Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

ALLAH'TAN GEREĞİ GİBİ KORKMAK

Değerli Müslümanlar:

Hiç düşündük mü ne kadar da çok korkumuz var değil mi?

Hâlbuki hayatı da ölümü de var eden Allah’ın “benden geldiniz dönüşünüzde ancak banadır” diye ifade ettiği hayatın geçici bir süre olduğunu bildiğimiz halde, yinede bu dünyada ebedi kalacakmışız gibi nimetlerini kaybetme korkusu yaşarız.

Yaşadığımız hayat için korkularımız çok çeşitli olsa da aslında insan iki çeşit korku yaşar: Şerre uğrama ve sevgiyi kaybetme korkusu

Rabbimiz ise asıl korkulması gerekenin kendisi olduğunu ifade ederken şöyle bir uyarıda bulunur:

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ حَقَّ تُقَاتِهٖ وَلَا تَمُوتُنَّ اِلَّا وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ

Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkulması gerekiyorsa öyle korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.[1]

Rabbimizin ifade ettiği ayetteki korku aslında hem isyan edildiği takdirde şerre uğrama korkusu hem de sevgisini kaybetme korkusunu ifade eder.

Bu ifademiz tabi ki gerçek manada İslam’ı yaşamaya çalışan ve Müslüman olan kimse için geçerli olan bir kaidedir.

Şurası bir gerçektir ki! Allah’tan gereği gibi korkmayanlar onun var ettiği insanlardan korkarlar.

Allah Resulü insanlardan korkanların durumunu ifade ederken bu kimselerin kıyamet günü nasıl bir sorgu ile karşı karşıya geleceklerini şöyle ortaya koyuyor:

Sizden biriniz kendi kendine hakaret etmesin!

Dediler ki: Ey Allah’ın Resulü insan kendi kendine nasıl hakaret eder? Nasıl rezil perişan eder kendini?

Allah Resulü buyurdu ki:”Bir durum görür ki orada Allah için bir söz söylemesi gerekirken o sözü söylemez ( ve böylece kendi kendini rezil perişan eder )

Cenabı hak kıyamet günü o kuluna sorar: Ey kulum o makamda benim için şöyle şöyle söylemen gerekirken niçin söylemedin?

Kul cevap verir: Ya Rabbi insanlardan korkum buna mani oldu.

Cenabı hak buyurur: Ey kulum ben insanlardan daha fazla korkulmaya layık değil miydim?[2]

Allah Resulünün ifade ettiği pozisyona düşememek için Müslüman nasıl hareket etmeli?

Allah’tan gereği gibi korkmanın en önemli noktası hak sözü eğmeden bükmeden söyleyebilme azmi ve kararlığıdır.

Nitekim Yüce Rabbimizde bu durumu şöyle ifade etmektedir:

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَدٖيداًۙيُصْلِحْ لَكُمْ اَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْؕ وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزاً عَظٖيماً

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve her zaman doğru ve yerinde söz söyleyin.  Böyle yapın ki Allah, amellerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Artık kim Allah ve Resulü’ne itaat ederse elbette büyük bir kurtuluşa ermiş olur.[3]

Ancak insan denen varlık nefsi ile var edilen bir varlık olması sebebi ile Müslüman olsa dahi çıkarlarına yenilerek, dünya malını umarak hak sözü söylemekten kaçınabilir. İşte o zamanda Rabbimizin şu tehdidi ile baş başa kalır:

فَاَمَّا مَنْ طَغٰىۙ  وَاٰثَرَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۙ  فَاِنَّ الْجَحٖيمَ هِيَ الْمَأْوٰىؕ

Artık kim azmışsa, ve dünya hayatını ahrete tercih etmişse, şüphesiz cehennem ( onun için ) tek barınaktır. [4]

Asi olup Allah’a isyan eden kulların tercih ettikleri dünya hayatı da aslında güzel ve huzurlu geçmez. Dışarıdan bakanların gözüne ve nefsine hoş gelecek bir hayatları olsa da kendi iç dünyalarında huzuru hiçbir zaman bulamazlar. Bugün dünya üzerinde birçok imkâna sahip olanların insanlık onuruna yakışmayan birçok iş yapmalarının sebebi de işte o iç dünyalarında yaşadıkları bu huzursuzluğun dışa yansımasıdır. Bu kimseler kendileri tatmin etme ve kanıtlama uğruna yaptıkları ahlak dışı davranışları normalmiş gibi görürler.

Üzülerek söylemek gerekir ki globalleşen dünyada kapitalist sistemin çarklarına kendini kaptıran kimliği Müslüman olan bazı kardeşlerimizin de aynı handikap içinde bocaladıklarını görmekteyiz.

Müslüman’ın izlemesi gereken yol Kuran ve Sünnet yoludur. Bu yolun en önemli birleşenlerinden biride, Müslüman’ın kul bazında üzerine düşeni yapıp Allah’a sığınmasıdır.

Çünkü Rabbimiz formülü kitabında ortaya koymuştur:

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذٖينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْهُمْ اٖيمَاناً وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

 Müminler o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır. Onlar yalnızca rablerine güvenirler. [5]

“Onlar yalnızca rablerine güvenirler” ayetini Müslümanlar olarak bir anlasak bugün yaşadığımız zilleti ve ezilmişliği asla yaşamayız.

Müslüman olduklarını ortaya koyanlar, Rablerinden daha çok güç sahiplerinden korkmasaydı ve rızkın kuldan değil Allah’tan olduğunu bilselerdi o zaman gerçekten iman etmiş olacaklardı. Şu da bir gerçek ki, Müslümanım demek bir iddiadır bunun kanıtı teslimiyettir.

Teslimiyetin sonucu ise hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği bir hayata kavuşmaktır.

Bu güzel sona kavuşmak için mücadelemizi Rabbimizin şu ifadesine göre düzenlemek zorundayız:

Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir imtihandır; büyük mükâfat ise Allah’ın katındadır.

 O halde gücünüz yettiğince Allah’a saygısızlıktan sakının; dinleyin, itaat edin ve kendi iyiliğinize olmak üzere başkaları için harcayın. Kim nefsinin bencilliğinden korunursa işte kurtuluşa erecekler onlardır.

 Allah’a güzel bir borç verirseniz O da bunu size fazlasıyla öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını bol bol verir, cezada ise acele etmez.

 Allah, akıl ve duyularla idrak edilemeyeni de edileni de bilir; O üstündür, hikmet sahibidir.[6]

Rabbim bizim kalplerimize imanı yerleştirmeyi ve o iman ile rızasını kazanacak ameller yapmayı nasip eylesin!

 

 


[1] Ali İmran 102

[2] İbn mace

[3] Ahzap 70-71

[4] Naziat 37-39

[5] Enfal 2

[6] Teğabun 15-18

Dosyalar

Allahtan-Geregi-Gibi-Korkmak
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş