RAMAZANA SAYGI DUYMAYAN ( MÜSLÜMAN!) GAFİLLER
Değerli Müslümanlar:
İnsanı insan yapan değerlerin başında utanma duygusu gelmesinin hikmetini anlamaya ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda yaşıyoruz. İnsanların inanç değerlerine saygının ortadan kalkıp da saygısızlık yapanların saygı beklediği bir ortamda kendimizi ve neslimizi bu yozlaşmadan kurtarmak adına tedbirler almamız adına üzerinde durmamız gereken değerlerimizi tekrar ifade etmemiz gerekiyor.
Rabbimiz insanı yaratıp da onu kullukla görevlendirdiği halde ona inanma zorunluluğu getirmemiş ancak inançlı olanlara saygı gösterilmesi gerekliliğini insanın kalbine ve zihnine yerleştirmiştir.
Tarih boyunca İslam’ın gerçek manada yaşandığı beldelerde Müslümanlar ile gayri Müslim bir arada yaşamış ancak birbirlerinin yaşam ve inanç değerlerine karşı bir saygısızlık yaşanmamıştır.
İfade ettiğimiz bu gerçeği dile getirdiğimizde örnek olarak akla Osmanlı zamanında ramazan ayında oruç tutan Müslümanlara saygılarından dolayı sokakta çocuklarına dahi yemek yedirmeyen gayri Müslimler gelirken, kendini Müslüman olarak tanımlayanların alenen yiyip içtiği bir ortamda oruçlulardan saygı bekledikleri anormal bir sürece geçişi yaşıyoruz.
Peki! Kendini hem Müslüman olarak tanımlayıp hem de alenen kendisine farz kılınan orucu tutmayan ve de tutana saygı duymayan sözde Müslümancıklar acaba şu ayetin hükmünden haberdarlar mı?
قُلْ اِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَالْاِثْمَ
De ki: “Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı haram kılmıştır. [1]
Bugün yüzde bilmem kaçı Müslüman olduğu iddia edilen ama ne hikmetse bunun hiçbir emaresin görülmediği ülkemde lokantalar açık, Cafeler saçmalıklarla dolu, çay servisleri ile içki servisleri birbiri ile karışmış ama öldüklerinde hepsi caminin önündeki musallaya geliyor!
Çok üzücü ve de iğrenç olansa birileri için Ramazan sabaha kadar kahve köşelerinde kumar oynamak için fırsat olmaktan başka bir şey ifade etmiyor!
Eskiden kimse Ramazan ayında sokakta yemeye, içmeye cesaret edemezken bugün sokak ortasında içinde oldukları aya nispet edercesine birileri hayvani arzularını sere serpe gözlerimize sokarcasına iğrençliklerini sergiliyorlar!
İşin daha acısı ise idarecilerin kaldırımda bulunan seyyar satıcıya karşı gösterdiği cesareti bu kimselere karşı gösteremiyor olmasıdır.
Efendim! Neymiş beyler, bayanlar oruç tutanlardan baskı görüyorlarmış, oruç tutmayanlara oruç tutanların saygı göstermesi gerekiyormuş!
Söyleyin siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?
Tabi çokta şaşırmamak lazım meclisin kürsüsünde milyonların önünde Ramazan olduğunu bile bile suyunu yudumlayan vekillerimiz olunca sokaklarda da böylesine cüretkâr birilerin olması anormal değil!
İşin ilginç yanı ise bu kimselerin vatan, millet ve şehit edebiyatına gelince ağızlarının çok güzel laf yapıyor olması…
Ancak unuttukları şey! Şehitlik, vatan sevgisi, millete hizmet hakka hizmet anlayışı İslam dininin bu topluma kazandırdığı erdemler olduğudur.
Buradan kendini Müslüman olarak tanımlayıp da Ramazanı es geçip oruçlulara saygısızlık edenlere Allah Resulü s.a.v’ in şu beyanı ile seslenmek istiyorum:
الْحَيَاءُ مِنَ الْإِيمَانِ
“Hayâ imandandır.” [2]
Eğer ki Müslümanım iddiasındaysanız imanınızın gereği olan haya duygunuzu ortaya koyun, yok inanamıyorsanız cenazelerinizi camilerden değil havralardan kaldırın.
Zira utanma duygusundan sıyrılmış olan bu saygısız kimselere söylenecek geriye tek söz kalıyor:
“İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” [3]
Hocam! Bunca şey anlattınız ama biz zaten oruçluyuz ve de camideyiz bunlardan bize ne diye düşünenler olabilir!
