DÜNYADA BİZİ VAR EDENE SADAKAT GÖSTERMEK
Değerli kardeşlerim:
İnsanoğlu var olduğu günden beri dünya denen bu handan kimler geldi, kimler geçti!
Âdem babamız geçti bu dünyadan. Önce nimeti yaşadı, sonra aldandı, dünya ile imtihan oldu ve sadakati ile kurtuluşa erdi.
İbliste sadıktı bir zamanlar, ne zaman ki kibrine yenildi, sadakati kaybetti işte o zaman aşağıların aşağısına indi.
İşte bizler bu iki örnek arasında gider geliriz. Âdem a.s gibi yaklaşırsak Rabbimize kurtuluşa, şeytan gibi uzaklaşırsak Rabbimizden çukurların en kötüsüne düşeriz.
Bizler Âdemoğlu olarak hatalar yapsak ta tövbe kapısının açık olduğunu ve Rabbimizin bizden af için kendisine dönmemizi beklediğini aklımızdan çıkarmayacağız.
İşte o zaman Rabbimiz bizleri sadakatimiz sebebiyle nasıl karşılayacağını kitabında şöyle açıklamaktadır:
لِيَجْزِيَ اللّٰهُ الصَّادِقٖينَ بِصِدْقِهِمْ
Allah sadakat gösterenleri, sadakatleri sebebi ile mükâfatlandıracaktır.[1]
Sadakat göstermek ise ancak sadık olanlarla beraber olmakla mümkündür. Bu ise olgunlaşmamış meyvelerin içine olgunlaşmış bir meyveyi koyarak diğerlerinin de olgunlaşmasını sağlamak gibidir.
Kâmil manada İslam’ı yaşamaya çalışan kimselerle beraber olmak kişide olgunluğa ve manevi hazza neden olacaktır.
Nitekim Rabbimizin emri de bu noktadadır:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقٖينَ
Ey iman edenler! Allah’a karşı takva sahibi olun ve sadıklarla beraber olun![2]
Bu noktada sadık olmak ve sadakat göstermek o denli önemlidir ki!
Allah, köpek olan kıtmiri sadakati sebebi ile değerli kılmışken iken Nuh a.s gibi bir peygamberin evladı olan Kenan’ı ve annesini ve Lud a.s karısını da sadakatsizliği sebebi ile helak etmiştir.
Önemli olan kimin evladı olduğunuz veya karısı olduğunuz değil! Önemli olan kimin yolundan gittiğiniz meselesidir.
Asiye annemiz gibi iman dolu olduktan sonra ilahlık iddiasındaki firavunun karısı olmak seni cennetlik olmaktan ve sadıklardan yazılmaktan asla alıkoymaz.
İman odur ki! Elhamdulillah Müslüman’ım diyenlere yeniden iman edin emri geldiğinde bu emri anlamaya ve uygulamaya sevk eder.
Peki! Yeniden iman etmek nasıl olur?
Yeniden iman etmeyi anlamak istiyorsak Allah Resulünün şu hadis-i şerifini hayatımıza tatbik etmemiz gerekir:
Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de Cennet'e iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık yoldan çıkmaya (fucûr) sürükler. Fucûr da Cehennem'e götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.[3]
Demek ki! Yeniden iman etmek ve sadakat göstermek “yalan” söylemeyi bırakmaktan geçiyor.
Öyleyse yalanı hayatımızın her alanından çıkarmak zorundayız.
Acaba yalanın Müslüman’a en çok zarar verdiği yerler nerelerdir?
Yalanı aile hayatımızdan çıkaracağız:
- Sadakat önce eşler arasındaki doğrularla başlar. Eşler arasında gizli ve gayri ahlaki ilişkiler olmamalı ve birbirlerine sadık olmalı.
- Yalan söylemeyi normal karşılayan ve birbirlerine sadık olmayan eşlerin evlatları da hilekâr olurlar.
- Çocuklar yalanı bilmez ve hileyi düşünemezler. Onları buna sürükleyen aile bireylerinin örnekliği ve dikkatsizliğidir.
İdaremizden yalanı çıkaracağız:
- Makamlarımızı korumak adına adil idareciler olma vasfımızı kaybetmeyeceğiz.
Altına imza attığımız her belge, makamımızı korumak adına söylediğimiz her yalan, hakkını yediğimiz her yetim, yarın bizim için bir ateş olacağını aklımızdan çıkarmayacağız.
