PROMOSYON MÜSLÜMANI ATEŞE GETİREN BİR TUZAKTIR!
Değerli kardeşim:
Dünya hayatı doğru ile yanlış arasında tercih yaptığımız geçici bir imtihan yeri iken, ona kapılıp bağlanmak acaba ne kadar doğrudur?
Maalesef dünyadan sonra ebedi bir hayatın varlığına iman etmiş Müslümanların bile iman edip teslim oldukları bu gerçeği görmezden geldikleri bir zamanı yaşarken, Rabbimizin haber verdiği mahşer yerinde yaşanacak o dehşetli anların korkusunu kalbinde hissetmek ve o güne hazırlık yapmak her Müslüman’ın boynuna bir borçtur.
İşte bu noktada Müslüman’ın her zaman şu beyana kulak vermesi ve hayatına tatbik etmesi ahrette ki hesabı verebilmesi açısından işini kolaylaştıracak önemli bir kaidedir:
حَاسِبُوا اَنْفُسَكُمْ قَبْلَ اَنْ تُحَاسَبُوا
“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!” [1]
Kendisini hesaba çekmesi gereken bizlerin hayatın içerisinde kendisine cazip gelen menfaatleri ve çıkarları elde edebilmek adına arayış içine girmesi ve Allah’ın haram kıldığı yollara tevessül etmesi Rabbimizin bizi hesaba çekeceği gerçeğini değiştirmeyeceğini hepimizin anlaması gerekir. Zira Rabbimiz yaşanmışlıkların olmadığı bir dünya hayatının sonunda bize cennet vaat etmeyeceğine açık bir delil oluşturmak adına şöyle buyurmaktadır:
اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَأْتِكُمْ مَثَلُ الَّذٖينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلِكُمْؕ مَسَّتْهُمُ الْبَأْسَٓاءُ وَالضَّرَّٓاءُ وَزُلْزِلُوا حَتّٰى يَقُولَ الرَّسُولُ وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا مَعَهُ مَتٰى نَصْرُ اللّٰهِؕ
“Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki Peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar.” [2]
Onlar böylesine sıkıntılar çektikleri halde Rablerinin rızasına uygun olmayan, hatta zerre kadar şüphe duyulacak amellerden bile kaçındılar. Bunun sonucunda Rabbimiz ayetin devamında o kullarına şöyle müjde verdi:
اَلَٓا اِنَّ نَصْرَ اللّٰهِ قَرٖيبٌ
“Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.” [3]
Peki! Bizler Allah’ın yardımını istiyor muyuz ve de bunun için bir şey yapıyor muyuz?
Bu soruya cevap aradığımızda gördüğümüz manzara bizleri korkutması gerekirken daha çok isyan etmeye vesile olduğunu görüyoruz.
Evet! Dünya hayatında da ihtiyaçlarımız var! Hayatlarından sorumlu olduğumuz ailelerimiz var! Ancak unuttuğumuz mesele onlar hakkında izlenmesi gereken yoldur. Rabbimiz bu yolu bize hatırlatarak yapılması gerekeni açık bir beyanla şöyle ifade ediyor:
فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
“ Allah’ın size verdiği helâl ve güzel rızıktan yiyip için ve eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’nun nimetine de şükredin.” [4]
Dünyada ki asli ihtiyaçlarını helal ve temiz olan rızıklardan elde etmesi ve dünyanın ziynetleri olan mal, mülk ve makamlara kapılmadan onu var edene kulluk etmek için çaba sarf etmesi gereken insan maalesef ona isyan edip mundar olanı elde etmek için çaba sarf ediyor. İşin acı tarafı ise hak ile batılı ayırt etmesi gereken Müslüman’ın da aynı hastalığa kapılmasıdır.
Rabbimiz biz Müslümanlara haram kıldığı birçok meta varken, bunlardan en tehlikeli ise faiz ve faize yol açan uygulamalar olduğuna yaşadığımız tecrübeler ile şahit olmaktayız. Zira faiz sömürü düzeninin yaşamasını sağlayan, güçlünün güçsüzü ezdiği kapitalist sistemin ana besin kaynağıdır. Bu nedenle Rabbimiz ve Allah Resulü s.a.v bu uygulamayı kesin bir dil ile haram kılmış ve bu uygulamadan kaçınmanın cehennem ateşinden kaçınmak manasına geldiğini birçok beyanla ortaya koymuştur. Bunlardan biride şu ayet-i celiledir:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنٖينَ فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖۚ وَاِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُ۫سُ اَمْوَالِكُمْۚ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ
“Ey iman edenler! Allah'tan sakınınız. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk ediniz. Yok, eğer faizi terk etmezseniz bilin ki Allah'a ve Resulüne karşı savaş açmış olursunuz. Eğer faiz (için birikmiş olan parayı) almaktan (vazgeçerek) tövbe ederseniz anaparanız sizindir ve böylece ne zalim olursunuz ne de zulme uğramış bulunursunuz.” [5]
Allah ve Resulüne savaş açmak gibi bir bela olan faizden kaçınması gereken Müslümanların faizin artığı ve sonucu olan promosyon paralarını elde etmek için sarf ettiği çaba ve konuşmaları duyunca hem üzülüyor, hem de başımıza yaşadığımız belalardan daha ağırlarının gelmesinden korkuyoruz.
