36.DERS | HUDEYBİYE ANTLAŞMASI 2.BÖLÜM

Değerli kardeşlerim:

Müslümanın dirareti en zor şartlardan çıkışın anahtarıdır.

Dün anlattığımız hudeybiye Antlaşması’nın öncesinde de olan olaylar bunun göstergelerinden biridir.

Kureyş’inkabe’ye sokmamak için gösterdiği direnci de işte bu dirayetli duruş yıkmıştı.

Başka çıkış yolu olmadığını gören Kureyş antlaşma yapmak için Süheyl binAmr'ıgöndermişti.

Müslümanların Kâbe’yi ziyaret etmeden dönmeleri hususu uzun münakaşalardan sonra kan dökülmemesi adına Allah Resulütarafından kabul edildi.

Antlaşmanın metnini yazmak için Hz Ali görevlendirildi.

Antlaşmanın yazımı sırasında Süheyl Besmele’ye ve Allah’ın Resulü ifadelerine karşı çıktı.

-Biz senin peygamberliğini tanısaydık seninle savaşmazdık dedi.

Hz Ali yazdığı bu kelimeleri silmek ağırına gitmiş bunun üzerine peygamber kendi silmişti.

Gerek ortaya konulan şartlar, gerekse Süheyl’in hareketi Müslümanları çok rahatsız etti.

Antlaşmanın maddeleri şöyleydi

-Müslümanlar Mekke’yi ziyaret etmeden geri dönecek.

-Gelecek seni 3 günü geçmeyecek şekilde ziyaret edecekler.

-Geldiklerinde silahsız gelip sadece kılıçları olacak ve konularında duracak.

-Mekke’den gelenler kabul edilmeyecek, ancak Medine’den geri dönen olursa kabul edilecek.

-Taraflar Araplardan istedikleri kabile ile müttefiklik yapabilecek.

Huza kabilesi Müslümanlarla,bekiroğullarıKureyş ile müttefik oldular.

ilk bakışta her şartıyla Müslümanların aleyhine gözüken antlaşmaya canı sıkılan ashap bir olayla daha karşı karşıya kalınca sabrı taşar noktaya geldi.

Süheylin oğlu olan Ebu Cendel babası tarafından hapsedildiği yerden kaçmış ve Müslümanlara sığınmaya gelmişti.

Süheyl; işte antlaşmaya uyup uymayacağınıza dair bir imtihan, Ebu Cendel'i bize teslim edin!

Ebu Cendel'in feryatları ashabı yaralamış ve Ömer’in hiddetini arttırmıştı ve Allah resulü ile aralarında şöyle bir diyalog geçmişti:

-Sen Allah’ın hak peygamberi değil misin?

-Evet

-Biz hak yolda değil miyiz?

-Evet

-O halde neden zilleti kabul ediyoruz?

-Ben Allah’ın Peygamberiyim ona itaat ediyorum.

-Sen bize Allah’ın yardım edeceğini ve Kâbe’yi tavaf edeceğimizi söylemedin mi?

-Evet. Ben Allah’ın Peygamberiyim ona itaat ederim, o beni yalnız bırakmaz.

Hz.Ebubekir:

Sakin ol! Ey ömer O Allah’ın peygamberi kendi başına iş yapmaz!

Allah Resulü Ebu Cendel’e döndü:

Sabret! Tahammül et! Allah mutlaka size bir yol gösterecektir.

Peygamber kurbanları kesip ihramdan çıkılmasın emretti ama kimse harekete geçmiyordu.

Emrini 3 sefer tekrarladı.

Sonra üzgün bir şekilde çadırına girdi.Ümmü Seleme annemiz:

Sen kurbanlarını kes saçını tıraş et onlar da sana uyacaktır dedi.

Nitekim Allah Resulü kurbanını kesip saçını tıraş edip ihramdan çıkınca tüm Ashap da gereğini yerine getirdi.

3 gün Hudeybiye’de kaldıktan sonra Medine’ye yola çıktıktan kısa bir süre sonra Fetih suresi nazil oldu.

Bu Müslümanlara bir müjdeydi çünkü ayeti celile de “biz sana büyük bir zafer verdik” diye haber veriliyordu.

Barış ortamı demek tebliğ demek olduğunu Müslümanlar ilerleyen zamanda net bir şekilde gördüler.

Müslümanların aleyhine görünen antlaşmanın faydaları görülmeye başlamıştı.

Mekke’den gelen Müslümanların iade meselesinde Mekke’den gelen Ebu Basir sayesinde aşıldı.

Mekke’den kaçarak Medine’ye sığınma teşebbüsünde geri gönderilen Ebu Basir Suriye ticaret yolu üzerinde iyi istenilen bölgeye yerleşti ve Mekke’den kaçan Müslümanlar da buraya gelince sayıları 70’i buldu.

Kervanlar basılınca Ebu Süfyan Bu maddenin kaldırılmasını talep ettiler.

İys'teki Müslümanlar Medine’ye kabul edilirken Ebu Basir hastaoldu vefat etmesiyle birlikte Medine’ye gelemeden ahirete irtihal etti.

Bir sene geçmeden bu maddeyi kaldırmak zorunda kaldılar.