ORTAM SANAL, GÜNAHLAR GERÇEK (Sosyal Medya)

 

Muhterem Müslümanlar:

Gelişen teknoloji ile birlikte birçok iş yükü azalırken, bizlere sunulan imkânlar yeni problemlerin de gün yüzüne çıkmasına sebep olduğuna şahit olmaktayız.

Hepimizin cebinde akıllı telefonu, evinde ve iş yerinde bilgisayarı ile dün ofis ve işyerine giderek halledeceğimiz birçok işi bir parmak hareketi ile yapabilir hale geldik.

Peki! Ama bu kolaylığın yanında kaybettiğimiz inançlarımız ve hasletlerimizi farkında mıyız?

Şimdi diyebilirsiniz ki, imkânlardan yararlanmayalım mı?

Müslüman yeniliklere açık ve teknolojiyi kullanmakla mükelleftir. Ancak her işinde olduğu gibi teknolojiyi kullanırken de sınırları ve kuralları olmak zorundadır.

Peki! Sanal âlemi ne için kullanabiliriz?

Yapılacak ticaretin helal işler ve işleyişte olmak kaydı ile alışveriş.

Kaynaklarına dikkat etmek ve araştırmak kaydıyla ilim elde etmede.

Allah'ın haram kıldığı hususlar olmamak kaydıyla tecrübe paylaşımı (yemek, teknoloji vs.)

Tebliğ görevini ifa etmek için.(gerçek hayatta yapmak kaydıyla)

Bu anlattıklarımız yapmamızda bir sakınca olmayan hallerken; şimdi ise yaptığımız hatalardan bahsedelim!

Önce şu soruyu soralım; ortamın sanal olması yapılan işten alınan günahın gerçekliğini değiştirir mi?

Bu soru bize sorumluluklarımızı hatırlatır.

Rabbimiz hem erkeğe hem de kadına emrediyor:

Mümin erkek ve kadınlara söyle gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. [1]

Seyrettiğimiz videolar, baktığımız resimler, oynadığımız oyunlar bize uygun mu?

Unutmayalım değerli Müslümanlar! Ortamın sanal olmasına aldanıp haram olan işleyişleri helalmiş gibi algılamak bizleri geri dönülemeyecek hatalara sürükler, hem dünyamız kararır, hem de ahretimiz mafolur.

Onun için ister gerçek hayatta olsun, ister sanal âlemde olsun;

Mahrem olmayan erkeğe kadının bakışı, mahrem olmayan kadına erkeğin bakışı haramdır.

Bu ortaya koyduğumuz hususu Allah Resulü s.a.v kendi damadı olan, ilmin kapısı Hz. Ali efendimize şöyle ifade ediyor:

Ey Ali “İlk bakışa ikinci bakışı ekleme. Çünkü birincisi senin lehinedir, ikincisi ise senin lehine değildir.” [2]

Sosyal ağlar az önce anlattığımız amaçların dışında kullanılır ve insanlara özelinizi paylaşırsanız, iffeti zedelemiş olursunuz.

Eşin, kızın, annen, kız kardeşin senin mahreminindir ama sanal âlemdekilerin mahremi değildir.

Rabbimiz kadının iffetini korumak ve iyi niyetten uzak bakışlardan onları korumak adına şöyle bir kaide koymuş ve kadınlarımızı uyarmıştır:

وَلَا يَضْرِبْنَ بِاَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْف۪ينَ مِنْ ز۪ينَتِهِنَّۜ

Yürürken gizledikleri belli olsun diye ayaklarını yere vurmasınlar. [3]

Yürürken bile itidalli olmayı emreden dinimiz acaba öpücük atan bacımı, Kızının bikinili resmini paylaşan babayı, müstehcen hal ve hareketleri, beğenme adı altında yapılan saçmalıkları nasıl karşılar dersiniz?

Bizi baskı ile yıkamayanlar üzülerek görüyoruz ki, sosyal medya ile yıktılar!

Efendim ben sadece mesaj programları kullanıyorum…

Peki! Bu sistemi kontrol edenler senin baban mı?

Bilgisayardan az buçuk anlayan herkes bilir ki, her internet üzerinden çalışan sistemin bir veri tabanı vardır ve her bilgi orada kaydedilmektedir. Haliyle bu veri tabanını kontrol eden herkes oradaki resim ve yazılara vakıf olacağını ülkemizde gerçekleşen bazı olaylardaki yazışmaların medyaya düşmesinden kolaylıkla anlayabiliyoruz.

Bir başka meselede video ve benzeri içerikler üzerinden para kazanma meselesi var ki, Allah Resulünün -mahşer yerinde şu beş şeyden hesaba çekilmeden kimse yerinden kımıldayamaz diye ifade ettiği "Paranı nereden kazandın ve nereye harcadın" - ifadesine istinaden dikkat çekilmesi gereken bir konudur.

Hocam biz dikkatli davranıyoruz doğa videoları çekiyoruz, iş videoları çekiyoruz ve bunlardan para kazanıyoruz.

Peki! Ama senin videonu üzerine koyulan reklamların kaçta kaçı helal?

Unutma Müslüman, vesile olduğumuz her şeyden sorumluyuz.

Ne yani hiç mi kullanmayalım?

Niyet Allah rızası olur ve yapılan işin içeriğinin de helal materyaller bulunursa günah olmadığı gibi, hayra vesile olması sebebi ile sevap kazanmaya vesile olur.

Unutma! Ameller niyetlere göredir.

Şöyle bir örnek verelim:

Biri çıkar erzak kolilerinin videosunu yayınlar amacı teşviktir sevap kazanır, bir diğerinin amacı reklamdır, riyadır, günah kazanır.

Bir de şu durum var ki hem görgüsüzlük, hem de o görüntülere muhatap olanlara eziyettir.

Peki! Nedir o?

Yediğini ve içtiğini paylaşmak!

Komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen dinin yediğini paylaşıp ben yiyorum sen yemiyorsun çatla emi diyen sözde inanmış mahsubu olmak, imanın kalpten ne kadar uzak olduğunun açık bir göstergesi durumundadır.

Farkında mısın aç olanları, işleri bozulanları, işyerleri kapananları,  başını sokacak bir kulübesi bile olmayanları...

Anlamak için illa da düşmek mi gerekiyor?

Tekrar hatırlatıyoruz kullandığımızı bu mecranın sanal olması, onu kullananların gerçek kimseler olduğu gerçeğini değiştirmez!

Hocam ne yapalım bu teknoloji uyuşturucu gibi bağımlılık yapıyor..

Evet! Bu doğru, insan kapıldı mı kendini kurtaramıyor.

Ama zaten inanç da burada ortaya çıkmıyor mu?

İnancımıza ve nefsimize karşı direncimizi ortaya koymak için teknoloji ve sanal âleme ayırdığımız zamanı kısıtlamak için kendinize program yapmamız gerekir! Mesele;

Günde şu kadar Kuran okuyacağım.

Her gün bir kişiyi ziyaret edeceğim.

Her gün şu kadar mesafe yürüyeceğim.

Beş vakit namazımı cemaatle camide kılmaya çalışacağım.

Bu ve benzeri plan yapıp uygulamaya koyacağız..

Sonuç olarak kardeşlerim!

Fabrika ayarlarına dönmemiz gerekiyor!

Ne tesettürümüz kaldı, ne aile hayatımız kaldı, ne ticaret hayatımız, ne akrabalık ilişkilerimiz, ne de dostluklarımız!

Biz Müslüman’ız ve feraset sahibiyiz, yararlı olanı alırız, zararlı olandan kaçınırız.

Rabbim imtihanı kazananlardan eylesin! Ve İmkânlarını Allah için değerlendirenlerden eylesin!

 

---

[1] Nur 30 – 31

[2] Ebu Davud, Nikah, 44

[3] Nur 31