Öyle diyorsun da sen yemiyor musun sorusu ile karşılık veren değerli kardeşim! Ne yiyorum ne de yediriyorum ve de hala hayattayım ölmedim yaşıyorum.
Haram olanı veya harama getirecek şüpheli malı elde etmek için bahaneler arayan kardeşlerimize delilleri ile birlikte yaptıkları hareketin ne manaya geldiğini ifade edelim!
Önce promosyon nedir onu açıklayalım:
“Her şirketin çalışanlarına maaşlarını banka üzerinden yatırma zorunluluğu vardır. Bu doğrultuda her şirket bankalarla anlaşma yaparak çalışanlarının maaş ödemelerini belirledikleri banka üzerinden yatmasını sağlarlar. Maaş dışında yapılmış olan anlaşmalardan (örneğin: sağlık, eğitim vb.) ayrılan ödenek bankalarda tutularak gerektiği zamana kadar faiz ile çoğalır ve çalışanlara promosyon olarak verilir.”
Bu konuda diyanet işleri başkanlığının fetvası tam manası ile durumu ortaya koymaktan uzak olsa da bir gerçeği ortaya koymaktadır:
“Bankaların, kamu veya özel sektörde çalışanlara, çalıştığı kurumlar tarafından maaşlarını kendilerinden almayı tercih etmeleri karşılığında vermiş oldukları promosyonlar, işleyiş bakımından faize tam olarak benzememekle birlikte faiz şüphesinden de tümüyle uzak değildir.” [6]
Bize göre bankanın kurumdan önceden alıp faize yatırdığı ve ondan elde ettiği faiz kazancından ufak bir meblağı hediye altında müşterilerine vermesi bal gibi faiz iken, velev ki faiz şüphesi olsa bile bunun kullanılamayacağı gerçeği Allah Resulü s.a.v ‘ in şu ifadesi ile açıkça beyan edilmektedir:
إِنَّ الْحَلَالَ بَيِّنٌ، والْحَرَامَ بَيِّنٌ، وبَيْنَهُمَا مُشْتَبِهَاتٌ لَا يَعْلَمُهُنَّ كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ، فَمَنِ اتَّقَى الشُّبُهَاتِ فَقَدِ اسْتَبْرَأَ لِدِينِهِ، وعِرْضِهِ، ومَنْ وقَعَ فِي الشُّبُهَاتِ وقَعَ فِي الْحَرَامِ، كَالرَّاعِي يَرْعَى حَوْلَ الْحِمَى، يُوشِكُ أَنْ يَقَعَ فِيهِ، أَلَا وإِنَّ لِكُلِّ مَلِكٍ حِمًى، أَلَا وإِنَّ حِمَى اللَّهِ مَحَارِمُهُ، أَلَا وإِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ، وإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ، أَلَا وهِيَ الْقَلْبُ
“Helal de bellidir, haram da. Bu ikisi arasında insanlardan çoğunun bilmediği şüpheli şeyler vardır. Kim şüphelilerden korunursa dini ve ırzını (şahsiyetini) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşer. Bu kişi bir koruluğun etrafında koyun güden ve koyunların her an koruluğa girme ihtimali bulunan bir çoban gibidir, dikkat edin! Her Sultanın bir koruluğu vardır. Dikkat edin! Allah'ın yeryüzündeki koruluğu haram kıldığı şeylerdir. Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o düzgün olursa bütün vücut düzgün olur, o bozuk olursa bütün vücut bozuk olur. Dikkat edin! Bu et parçası kalptır.”[7]
Böyle bir ifade kullandığımız zaman çoğu kimse o zaman bankadan maaş almakta aynı değil midir? Oradan maaş almakla oraya hizmet etmiyor musunuz demekteler. Dediklerin de haklıdırlar ancak bizim sorumluluğumuz bizim kontrolümüzde olan hususlardadır. Zira biz çalıştığımız ve anlımızın teri olan ücreti almak istediğimizde devlet yapısı banka dışında bir alternatif hakkı bize tanımaması sebebi ile zorunluluk durumu hâsıl olmaktadır. Bunun da vebali idare edenlerin sorumluluğundadır. Eğer ki Müslüman bu düzenin faizsiz olması için çaba sarf etmez ve niyetini taşımazsa o zaman bu durum sebebi ile de sorumlu olur. Yine de en doğrusunu Allah bilir!
