EN GÜZEL DUYGU ALLAH SEVGİSİ
Değerli kardeşlerim:
Bizi yoktan var eden, kâinatı yaratan, her şeyi bizim emrimize veren yüce yaratanımızı tanımak, onun büyüklüğünü algılamak ve onu sevmek bir Müslüman için kul olmanın ilk ödevidir.
Peki! Rabbimizi nasıl sevmeliyiz?
Bilmemiz gereken ilk şey Allah’ı öyle sevmeliyiz ki! Kalbimizde onun sevgisinden başka bir sevgiye yer kalmamalı! Bunu ifade ederken dünyalık sevgilerimiz tabi ki olacaktır. Annemizi, Babamızı, eşimizi, çocuklarımızı, dostlarımızı sevmek insan olmanın tabii bir sonucudur ancak Allah sevgisi en yüksek yerde olmalı ve onun yanında hiçbir sevgi olmamalı ki, kul olmanın şerefine varmış olalım.
Nitekim Allah sevgisinin bir Müslüman için ne denli önemli olduğuna Rabbimiz şöyle ifade ediyor:
قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬كُمْ وَاَبْنَٓاؤُ۬كُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَشٖيرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌۨ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَـهَٓا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَجِهَادٍ فٖي سَبٖيلِهٖ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَأْتِيَ اللّٰهُ بِاَمْرِهٖؕ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقٖينَ
De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez.[1]
Rabbimizin ifadesi bugün Müslüman’ım diyen birçok kişi için tehlike arz etmektedir. Çünkü dünyalıkları o kadar çok sever hale geldik ki! Rabbimizin ifade ettiği hususları es geçer hale geldik. Hâlbuki Rabbim bizden kendisine kul olmamızı istedi ancak biz ondan başka birçok şeye kul olduk!
Rabbim bizleri kendini bilen ve Resulünün yolunu izleyenlere dâhil eylesin!
Değerli kardeşlerim:
Rabbimizin yolunu izlememizi sağlayacak imanın göstergesi ise Allah Resulünün beyanı ile şöyledir:
Üç şey vardır ki; bunlar kimde bulunursa o kişi imanın tadını alır:
- Allah ve Resulünü, her şeyden çok sevmek
- Sevdiğini sadece Allah için sevmek
- Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak kadar korkunç ve tehlikeli görmek [2]
Allah Resulünün verdiği bu kıstas bugün bizim inancımızdaki yaşadığımız zafiyetin nedenlerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Çünkü bizler Allah’ı sever gibi kullarını, Peygamberi över gibi varislerini övüyor, böylelikle hem kendimize, hem de o kimselere kötülük ediyoruz.
Hâlbuki! Sevdiklerimizi Allah için sevip, Allah ve Resulünün önüne geçirmesek bugün yaşadığımız bu kırılmaları yaşamak zorunda kalmayız.
Bizler bizi yaratan Rabbimizin sevgisine mazhar olmak ve cennetine ulaşmak istiyorsak peşinden gittiklerimizin sevgisinden daha fazla Allah Resulünü sevmek zorundayız. Bu söylediklerimiz ise öyle alelade söylenmiş bir söz değil aksine Rabbimizin sözüdür:
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُونٖي يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْؕ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَحٖيمٌ
De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” [3]
Kul Rabbine sevgisini ortaya koyduğunda Rabbimizde kuluna sevgisini gösterir. Rabbimizin kulunu sevmesinin yolunu ise, Allah Resulü s.a.v şöyle ifade ediyor:
Hazreti Allah şöyle hükmetti: "Benim rızam için birbirlerini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur." [4]
Bu sözler nede güzel sözlerdir, nede güzel tavsiyelerdir. İnsan gerçekten bu ifadelerde geçen hasletleri yapabilse sadece Rabbinin değil, insanlarında sevgisini kazanacağı kesindir.
Nitekim Allah Resulüne gelen bir sahabe efendimize Allah Resulünün şu ifadesi de bunun bir göstergesidir:
"Dünyaya rağbet gösterme ki, Allah seni sevsin; insanların ellerinde bulunana (nimet ve imkânlar) rağbet etme ki, onlar (da) seni sevsin." [5]
Peki! Allah’ın kuluna olan sevgisi nasıldır?
Hz. Ömer efendimiz şöyle anlatıyor:
“(Bir keresinde)Allah Resulü s.a.v (ayrı düştüğü) çocuğuna duyduğu özlemden dolayı rastladığı her çocuğu kucaklayan, göğsüne bastırıp emziren bir kadının da aralarında bulunduğu bir esir grubunu getirdiler. Allah Resulü s.a.v çevresindekilere (o kadını işaretle):
- “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?”diye sordu.
- Asla, atmaz! dedik.
Bunun üzerine Hz. Peygamber:
- “İşte Allah Teâlâ kullarına, bu kadının yavrusuna olan şefkatinden daha merhametlidir” buyurdu.[6]
Kullarına karşı bu kadar merhametli olan Rabbimiz kendini seven, onu dost bilen, her anında onu düşünüp, gizli köşelerde Rabbi için gözyaşı döken, ölümü bir son bilmeyip vuslat kabul eden kullarını mükâfatı ile karşılayıp daha fazla sevgisi ile karşılık vereceğini kitabında şöyle ifade ediyor:
لَهُمْ دَارُ السَّلَامِ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Rableri katında onlara esenlik yurdu vardır. Ve yapmakta oldukları (güzel) işler sebebiyle Allah onların dostudur. [7]
Allah’ı dost kabul ediyorsak şu yolu izlememizi Rabbimiz bize emrediyor:
فَاذْكُرُونٖٓي اَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا لٖي وَلَا تَكْفُرُونِ
Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin! [8]
Rabbim bizlere halis bir niyet, Salih bir amel ve Rabbine dost bir kalp nasip eylesin!
Rabbim bizleri şeytana ve nefsine uyanlardan olmaktan uzak eylesin!
[1] Tevbe 24
[2] Buhârî, Îmân, 14; İkrah, 1; Edeb, 42; Müslim, Îmân, 67. Ayrıca bkz. Tirmizî, Îmân, 10/2624
[3] Al-i İmran 31
[4] Muvatta, Si'r 16, (2, 953, 954).
[5] İbn Mâce, Zühd 1
[6] Buhârî, Edeb 18; Müslim,Tevbe 22. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 1; İbni Mâce, Zühd 35
[7] Enam 127
[8] Bakara 152