İşte asıl mesele de bundan sonra başlıyor!
Ramazan ayına hürmet göstermeyen, oruçluyu hakir gören kimselere karşı ilişkileri gözden geçirmek, bu gibi kimselerin hizmete sunduğu ürünleri almaktan kaçınmak gerçek manada Müslümanım diyen herkesin görevidir.
Çünkü Rabbimizin emri açıktır:
وَقَدْ نَزَّلَ عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ اَنْ اِذَا سَمِعْتُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ يُكْفَرُ بِهَا وَيُسْتَهْزَاُ بِهَا فَلَا تَقْعُدُوا مَعَهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِه۪ۘ اِنَّكُمْ اِذًا مِثْلُهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ جَامِعُ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْكَافِر۪ينَ ف۪ي جَهَنَّمَ جَم۪يعًاۙ
“Allah size kitabında şu hükmü indirmiştir: “Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini veya bunlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, bunu yapanlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber kesinlikle oturmayın. Yoksa siz de tıpkı onlar gibi olursunuz.” Şüphesiz Allah, münafıkları da kâfirleri de hep birlikte cehennemde toplayacaktır.” [4]
Kişi dini emirler konusunda zafiyetler yaşayabilir, eksikleri olabilir ancak eğer ki yaptığı şeyden pişmanlık duyup nedamet getirmiyorsa o kişinin Müslümanlığı sorgulanmak durumu ile karşı karşıya kalır.
Eğer ki kişi Ramazan gelince daha çok içkiye müptela oluyorsa, daha fazla kumara yöneliyorsa, daha fazla zinaya yol arıyorsa bu kimselerin Müslüman olduklarını iddia etmek sadece kuruntudan başka bir şey ifade etmeyecektir.
Rabbimiz dini halleri ve sözleri ile alaya alanlara karşı hükmünü şöylece ortaya koyuyor:
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ لَيَقُولُنَّ اِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُۜ قُلْ اَبِاللّٰهِ وَاٰيَاتِه۪ وَرَسُولِه۪ كُنْتُمْ تَسْتَهْزِؤُ۫نَ
“Kendilerine niçin alay ettiklerini sorsan, mutlaka: “Biz öylesine lafa dalmış, eğleşiyorduk!” derler. De ki: “Demek siz Allah ile, O’nun âyetleriyle ve O’nun Rasûlüyle eğleniyorsunuz, öyle mi?” [5]
Şimdi sokaklarda Ramazan münasebeti ile mikrofon uzatılan bazı kimselerin konuşmalarına şahit oluyoruz aman Allah’ım tam bir felaket!
Hele biri var ki, Ramazan konusunda ne diyorsunuz diye soruluyor! Ağzını yaya yaya; Ramazanı kutlamıyooooorruuuz! Diyor!
Hani fırınlarda ekmekleri ateşe süren kürek var ya! Onunla ağzının tam ortasına vuracaksın ama bizler Müslümanız onun için aklımızdan her geçeni yapamıyoruz!
Bu gibilerin durumu katırın durumuna benziyor!
“Katıra sormuşlar baban kim diye?
Katırda eşek demeye utanmış at dayım olur demiş!”
Bu ve benzeri eşeklik yapanlara bir hatırlatma yapmak gerekiyor!
Siz ne kadar saygısızlık yaparsanız yapın, ne kadar alay ederseniz edin sizler için Rabbimizin hükmü değişmeyecek:
فَلَمَّا جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرِحُوا بِمَا عِنْدَهُمْ مِنَ الْعِلْمِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ
“Çünkü peygamberleri kendilerine apaçık deliller getirdiği zaman, onlar sahip oldukları bilgi ile şımarıp, yapılan azap tehditlerini alaya aldılar. Ama alaya aldıkları o azap, sonunda onları çepeçevre kuşatıverdi.” [6]
Rabbim bizleri kendisinin hükmüne karşı gelenlerden olmaktan muhafaza eylesin!
Rabbim bizleri içinde bulunduğumuz Ramazan ayının değerlerine sahip çıkanlardan eylesin!
Rabbim bizleri ve neslimizi değerlerinden uzak yaşamaktan, şeytana uymaktan, nefsine yenilmekten uzak eylesin!
[1] Araf 33
[2] Buhârî, Îmân 16, Edeb 77; Müslim, Îmân 57-59.
[3] Buhârî, Enbiyâ 54, Edeb 78. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 6; İbni Mâce, Zühd 17
[4] Nisa 140
[5] Tevbe 65
[6] Mümin 83