Peki! Promosyon parasını bankada mı bırakacağız yoksa çekecek miyiz?
Paranın bankada kalması onun da daha fazla faiz gelirine sebep olacağından faiz gelirine sebep olmaması için çekilmeli ve elden çıkarma niyeti ile yaptığımızı hayır kabul etmemek kaydı ile yakımızda olan ancak İslami hassasiyetleri olmayan fakirlere veya dünyada fakirlikleri ile bilinen ülkelere hayır kurumları aracılığı ile gönderilmeleri uygun olacaktır.
Hocam neden İslami hassasiyeti olan fakirlere vermek uygun değildir diye bir soru akla takılacak olursa bunu Allah Resulünün şu beyanıyla ortaya koymak uygun olacaktır:
لا يؤمنُ أحدُكم حتى يحبَّ لأخيه ما يحبُّ لنفسِه “Sizden biriniz kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe (kâmil manada) iman etmiş olamaz. “ [8]
Kendimiz için uygun görmediğimiz faizi bu hususlara dikkat eden Müslüman kardeşlerimize vermek Allah Resulü s.a.v’ in bu uyarısı sebebi ile uygun olmayacaktır. Böyle kimselere zekâtlarımızı, fitrelerimizi ve sadakalarımızı vererek ihtiyaçlarını görmek hem onlar açısından, hem de bizim açımızdan uygun olacaktır.
Böylesine önem verilmesi gereken bir meselenin toplum tarafından basite alınmasına karşılık ifade ettiğimiz bu hususlar maalesef söyleyenler açısından tepki ile karşılandığını farkındayız. Ancak bizim görevimiz bataklığa zemzem suyu dökmek değil, bataklığı kurutmaktır.
Bugün Müslümanım diyen birçok kimsenin umursamadığı bu ve benzeri hususlar sebebi ile aile hayatımız darmadağın oldu, iş hayatında dürüstlük kalmadı, idarecilerimiz haktan uzaklaştı ve daha da önemlisi din adına konuşanların hak çerçevesinden bakma hasletleri kalmadı. Onun için bizler zerre kadar şüphe duyulan bir mesele dahi olsa ondan uzak durması gereken Müslümanlarız ve bu gibi durumu açık olan hükümlerde ise asla taviz vermemesi gereken kimseleriz.
Dünya malının dünyada kaldığını anlamayan ve onu elde etmek için her şeyi mubah görenlerin söylemleri bizleri doğru olanı yapma hususunda şüpheye düşürmemeli. Zira biz Rabbimize karşı sorumluyuz ve o bu konuda şöyle buyurmakta:
فَلَا تُعْجِبْكَ اَمْوَالُهُمْ وَلَٓا اَوْلَادُهُمْۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيُعَذِّبَهُمْ بِهَا فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَتَزْهَقَ اَنْفُسُهُمْ وَهُمْ كَافِرُونَ
“Onların o göz alıcı malları, ekonomik yapıları güçlü kuvvetli adamları ve çocukları, sosyal imkânları sakın seni imrendirmesin! Allah, bütün bu baştan çıkarıcı nimet ve imkânlarla, onları bu dünya hayatında ancak cezalandırmak istemekte ve kâfir olarak canlarının çıkmasını murat etmektedir.” [9]
Rabbim bizleri dünyanın göz alıcı zevklerine aldanıp da kendisine isyan eden kullarından olmaktan muhafaza eylesin!
Rabbim faiz ve faiz şüphesi olan her türlü haram alış veriş den bizleri ve neslimizi muhafaza eylesin!
Rabbim böyle bir günaha düşen kardeşlerimizi de tez zamanda bundan kurtulmayı nasip eylesin!
[1] bk. Tirmizi, Kıyamet, 25 (h.no: 2459)
[2] Bakara 214
[3] Bakara 214
[4] Nahl 114
[5] Bakara 278 -279
[6] https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/Karar/38184/banka-promosyonu-caiz-midir
[7] Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599)
[8] Buhârî, İmân 7; Müslim, İmân 71, 72; Tirmizî, Kıyâme 59; Nesâî, İmân, 19, 33
[9] Tevbe 55