Ticaretimizden yalanı çıkaracağız:
- Dünyalık kazanç elde etme adına yalan söylemekten vazgeçeceğiz.
Çünkü bunun sonucu bizim için bereketsizlik olur. Bu bereketsizlik hem mali açıdan olduğu gibi, hem de manevi açıdan da olacağını unutmayacağız.
Allah Resulü s.a.v bu husus şöyle ifade etmektedir:
Yemin, malın sürümünü artırır; fakat kazancın bereketini giderir.[4]
- Neden çok büyük meblağlar kazandığımız halde bereketini göremediğimizi yeniden düşünelim.
Sadakat odur ki! Doğruluğuna düşmanı şahit tutmaktır:
- Allah Resulü s.a.v peygamberliğini ilan ettiği için ona düşman olan Mekkeli müşrikler onu yalancılıkla suçlamaya kalktıklarında ilk tepki kendi içlerinden gelmiş “Biz Muhammed’in yalan söylediğine şahit olmadık” demişlerdir.
Sadakat odur ki! Aldanmayı ve aldatmayı yok eder! :
- Allah Resulün ifadesi ile “Bizi aldatan bizden değildir” sözü ile karşılık bulur.
Riyadan ve gösterişten kaçacağız:
Yaptığımız ibadetlerde ve dünyalık işlerimizde Rabbimizin bize verdiği nimetleri kendimizden bilip de başkalarına üstünlük vesilesi kılmaktan uzak duracağız.
- Namazımızı kılarken görsünler diye değil, Rabbimizin emri olduğu üzere dosdoğru kılacağız.
- Zekâtımızı verirken bu nimeti verenin bu nimet üzerindeki hakkı olan kısmı fakire verirken sanki ikramda bulunuyormuş gibi değil, borç alan birinin borcunu verirken ki alçak gönüllüğünü üzerimizde taşıyarak vereceğiz.
- Bize Rabbimizden verilen emirlere karşı büyüklenmek yerine işittik ve itaat ettik diyerek saygı göstereceğiz.
Bileceğiz ki! İman sadakate gebedir:
İşte o yüzden sadıklar Rablerinden emir geldiğinde bu böyle olur mu demezler. İşte o imandır;
- Nuh’u dağın başında gemi yaptıran,
- İbrahim’i korkusuzca ateşe meydan okutan,
- İsmail’i bıçağın altına teslimiyetle yatıran,
- Yunus’u balığın karnında barındıran,
- Musa’ya Kızıldeniz’i yol ettiren,
- İsa’yı göklere çıkaran,
- Allah Resulünü örümcek ağı ile koruyan.
Çünkü onlar teslim olup davalarına sahip çıktılar.
Eğer ki biz Allah Resulünün ümmetiyiz diyorsak Peygamber efendimiz bizden söz istiyor:
Bana şu altı şey hakkında söz verin, ben de sizin Cennet’e gireceğinize kefil olayım:
1.Konuştuğunuz zaman doğru konuşun!
2.Vaatte bulunduğunuz zaman yerine getirin!
3.Emanet hususunda güvenilir olun!
4.İffetinizi muhafaza edin!
5.Gözlerinizi haramdan koruyun!
6.Ellerinizi haramdan uzak tutun![5]
Şimdi kendimize bir soralım! Allah Resulünün belirttiği gibi elimize, dilimize, belimize sahip miyiz?
Peki! Ne yapmalıyız?
- Yaşadığımız şuanı son anımızmış gibi bilip ölümü bekleyen bir garip gibi olmalıyız.
Bir düşünelim! Öleceğimiz saati biliyor olsak o ana yaklaştığımızda dünyalıklarla oyalanır mıyız?
Peki ama! Son günümüz olmadığını bize kim garanti etti?
Toparlamak gerekirse peygamberimizin bahsettiği mümin olacağız, böylelikle her halimiz hayır olacak.
Böylelikle şükür ve sabırla hayrı yakalayacağız.
Rabbim sadıklardan olabilmeyi ve sadıklarla yolculuk yapabilmeyi nasip eylesin!
Rabbim bizleri yolunda daim eylesin!
Rabbim bizleri şeytana tapmaktan ve tuzaklarına düşmekten muhafaza eylesin!
[1]Ahzap 24
[2] Tevbe 119
[3] Buhâri, Edeb 69
[4] Buhârî, Büyû‘ 26
[5] Ahmed, V, 323