İLTİMAS (ADAM KAYIRMA )
Değerli kardeşlerim:
Yaşadığımız çağda hepimiz adam kayırılmasından şikâyet eder, liyakat kavramına vurgu yaparız. Ancak ne zaman ki, imkânlar biz de oldu mu fırsatı hiç kaçırmayız.
Müslüman şunu iyi bilmeli ki, toplumu ilgilendiren bir konuda liyakate dikkat ederek, adaletle hareket etmezsek dünyada düzen bozulur. Çünkü Rabbimiz denizde ve karada insanın yaptıkları sebebi ile düzenin bozulduğunu kitabında haber vermektedir.
Liyakat ve adalet ise yakını koruma ve gözetmek olmadığını Rabbimiz şu ifade ile ortaya koymaktadır:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّامٖينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَٓاءَ لِلّٰهِ وَلَوْ عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ اَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَۚ اِنْ يَكُنْ غَنِياًّ اَوْ فَقٖيراً فَاللّٰهُ اَوْلٰى بِهِمَا فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰٓى اَنْ تَعْدِلُواۚ وَاِنْ تَلْـوُٓ۫ا اَوْ تُعْرِضُوا فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبٖيراً
Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabalarınızın aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın (şahitliği) Eğer ki eğip, bükerseniz (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. [1]
Fakat öyle biz zaman yaşıyoruz ki, Cuma namazında hutbede okunan Nahl süresinin 90. ayetinde ki akrabaya yardım etmeyi, onu kayırmak olarak okuyup kendi yaptıklarını savunması, Müslümanlar olarak yaşadığımız çürümüşlüğü en iyi ifade eden karelerden biri durumundadır.
Dünya tarihinin tozlu yapraklarına baktığımızda, adaleti yok edenlerin bir gün o adalete ihtiyaç duyduklarını görmekteyiz. Hâlbuki İslam kuvveti değil, adaleti üstün tutar. Bunun en güzel örneği olarak da şu hadiseyi ortaya koyabiliriz:
Kureyş kabilesinden bir grup insan, hırsızlık yapan Fatima adli bir kadını affetmesi için Allah Resulüne geldikleri zaman, Allah Resulü s.a.v ayağa kalkarak hutbe okudu;
Allah'a gerektiği gibi sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Sizden önceki insanların helak olmalarının sebebi, aralarında ileri gelen (zengin) kimseler hırsızlık yapınca suçun cezasını vermeyip zayıf (ve fakir) kimseler hırsızlık yapınca ceza uygulamalarıdır. Bu canı bu tende tutan (Allah'a yemin ederim ki Muhammed'in kızı Fatima hırsızlık yapsa, onun da elini keserdim! [2]
İşte bu adaletti cahiliye perdesini yırtıp, İslam güneşinin doğuşunu sağlayan.
O İslam ki, nice düşmanı güzelliğinde eriterek samimi bir Müslüman haline getiren. Çünkü onda ( İslam’da ) adalet dost ve düşmana göre değil, hakka göre belirlenir.
Hak ise Rabbimizin şu ifadesi ile karşılık bulur:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّامٖينَ لِلّٰهِ شُهَدَٓاءَ بِالْقِسْطِؗ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَاٰنُ قَوْمٍ عَلٰٓى اَلَّا تَعْدِلُواؕ اِعْدِلُوا هُوَ اَقْرَبُ لِلتَّقْوٰىؗ وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ اِنَّ اللّٰهَ خَبٖيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. [3]
Allah Resulü s.a.v adaletin olmayıp, iltimasın geçerli olduğu toplumların sonunun ne olacağını şöyle ifade eder:
Allah Resulü s.a.v, (bir bedevinin kıyametin ne zaman kopacağını sorması üzerine) şöyle buyurdu: "Emanet zayi edildiği vakit kıyameti bekle!" Bunun üzerine bedevi, "Emanetin zayi edilmesi nasıl olur ey Allah'ın Resulü " diye sorunca, Hz. Peygamber, "Yönetim, ehli olmayan kimseye verildiğinde kıyameti bekle." buyurdu. [4]
Üzülerek görüyoruz ki, bugün Müslümanlar idaresini ehline göre değil, çarkının dişlilerine göre belirliyor. Gün gelip de o dişliler kendini de yutunca kızılca kıyameti koparıyor.
İnsanlar yaptıklarına türlü kılıflar bulabilirler, ancak Rabbim yapılan her şeyden haberdar olduğunu şöyle ortaya koymaktadır:
وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللّٰهُ الَّذٖينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبٖينَ
Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, gerçekten dürüst olanları(sadıklar) da mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir. [5]
Yarın mahşer yerinde mahcup olmamak için Rabbimizin emrine göre hareket etmek zorundayız. Zira hakkın yerine getirilmediği yerde şeytan ihtilal yapar.
Bu sebeple Allah Resulü s.a.v ümmetine şu uyarıda bulunuyor:
Allah'ın hadlerini (kanuni cezaları, size) yakın olan ve uzak olan herkese uygulayın. Sakın hiçbir kınayanın kınaması sizi Allah(in hükmünü uygulama) hususunda alıkoymasın! [6]
Değerli Müslümanlar, gelin iki günlük dünya için ahret hayatımızı zayi etmeyelim. Makamlar geçer, servetler gider, ömürler biter, geride kalan beş metre kumaş ile iki metrelik mezar.
Sonu ölümle biten bu hayatta düsturumuzun ne olması gerektiğini Rabbimiz şöyle ifade ediyor:
فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطْغَوْاؕ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ
Öyle ise emir olunduğun gibi dosdoğru (istikamet)ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı hakkıyla görür. [7]
Rabbim bizleri adaleti yıkan, liyakati bozan kullardan olmaktan uzak eylesin!
Rabbim " Ne zulüm ediniz, ne de zulme uğrayınız " hükmünce yaşamayı nasip eylesin!
[1] Nisa 135
[2] Müslim, Hudüd, 9
[3] Maide 8
[4] Buhâri, Rikak, 35
[5] Ankebut 3
[6] İbn Mace, Hudüd, 3
[7] Hud 112