YERYÜZÜNDE DÖKÜLEN İLK KAN
Değerli Müslümanlar:
İnsan yaşayarak öğrenen bir varlık olarak yaratılmıştır. İyiliği ve kötülüğün sonuçlarını tecrübe ederek öğrenmiştir.
Aynı ilk kanı döken hazreti Âdem'in oğlu gibi;
Hz. Âdem’in dünyaya gönderilmesi ve Havva annemize buluşması sonrasında kendilerinden evlatlar meydana gelmiş insanlık neslinin çoğalması başlamıştır.
Bu sırada insan cinayet nedir diye de tecrübe etmek gibi bir gaflete düşmüştür.
Birçok kaynakta geçen Habil ve Kabil kıssasının özünde Allah’a teslimiyet vardır.
Bu noktada açıklamak gerekir ki, gerek Kuran’da, gerekse hadislerde Âdem’in iki evladı olarak geçen Habil ve Kabil isimleri Tevrat ve İncil’den gelmektedir ve muallaktır.
Çünkü Allah Resulü ve sahabe efendilerimiz Yahudilerle iç içe yaşayan ve bu isimlere vakıf olan kimseler oldukları halde bu isimleri zikretmemişlerdir.
Yine yaşanan cinayetin aynı doğumdan olan ikizlerin karşılıklı evlendirilmesi kaynaklı olduğu ifadesi de Kuran ve sünnetle sabit olmamış olup, Tevrat’ın nüshalarında geçmektedir. İçeriği değiştirilmiş Tevrat’ın ortaya koyduğu bu ifadelerde de tutarsızlık söz konusudur.
Peki! Evliliklerin nasıl olduğu çok önemli midir? Aslında değildir! Ama insan meraklı bir varlık ve bu merak şeytanın vesvesesi ile harmanlanınca hiç olmadık yerlere varmasına sebep olur.
Kuran'da ve sünnette geçen olay nedir?
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَيْ اٰدَمَ بِالْحَقِّۘ اِذْ قَرَّبَا قُرْبَاناً فَتُقُبِّلَ مِنْ اَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْاٰخَرِؕ قَالَ لَاَقْتُلَنَّكَؕ قَالَ اِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّٰهُ مِنَ الْمُتَّقٖينَ
Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, “Andolsun seni öldüreceğim!” dedi. O da dedi ki: “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder. [1]
İfade edilen bu rivayetler Tevrat ve İncil'de geçmektedir. Birinin yani (kabilin) ziraatle uğraştığı ve adak olarak kötü ürünlerden bir tutam buğday adadığı
Diğeri (yani Habil’in) ise çobanlıkla uğraştığı ve sürüsünün en güzel parçasını Allah'a sunduğu söylenmekte, bunun da bir koç olduğu rivayet edilmektedir.
لَئِنْ بَسَطْتَ اِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنٖي مَٓا اَنَا۬ بِبَاسِطٍ يَدِيَ اِلَيْكَ لِاَقْتُلَكَۚ اِنّٖٓي اَخَافُ اللّٰهَ رَبَّ الْعَالَمٖينَ
Andolsun ki sen öldürmek için bana el uzatsan bile, ben öldürmek için sana elimi kaldıracak değilim! Zira ben âlemlerin rabbi olan Allah’tan korkarım. [2]
Kardeşinin kendini öldürmekten vazgeçmeyeceğini gören kardeşi (Habil) bir uyarıda daha bulundu:
اِنّٖٓي اُرٖيدُ اَنْ تَبُٓوأَ بِاِثْمٖي وَاِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ اَصْحَابِ النَّارِۚ وَذٰلِكَ جَزٰٓؤُا الظَّالِمٖينَۚ
Ben diliyorum ki sen hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenesin, cehennemliklerden olasın! Zalimlerin cezası işte budur. [3]
Bunca uyarıya rağmen kardeşi (Kabil) onu öldürmekten vazgeçmedi
فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ اَخٖيهِ فَقَتَلَهُ فَاَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِرٖينَ
Sonunda içindeki duygular onu kardeşini öldürmeye itti; onu öldürdü ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldu. [4]
Tevrat'ta ve İncil'de Bu fiilin kardeşinin kafasına taşla vurmak suretiyle olduğu belirtilmektedir.
Olayın hemen akabinde kardeşinin ölü bedeni karşısında pişman olduğu ve ne yapacağını bilmez bir halde bir ağacın altında kala kaldığı söylenir. Kur'an-ı Kerim ise bu durumu şöyle ifade eder:
فَبَعَثَ اللّٰهُ غُرَاباً يَبْحَثُ فِي الْاَرْضِ لِيُرِيَهُ كَيْفَ يُوَارٖي سَوْاَةَ اَخٖيهِؕ قَالَ يَا وَيْلَتٰٓى اَعَجَزْتُ اَنْ اَكُونَ مِثْلَ هٰذَا الْغُرَابِ فَاُوَارِيَ سَوْاَةَ اَخٖيۚ فَاَصْبَحَ مِنَ النَّادِمٖينَۚ
Ardından Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim?” dedi, ettiğine de pişman oldu. [5]
Rivayetlerde bu olaydan sonra( kabil’in) babası olan Hz Âdem’den uzaklaşıp başka diyarlara gittiği ifade edilmektedir.
Daha sonrada neslinin asi bir toplum haline geldiği ve Nuh tufanında yok olduğu söylenmektedir.
Bu kıssadan çıkarılacak ibretlere gelirsek:
- Allah için verilen gerek zekât, gerekse sadakanın Rabbimizin bize verdiği nimet’in en güzelinden seçilmesinin ne kadar önemli olduğu gerçeği
- Öfkemize gem vurmanın gereği ki, Allah resulü bunu şöyle ifade etmektedir:
Asıl pehlivan öfkelendiğinde öfkesini yutabilendir
- Biz Müslümanlar bir kimseyi öldüren bütün insanları öldürmüş gibi olur ayeti celilesini dikkate almalı böylesine büyük bir günaha düşmemek için bu fiile yaklaştıran günahlardan uzak durmalıdır.
[1] Maide 27
[2] Maide 28
[3] Maide 29
[4] Maide 30
[5] Maide 31