Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

GEÇMİŞİ SAPLANTI HALİNE GETİRMEK

Değerli Müslümanlar:

İnsan yaratılışı itibari ile hata ve kusura açık bir varlık olarak günah işleyen bir varlıktır. Bu sebeple hayatı boyunca inişli ve çıkışlı bir grafik çizen insan günahı ve sevabı ile insan olduğunun bilinmesi onu iyiye ve güzele yönlendirmek isteyenlerin bilmesi gereken en öncelikli bilgidir. Bir kimse geçmişinde büyük hataları olması onun iyi bir insan olamayacağı kanısını doğurmayacağı gibi, bir kimsenin geçmişte çok iyi bir Müslüman olması gelecekte büyük günahlara düşmeyeceği manasını doğurmaz.

İşte bu noktada biz Müslümanlara düşen Rabbimizin şu beyanına kulak vermemiz gerektiği gerçeğidir:

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِؕ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمٖيعاًؕ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ

De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” [1]

Ancak Rabbimizin bu beyanına rağmen bizler insanları değerlendirirken geçmişleri ile yargılıyor, kabilesi, düşüncesi, hataları veya iyiliği ile yargılıyor onların değişebileceğine dair gerçeği görmezden geliyoruz!

Hâlbuki tarih büyük değişim yaşayan toplumlar ve kişilerin örnekleri ile doludur. Bu örnekleri iyi okumak bizde oluşan yanlış düşüncelerin önünü almaya ve zanda bulunmaktan uzaklaşmamıza vesile olacaktır.

İfade ettiğimiz hususu aydınlatacak can alıcı örneklerden en dikkat çekicisi Hz. Ömer efendimizin hayatındaki değişimdir. O ki müşrikken İslam’a girdikleri için kavmindekilere işkence yapan, kız kardeşini tartaklayan, toplumu bölüyor gerekçesi ile Allah Resulünü öldürmeyi düşünüp bunu fiiliyata döken bir kimse iken hidayete erişmesinden sonra müşriklere karşı en hiddetlisi, kardeşleri için en merhametlisi ve adaleti ile İslam’ın hukuk anlayışını ortaya koyan bir şahsiyete dönüşmüşken. Şimdi diyebiliriz mi ki o geçmişte şöyle idi?

Bu minvalde çok örnek olsa da yine süreci açısından hüznü ve sevinci bir arada barındıran Hz. Vahşi r.a.’ın hayatında ki değişim sürecide dikkate şayandır. O ki kölelikten kurtulmak adına Allah Resulünün en çok sevdiği kimselerden olan amcası Hz. Hamza’yı savunmasız yakalayıp şehit eden, sonrasında uzuvlarının kesilmesine seyirci kalan bir kimse iken Mekke’nin fethinden sonra Müslüman olduğunda Allah Resulünün seni gördüğümde amcam Hz. Hamza’yı hatırlıyorum dediği için Allah Resulün yüzüne hasret bir zamanı yaşarak zorlu bir imtihana göğüs gererken Allah Resulün vefatının ardından daha önce Müslüman olan sonrasında peygamberlik ilan eden  Müseyleme el-Kezzab’ı yok ederek İslam’a en büyük hizmeti ederken şimdi biz birini geçmişindeki hatası, diğerini de Müslümanlığı ile değerlendicek olsak yanlış değerlendirme olmaz mı?

Eğer ki bizler geçmişindeki inancı ve fiilleri ile insanları değerlendirip geçmişte şöyle iyi bir insandı, şöyle imanlı idi diyorsak Karun’a bakmamız gerekir!

O birçoğumuzun algısının aksine kafir değil Müslüman’dı ve Musa a.s’ın ümmetindendi ancak o Rabbinin ona verdiği nimetle azgınlaştı ve yere battı. Şimdi Karun için biz diyebilir miyiz ki o çok iyiydi ondan kötülük çıkmaz.

Birde toplumda şöyle bir algı var ki beklide en tehlikelisi de bu olsa gerek! O da şu ki, “aslan’dan aslan doğar “ kavramıdır.

Evet! Soy önemli midir? Önemlidir. Ancak bizler için kesin bir gösterge değildir. Eğer ki kesin bir gösterge olsa idi Rabbimiz bize örnek olarak Hz. Nuh’un oğlu Kenan’ı örnek olarak göstermezdi!

Birde bu duruma tersten bakalım soy sebebi ile bir kimse kafir ilan edilecek olsa put üreten Azer’in oğlu olan Hz. İbrahim’i nereye koyacağız?

Bize düşen insanların hataya da, hidayete de açık varlıklar olduklarını kabul ederek zahirine göre değerlendirip geçmişi saplantı haline getirmemektir. Çünkü ölüm gelmedikçe insan af kapısından girme hakkı vardır ve bu kimsenin uhdesinde değildir.

Nitekim Allah Resulünün şu beyanını bunun açık göstergesidir:

التَّائِبُ مِنْ الذَّنْبِ كَمَنْ لَا ذَنْبَ لَهُ

“Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” [2]

İnsan’ın hidayet bulma şansı ve hakkı olduğu gibi, batılı seçme hakkı ve durumu da söz konusudur.

Öyle ki toplum içerisinde ilmi ve yaşantısı ile dün insanlara yol gösteren bazı kimseler veya onların soyundan gelen evlatlar bugün gelinen noktada batıla kaydıkları halde geçmişleri sebebi ile onlarla beraber olmaya kalkmak geçmiş saplantısından başka bir şey değildir!

Rabbimiz bu kimseleri şöyle ifade ediyor:

اَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلٰهَهُ هَوٰيهُۜ اَفَاَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَك۪يلًاۙ

“Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?” [3]

Bu uyarıya rağmen bazı saf Müslümanlar bu kimselerin yaptıklarına bakmak yerine şekillerine baktıkları için yanılmaktadır. Bu noktada akla Allah Resulünün şu beyanı gelmektedir:

Sizin aranızda öyle zümreler türeyecektir ki; siz onların namazlarının yanında kendi namazlarınızı, oruçlarının yanında kendi oruçlarınızı, iyi işleri yanında kendi iyi işlerinizi küçük göreceksiniz. (Yani onların yaptığı işler dıştan sizinkinden üstün gibi görünecektir.)

Onlar Kur’an da okuyacaklar. Fakat Kur’an (ın) feyzi onların boğazlarından öteye geçmeyecektir. (Yalnız dilde kalacaktır.) Nitekim onlar, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklar.” [4]

Değerli dostlar bizim kaynağımız bellidir ki, Allah Resulü veda haccında bunu açıkça ortaya koymuştur:

Size iki şey bırakıyorum. (Bunlara tutunursanız) asla dalâlete düşmezsiniz: Allah’ın kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (kıyamette) havz(ı kevserin yanın)a kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir.”  [5]

Bize düşen bu iki emanete sahip çıkarak Rabbimizin emrine de kulak vererek rızasına uygun yaşamak için mücadele çabası içinde olmaktır:

 

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقٖينَ

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. [6]

Rabbim bizlere doğru kimselerle beraber olacak feraseti nasip eylesin!

Rabbim bizleri istikameti sapmış kimselerle beraber olmaktan muhafaza eylesin!

 

 

 

 

 

 

 


[1] Zümer 53

[2] İbn Mâce, zühd 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, 10/150

[3] Furkan 43

[4] Buharî. Tecrid-i sarih: 1783

[5] Hâkim, el-Müstedrek, 1/93

[6] Tevbe 119

 

Dosyalar

GEÇMİŞİ SAPLANTI HALİNE GETİRMEK
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş