18.DERS | YESRİB PEYGAMBER ŞEHRİ OLUYOR
Değerli Müslümanlar:
Kutlu bir sefere çıkanlar yolda yaşadıklar sıkıntıları varacakları menzilin muştusuyla aşarlar.
Varacakları menzilin muştusu ile 13 yıllık zorlu Mekke döneminin ardından artık bir millet ve devlet olma zamanı gelmişti.
Bir önceki dersimizde anlattığımız üzere Medine yolunda Süreka’nın Allah Resulü ve Hz. Ebu Bekir’in yollarını kesmesi ve sonrasında Müslüman olmasıyla iki kutlu yolcu tekrar yola revan oldular.
Allah Resulü s.a.v’ in hüzünle geride bıraktığı Kâbe’nin özlemini dindirmek için Rabbimiz şu ayet-i celile ile Resulünü teskin etmekteydi:
إِنَّ الَّذِي فَرَضَ عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لَرَادُّكَ إِلَى مَعَادٍ قُل رَّبِّي أَعْلَمُ مَن جَاء بِالْهُدَى وَمَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
“Kuran'ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere (Mekke) döndürecektir. De ki: "Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir." [1]
Zorlu bir yolda olan Allah Resulü ve Hz Ebu Bekir efendimizin seferi Medine’de duyulmuş Yesrib halkı hasretle peygamberin gelmesini bekliyorlardı.
Yolda birçok olağanüstü olayın yaşandığı rivayetlerde yer bulurken bunlardan biride Allah Resulü s.a.v’ in uğradığı bir yerde sütü olmayan bir keçiyi besmeleyle sağmasının neticesinde keçinin sütünün gelmesi ve orada bulunan herkesin bundan içmesi de Allah Resulünün mucizelerinden biridir.
Nihayet Kutlu yolcular Medine’ye bir saatlik mesafedeki olan Kuba’ya varmışlardı.
Yol yorgunu olan Allah Resulü s.a.v ve Hz. Ebu Bekir efendimiz Gülsüm Bin Hemd’e misafir oldular. Bu hanede daha önce göç etmiş birçok muhacir de bulunuyordu.
Peygamberimiz s.a.v Kuba’ya vardığında tarihler 20 Eylül 622 pazartesi gününü gösteriyordu.
Hz peygamber ilk iş olarak Gülsüm Bin Hemd’in hurmalarını kuruttuğu alanda kuran-ı kerim’in takva mescidi diye adlandırdığı Kuba mescidini bina ettiler.
Allah Resulü bizzat kendiside mescit yapımında çalışarak taş taşımış ve mübarek elleriyle Medine’de ki ilk mescidin temellerini atmıştı.
Kuba’da kaldığı süre içinde Mekke’de emanetleri teslim etmek için bıraktığı Hz. Ali de Allah Resulüne kavuşmuş ve 10 gün kadar burada kaldıktan sonra orada bulunan diğer muhacirlerle birlikte Yesrib’e doğru yola koyulmuşlardı.
Allah Resulü yola çıkıp da Ranuna vadisinde bulunan Beni Salim yurduna vardığında Cuma namazı Müslümanlara farz kılınmış ve Allah Resulü a.s.v ilk Cuma namazı burada orada bulunan Müslümanlarla beraber ifa etmişti.
Cuma namazının özündeki mana Müslümanların gücünün dışa yansıması iken Hicret ise İslam devletin kurulmasının göstergesidir.
Allah Resulü s.a.v Beni Salim yurdunda ilk cumayı kıldırdı ve ilk hutbeyi irad etti.
Cumadan sonra Allah Resulü devesine binip Medine’ye doğru yola çıktı.
İnsanlar yolun sağında ve solunda toplanmış ve Allah Resulüne “buyurun ey Allah’ın Resulü “ diye onu davet ederken aynı zamanda da asırlardır kulaklarımızda yankılan şu şiir okuyorlardı:
Ay doğdu üzerimize
Veda tepesinden
Şükür gerekti bizlere
Allah'a davetinden
Sen güneşsin sen aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili Ey Resul
Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey sevgili hoş geldin
Ey Resul sana söz verdik
Doğruluktan ayrılmayız
Sen ey esenlik yıldızı
Senin sevginle doluyuz
Bu hali hayal edince insan heyecan duyuyor ve hüzünleniyor. Bu sevinci tezahür etmek ve tefekkür etmek kalbi iman ile dolu olan her Müslüman için tüylerini diken diken edecek olağanüstü bir hal olsa gerek!
Halk peygamberin misafir etmek için devenin yularını tutmaya çalışırken Allah Resulü s.a.v bırakın deveyi o memurdur diye buyurdu.
Deve evvela Beni Neccar’dan iki yetime ait bir arsaya çöktü. Yetimler bu arsayı bağışlamak istese de Allah Resulü s.a.v burayı satın aldı ve bugün ki Mescid-i Nebevinin temelleri burada atıldı.
İkinci kez yola revan olan Allah Resulünün devesi Kusva Halit Bin Zeyd’in yani Eba Eyüp El Ensari’nin evinin önünde çöktü. Bu Allah Resulün Eba Eyyüp El Ensari’nin misafi olacağı manasına gelmekteydi.
Eba Eyyüp’ün evi iki katlıydı. Eba Eyyüp r.a Allah Resulünü ikinci katta misafir etmek için ısrar ettiyse de gelen giden çok olacağından peygamber efendimiz bunu kabul etmedi.
Mescid-i Nebevinin yapılıp da yanına Hane-i Saadet olarak anılacak odalar yapılıncaya kadar birkaç ay Allah Resulü s.a.v Eyüp el Ensari’nin evinde misafir oldu.
Allah Resulü s.a.v bu arada Zeyd Bin harisle Mekke’de kalan kızı Fatıma’yı ve Hz Hatice’den sonra evlendiği ilk eşi olan Sevde annemize getirmek için Mekke’ye gittiğinde Hz. Ebu Bekir’in ailesini de Medine’ye getirmek için yanına alarak yola koyuldu.
Bu buluşma dillere destan olan Muhacir ve Ensar’ın kardeşliğinin pekişmesine vesile olan bir süreci de ifade ederken, bu konuyu ileri derslerimizde ayrıntılı şekilde ele alacağız.
Rabbim hicreti anlayan ve kardeşliği ön planda tutan kullardan olabilmeyi nasip eylesin!
[1] Kasas 85