SOSYAL MEDYA SOYTARILARI
Değerli kardeşlerim:
İnsanoğlunun dünyadaki serüveni başladığı günden beri hayatını kolaylaştırmak adına birçok icada imza atmıştır. Bunların bir kısmı insanlık için çığır açarken, bir kısmı da insanlığın felâketine sebep olmuştur. İşin aslına bakıldığında ise insanlığı gelişen teknolojinin değil insanın bitmek bilmez hırslarının felakete sürüklediği görülmektedir.
Bu ifademizi daha somut hale getirmek adına şöyle bir örnek vermek meselenin anlaşılması açısından yerinde bir temsil olacaktır. İnsanoğlu bugün uranyum denen madeni zenginleştirip atom bombasına dönüştürüp milyonlarca insanı yok edebileceği gibi, onu enerji olarak kullanarak milyonlarca insanın gecesini aydınlatabilir. Haliyle kötü olan teknoloji değil, onun kullanımındaki art niyetli insanların hırslarına yenik düşmesi sonucu ortaya çıkan salt kötülüktür.
Dün olduğu gibi bugünde insanların hayatlarını kolaylaştırmak ve iletişimlerini güçlendirmek adına yapılan teknolojik yenilikler mecralarının dışarısına çıkarılması sebebi ile insanların vasıflarını kaybedip hayvani dürtüler ile hareket etmelerine sebep olacak bir kötülüğe dönüşmüş durumdadır.
Bugün bahsettiğimiz bu kötülüğün en yoğun hali ile icra edildiği platform ise sosyal medya diye ifade ettiğimiz ama sosyalleşmekten daha ziyade hayvanileşmeye sebep olan bir kanalizasyon çukuruna dönüşmüş olmasıdır.
Bu kanalizasyon’un ipini elinde tutanlar toplumu kontrol edip emellerini gerçekleştirmek adına cinsellikten, kumara, cinayetten, hırsızlığa her türlü kötülüğü iyi bir şeymiş gibi bu platform aracılığı ile topluma şırınga ederken bunlara karşı mücadele edip toplumu düzeltmesi gerekenler ise dünyalık kazanma hırsı ile beğenilme derdi arasında sıkışıp kalmış durumdadır.
Hâlbuki bu dünya geçici, ahret ise ebedi âlemdir diye bilmesi gereken ve bunu anlatması gerekenlerin başka âlemlerde olması toplumumuz için tam bir çıkmazdır.
Kimden bahsediyoruz? Tabi ki sosyal medyayı kullanan sözüm ona hocacıklardan bahsediyorum!
Sanki sosyal medya denen bu mecrada yeterince kafa karıştırıcı sapkın düşence sahibi kimseler yokmuş gibi, birde kendini hoca diye tanıtan sosyal medya fenomenleri çıktı başımıza…
Kendilerini dinletmek adına namaz icat eden, takipçi kazanmak adına cennet garantili dua eden, para kazanmak adına özel gün ve geceler ihdas eden bu hocacıklar yüzünden artık görevimizi yapamaz hale geldik. İnsanlara dini anlatmak yerine bu hocacıkların ortaya attıkları iddiaları çürütmekle zamanımızı heba etmek zorunda kalıyoruz.
Hâlbuki İslam dünyalık elde etme aracı değil, geçici bu âlemimizi yaşanır bir yer yapıp, arzularımızı kontrol altına alma çabası ile cenneti kazanma ve Rabbimizin rızasına ulaşmaya bir araç olması gereken bir hayat felsefesidir.
Hal böyle olması gerekirken maalesef yaşadığımız süreçte gerçek âlimlerin bizi terk edip, yalancı ve sahtekâr kimselerle bizi baş başa bıraktığı bir hüzün dalgasını yaşıyoruz.
Allah Resulü s.a.v bunu öyle güzel ifade ediyor ki, bugün yaşadığımız sıkıntıların kaynağına direk bir vurgusunu görüyoruz:
"Allah ilmi (verdikten sonra), insanların (kalbinden) zorla söküp almaz. Fakat ilmi, ulemayı kabzetmek suretiyle alır. Ulema kabzedilir, öyle ki, tek bir alim kalmaz. Halk da cahilleri kendine reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksızın (kendi reyleriyle) fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de başkalarını dalâlete atarlar." [1]
Allah Resulü s.a.v’ in ifadesi ortadayken maalesef Müslüman’ım diyenler cahillerin peşinden gidip yalanları ile kendilerini avuturken, doğruları söyleyenlere karşı kâfire göstermediği direnci gösteriyor. Ancak doğru diye yaptıkları bu davranışın sonuçlarının ne olacağı hususunu gözden kaçırıyorlar.
Gözden kaçan mesele ise bu gibi kimselerin toplumun rahatsızlık duyduğu konuları vitrine koyarak arkasından imanımızı çürütecek görüşleri ile bizi bir güzel iman dairesinden sıyırmalarıdır.
Bu gibi kimseler topluma hiç fayda sağlamayacak konuları mecralarından çıkararak toplumun kafasını karıştırırken arka planda belli çevreler ile işbirliği içinde toplumun imani hafızasını silmektedirler.
Efendim Hz. Âdem’in de babası var mıydı? Müslümanlar Cehennemden çıkacak mı? Kuran da namaz var mı? Gibi sorularla kafaları karıştırtanlar bir tarafta dururken, diğer tarafta olmayan namazları icat eden, özel oruç şekli meydana getiren, faize kılıf arayan, idareye göre hadis uyduran başka bir tarafla karşı karşıya kalıyoruz.
İşin daha acı olan tarafı ise iyi niyetler ile başlanan sosyal medya serüveninde para kazanma, beğeni alma, dikkat çekme hastalığına kapılıp az önce bahsettiğimiz zümrenin içine düşen ama bunu hala fark etmeyen hocalarımızın olmasıdır.
Oysa Rabbimizin beyanı çok açık:
اِنَّ الَّذٖينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهٖ ثَمَناً قَلٖيلاًۙ اُو۬لٰٓئِكَ مَا يَأْكُلُونَ فٖي بُطُونِهِمْ اِلَّا النَّارَ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَلَا يُزَكّٖيهِمْۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ
“Allah’ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir karşılık için satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları arındırmayacak onlar için elem verici bir azap vardır.” [2]
Bırakın yanlış fetva vermeyi hak olan bir sözü bile gizlemenin, sessiz kalmanın bedelinin bile çok ağır olacağını Allah Resulü s.a.v şöyle ifade ediyor:
“Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu gizleyip söylemezse (Kıyâmet günü) ateşten bir gem ile gemlenir.” [3]
Peki söyleyin dostlar kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor?
İlahi hocam biz nerden bilelim doğru ile yanlışı hocalar ne söylerse bizde onu alıyoruz! Diyen kardeşimiz önümüze şu ifadeyi koyuyor;
Allah Resulü buyurdu ki “Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi destekleyen ol. Beşincisi olma, helâk olursun!”[4]
Sen bilmez misin be Müslüman hayatını yaşayacak kadar ilim sahibi olmak her Müslüman’a farzdır. Kitabına bakmazsın, sünneti görmezsin ama sevdiğin hocanın sözünden asla çıkmazsın!
Hiç merak edip baktın mı sosyal hocam doğru söylüyor mu, söylemiyor mu diye?
Bırakın yanlış söylemeyi, hocan doğru ve hakkı söylese bile yaşantısında bunu uygulamıyorsa bu durumda onun sonunun ne olacağını Allah Resulü s.a.v şöyle beyan ediyor:
“Kıyamet günü bazı kimseler getirilip cehenneme atılır. Orada bağırsakları çıkarılan adam eşeğin değirmenin çevresinde döndüğü gibi bağırsağın etrafında döndürülür. Cehennemlikler onun etrafında toplanıp, ey filan sana ne oldu böyle sen dünyadayken iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmaz mıydın? Derler. O da evet der. Ben iyilikleri tavsiye ederdim fakat kendim yapmazdım. Kötülüklerden sakındırırdım, fakat kendim uymazdım diye cevap verir. [5]
Bugün sosyal medyayı aktif olarak kullanan hocalarımıza seslenerek şu uyarıda bulunuyoruz! Ne olur sosyal medyanın cazibesine kapılıp gerçekleri saptırmayın zira siz sadece kendine münhasır kimseler değilsiniz!
Unutmayın! Bugün farklı beklentiler ile peşinize taktığınız insanların yarın huzuru mahşerde yakanıza yapışacağını unutmayın!
Her Müslüman’a olduğu gibi biz hocalara da düşen Rabbimizin emirlerini önce yaşamak, sonra yaşanması için çaba sarf etmektir. Çünkü Allah indinde makbul olan ve karşılığı olan tek din İslamdır. Rabbimiz bu gerçeği ortaya koyarken bizlere şöyle sesleniyor:
اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ۠ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ اِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْۜ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَاِنَّ اللّٰهَ سَر۪يعُ الْحِسَابِ
“Şüphesiz Allah katında din İslâm'dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allâh'ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesâbı çok çabuk görendir.” [6]
Rabbim bizleri sosyal medya hokkabazlarının tuzaklarına düşmekten muhafaza eylesin!
Rabbim bizleri dinini satan, onu dünyalık kazanma aracı eden kimselerle beraber olmaktan muhafaza eylesin!
Rabbim bizlere gerçekleri dosdoğru söyleyen âlimlerle beraber yürüyecek feraseti nasip eylesin!
[1] Buhari, İlim 34, İ'tisam 7; Müslim, ilm 13, (2573); Tirmizi, ilm 5, (2654).
[2] Bakara 174
[3] Ebu Davud, İlm 9
[4] Dârimî, Mukaddime, 26.
[5] Buhârî, Bed’ül-halk 10; Müslim, Zühd 51
[6] Ali İmran 19