaşi onları dinlemeden bunu yapmayacağını söyleyerek Müslümanları huzuruna çağırdı.

Necaşi, Hz. Cafer’in sözcülüğünü yaptığı Müslümanlara kureyş’in gönderdiği elçilerin söyledikleri hakkında ne dersiniz diye sordu ve ekledi;

Bu yeni dinde nedir?

Hz. Cafer;

Ey hükümdar, Biz cahiliye üzerine yaşayan, taştan oyduğumuz putlara tapan, leş yiyen, zina yapan, akrabayı gözetmeyen, komşuluk nedir bilmeyen, güçlünün güçsüzü ezdiği bir topluluktuk. Biz bu haldeyken Allah içimizden bir peygamber gönderdi. O bize şunları emretti;

  • Yalnız Allah’a ibadet etmeyi
  • Putları terk etmeyi
  • Doğru söylemeyi
  • Emanete ve akrabalık bağlarına riayet etmeyeyi
  • Komşularla güzel geçinmeyi
  • Haram şeylerden ve kan dökmekten uzak durmayı
  • Fuhuş ve yetim malı yemekten, namuslu kadınlara iftira etmekten, gıybetten bizleri men etti.
  • Allah’a ibadet etmeyi ona hiçbir şeyi ortak koşmamayı emretti
  • Namaza, oruca, sadaka ve ihsan’a davet etti

Biz de onun getirdiklerine iman ettik ve gereklerini yerine getirdik diye kavmimiz bize düşman kesildi ve bize her türlü zulmü reva gördü.Putlara dönmemiz için bizi zorladılar. Bizler de inancımız yaşamak üzere Allah Resulünün emriyle adil olan sizin ülkenize sığındık.

Necaşi:

O kitaptan ayetler okuyunuz!

فَاَشَارَتْ اِلَيْهِ۠ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَنْ كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا

Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. «Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?» 

قَالَ اِنّ۪ي عَبْدُ اللّٰهِ۠ اٰتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَن۪ي نَبِيًّاۙ

Şunları söyledi: “ Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. O bana kitabı verdi ve beni peygamber yaptı.”

وَجَعَلَن۪ي مُبَارَكًا اَيْنَ مَا كُنْتُۖ وَاَوْصَان۪ي بِالصَّلٰوةِ وَالزَّكٰوةِ مَا دُمْتُ حَيًّاۖ

“Nerede olursam olayım beni hayır ve bereket sebebi kıldı. Hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti”.

وَبَرًّا بِوَالِدَت۪يۘ وَلَمْ يَجْعَلْن۪ي جَبَّارًا شَقِيًّا

“Beni, anneme karşı çok iyi davranan bir evlat kıldı. Beni bir zorba, hayırsız bir bedbaht yapmadı.”

وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدْتُ وَيَوْمَ اَمُوتُ وَيَوْمَ اُبْعَثُ حَيًّا

“Doğduğum gün, öleceğim gün ve yeniden dirileceğim günde bana selâm olsun!” [1]

 

Necaşi ayağa kalktı ve dedi ki;

Bize gelenle size gelen aynı nurdan fışkıran iki ışıktır!

Kureyş’in elçilerine dönerek:

Ey elçiler gidin! Onları size teslim edemem!  dedi

Bu durum karşısında Mekke’nin aklıyla ün yapmış elçisi olan Amr’a zor geldi ve dedi ki, “ben onlara yapacağımı biliyorum. Onların İsa hakkında söyledikleri ile onları vuracağım.”

Abdullah İbni Rabia “ Yapma her ne kadar başka dinde olsalar da onlar bizdendir ”dei ise de Amr bu söyleme kulak vermedi.

Sabah olunca kralın karşısına çıkan Amr  “ Ey kral onlar Hz İsa’nın kul ve peygamber olduğunu söylüyorlar “ diyerek onları kötülemeye çalıştı.

Bunun üzerine tekrar kralın huzuruna çıkan Müslümanlar adına Hz. Cafer:

” Biz hazreti İsa’yı Allah’ın kulu ve peygamberi olarak görüyor ve onun Hz. Meryem’e Allah tarafından ilka edilen bir mucizesi olarak görüyoruz” dedi

Necaşi bu ifadelerin üzerine hizmetçilerine emir buyurarak:

“Elçilerin hediyelerini geri verin! Önüme altından dağlar yığsalarda Müslümanları teslim etmeyeceğim!

Müslümanlara dönerek de şu ifadeyi kullandı:

“Burada istediğiniz kadar kalabilirsiniz, benim himayemde olacaksınız!”

Bu noktada Necaşi’nin Müslüman olmuş olduğunu belirtelim ancak bunu gizlemiştir. Öldüğünde Peygamberimizin gıyabında namaz kılması da bunun delili olarak ortaya konulmaktadır.

Anlattığımız bölümden alınacak ibretler nedir diye baktığımız da:

  • İnançlar için fedakârlık edemeyenler hedeflerine ulaşamazlar. İşte bu fedakârlıklardır İslam’ı yayan.
  • İkinci nokta da Kul sıkıştı mı Allah kullarına yollar var edeceğinin açık delillerinden biridir Habeşistan’a yapılan hicret. Hani bir ifade vardır ya:“Kul sıkışması Hızır yetişmez” diye tamda bu düşüncemizi ifade etmektedir.
  • Gerektiğinde hicret gerekliliği de kaçınılmaz bir noktadır.

 

 


[1] Meryem 29-33

Dosyalar

10. ZULÜMDEN HUZURA HABEŞİSTANA HİCRET
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş