İSLAM CANA KIYMAYI HOŞ KARŞILAMAZ
Değerli Müminler:
İslam dini; dinin korunması, canın korunması, neslin ve ırzın korunması, aklın korunması ve malın korunmasını bütün insanlık için dokunulmaz kılmıştır. Kim bu hususları dikkate almazsa hem dünyada İslam'ın hükümleri ile karşı karşıya kalır, hem de ahrette büyük bir veballe yüz yüze kalır.
Bugün dünyanın birçok yerinde bu haklara riayet edilmediğinden dolayı kan ve gözyaşı sel olup akmaktadır.
Bunlardan en önemlisi canın korunmasıdır ki, İslam can tehlikesi anında haram olan hükümleri bile mubah hale getirir. İslam'a gönül veren her Müslüman bilir ki, hangi dine mensup olursa olsun can mukaddestir ve korunması gerekir.
Rabbimiz kendini savunmak ve yanlışlık dışında bir cana kıymanın karşılığını şöyle ortaya koymaktadır:
كَتَبْنَا عَلٰى بَنٖٓي اِسْرَٓائٖلَ اَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِي الْاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمٖيـعاًؕ وَمَنْ اَحْيَاهَا فَكَاَنَّمَٓا اَحْيَا النَّاسَ جَمٖيعاًؕ
Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur. [1]
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ اَنْ يَقْتُلَ مُؤْمِناً اِلَّا خَطَـٔاًۚ
Yanlışlıkla olması dışında hiç bir mümin, diğer bir mümini öldüremez... [2]
Bu uyarılara rağmen Rabbinin buyruğunu çiğneyerek bir cana kıyanın bedelinin ne olacağını da yaratan şöyle ifade ediyor:
وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُتَعَمِّداً فَجَزَٓاؤُ۬هُ جَهَنَّمُ خَالِداً فٖيهَا وَغَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَاَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظٖيماً
Kim de bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde devamlı kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. [3]
Burada şu hususu ortaya koymak gerekir ki, insan tövbe eder ve hatasına karşılık güzel işler yapma çabasında olursa Rabbimiz dilerse o kulu affedebilir. Bu ayette ki hüküm bu fiili işlediği halde Rabbine yönelmeden ona varan gafil kul için geçerlidir.
Bu noktada İslam'ın emirlerini kabul eden Müslüman'ın nasıl olurda bir cana kıyar diye baktığımızda bazı sebepler görüyoruz.
Bugün toplumumuzda gördüğümüz en büyük problemlerden biri karı koca arasındaki geçimsizlik sebebi ile oluşan cinayetler olduğunu görmekteyiz.
İslam'ın koyduğu kaideleri yok sayıp, batıdan alınan ve bize uymayan kadın bazlı, feminist yaklaşımlarla yapılan kanunlar sebebi ile erkek dışlanıyor ve bunun sonucunda ise istenmeyen nahoş olaylar ve cinayetler ortaya çıkıyor.
Hâlbuki İslam kadın ve koca arasındaki ilişkilerde birbirini tamamlayan unsurlarla aile birlikteliğini sağlamlaştırırken, bunun bir ifadesi olarak ta Allah Resulünün şu ifadesini görüyoruz:
Şunu bilin ki, sizin kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin onlar üzerindeki haklarınız, yatağınızı yabancılardan korumaları, istemediğiniz kimseleri evinize almamalarıdır. Onların sizin üzerinizdeki hakları ise, giyim kuşam ve yeme içme konularında kendilerine iyi imkânlar sağlamanızdır. [4]
Allah Resulü s.a.v bize yolu gösteriyor ancak bizler daha fazla kazanma hırsı ile eşlerimizi de çalıştırma yoluna giderek aile birliktelikleri ve eşler arasındaki ilişkileri sekteye uğratıyoruz. İlişkiler zayıfladıkça, bağlar kopuyor ve sonunda hiç hoş olmayan durumlar ortaya çıkmasına sebep oluyoruz.
Yine toplumda cinayetlerin işlenmesine sebep olan bir diğer unsurda dünyalık kaygı ile miras kavgasının olduğunu görüyoruz. Baba veya anne dünya hayatında iken evlatları arasında yapmadıkları paylaşımlar ölümlerinden sonra kardeşler arasında husumete dönüşüyor. Üçüncü şahıslarında olaya müdahil olmasıyla aile facialarına sebep olan cinayetlere dönüştüğüne şahit oluyoruz.
Yeri geldiği zaman hepimiz Müslüman olduğumuzu söylüyoruz ama rızkı Allah verdiğine iman hususunda zafiyet gösteriyoruz. Allah Resulü bu hususu şöyle dile getiriyor:
Abdullah bin Mesut diyor ki: "Ey Allah'ın elçisi, hangi günah daha büyüktür?' dedim. Allah Resulü s.a.v: "Seni yaratan Allah'a eş, ortak koşman" dedi. "Sonra hangisi?" dedim. "Senin yemeğini yer, rızkına ortak olur düşüncesiyle çocuğunu öldürmen" buyurdu. [5]
Kimse, kimsenin rızkını yiyemeyeceğini bir öğrensek her şey çözülecek ama, bir türlü buna iman edemiyoruz!
Bugün cinayetlere sebep olan bir hal daha var ki, gerçekten tam bir akıl tutulması;" Efendim bana niye yan baktın, neden bana korna çaldın, neden bana yol vermedin " gibi fındıkkabuğunu doldurmayacak sebeplerle başlayıp cinayetle sonuçlanan durumlar.
Bu durum dinen öyle bir sonuç doğurur ki, ölsen de ziyandasın, öldürsen de ziyandasın:
İki Müslüman birbirine kılıç çekip saldırırsa öldüren de, öldürülen de ateştedir. " Ey Allah'ın Resulü, öldüren ateşte, ama öldürülen niçin ateşte oluyor?" dediler. Buyurdu ki: "Çünkü o da arkadaşını öldürmek istiyordu. [6]
Değerli dostlar!
Kasten bir kişinin kanına girenin sonucu ebedi olarak cehennemdir diye ifade etmiştik. Bundan kurtulmanın yolunun da ancak sağlam bir tövbe ve bu yolda çaba olduğunu belirttik.
Ancak ne olursa olsun insanı hata yapan bir varlık yaratan Rabbimiz bizden istediği kendisinden ümit kesmememizdir:
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذٖينَ اَسْرَفُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِؕ اِنَّ اللّٰهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمٖيعاًؕ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ
De ki: 'Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir." [7]
Şu hususu her zaman aklının bir köşesinde tutan insan, olaylar karşısında itidalli olmasına vesile olur. O gerçekte şudur ki:
" İnsanın olduğu her yerde hata da olacak, kusurda işlenecek "
Bu anlayışla hareket edersek olayları çözmemiz daha kolay olacağı düşüncesi ile Rabbimizden şöyle niyazda bulunuyoruz:
Rabbimiz bizi böylesine zor bir imtihanla karşı karşıya bırakma!
Rabbim bizlerin üzerine sabır yağdır ve bizi iyi insanlarla karşılaştır!
[1] Maide 32
[2] Nisa 92
[3] Nisa 93
[4] Tirmizi, Rada 11; İbn Mace, Nikah, 3
[5] Buhari, tefsir, 25, edep, 20, diyat 1, Hudud 20, tevhid 40,46
[6] Buhari, İman 22,Diyat 2, Kasame 2
[7] Zümer 53