BEDAVA PEYNİR FARE KAPANINDA OLUR! (BİTCOİN)

Değerli kardeşlerim:

İlk insan ile dünya serüvenine başlayan insan arzu ve isteklerine hep kolay yoldan ulaşmak istemiş, bu amaç uğruna da insanlara zulüm etmeyi ve aldatmayı yapmaktan da çekinmemiştir.

Hâlbuki aklını kullanan her Müslüman bilir ki, kolay yoldan elde edilende muhakkak hile ve haram vardır.

Ama insan yinede Nasreddin Hoca misali ‘’Ya tutarsa’’ hayali ile göz göre göre kendini hem bu dünyada, hem de ahrette yakacak bir ateşin içerisine atılır.

Baktığımız zaman Rabbimiz açık bir şekilde kaideyi ortaya koymuştur:

وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالاً طَيِّباًۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ

Allah’ın size verdiği helâl ve temiz rızıklardan yiyin ve iman etmiş olduğunuz Allah’ın yasaklarından sakının. [1]

Ancak insandaki nefis ve bizim için açık düşman olan şeytan, bizi haram olana öyle iştahla yönlendirir ki! Zannedersiniz ki onu elde etmezsek yaşamamızın bir manası kalmayacak.

Baktığımız zaman ( aslında olanın) ise Rabbinin gazabını üzerine çekmiş olan kimsenin o hırsı sebebi ile dünyada da, ahrette de perişan olmasına sebep olduğu gerçeğidir.

Rabbimiz açıkça haram ve helalleri ortaya koyup şüpheli olanlardan bile kaçınmamızı emrederken, kolaydan arzularına ulaşma isteği İnsanda hiç bitmez. Bu hırsı sebebi ile de bile bile tuzağa düşer.

Onun içindir ki, ülkemizde adı dolandırıcılıkla meşhur olmuş isimlerin insanlarımız tekrar tekrar dolandırmaları, ifade etmeye çalıştığımız hususun tam da karşılığı konumundadır.

Şeytandan daha şeytan hale gelmiş bu kimseler, insanlarda ki bu zafiyeti gördükleri için kendi emelleri için bu zafiyeti kullanmaktan asla çekinmezler.

Bu açıklamalardan sonra yakın zaman içinde ekonomimizin içine giren bir tartışmaya değinmek istiyoruz.

Efendim!  Bitcoin Haram mı Helal mi?

Mübadele aracı olan para veya para cinsi olacak altın, gümüş veya takas olabilecek mallar iken, sanal olarak oluşturulan, alışverişte birçok alanda kullanılmayan, karaborsacılığa açık olan bir ekonomik değeri İslam hukuku kabul etmemektedir.

Bu gerçeği Müslümanların ekserisi bildiği halde, bu sanal paranın helal olmayacağını söylediğimizde kendine yol arayanların olduğunu gördük. Bütün uyarılara rağmen bu konuda ısrar edenlerin şimdilerde yandık diye nara attıklarını görmekteyiz.

Müslüman’ım dedikleri halde haramla zengin olmaya çalışanlara yine Nasreddin Hoca ile seslenmek istiyoruz.

‘’Sizi köftehorlar sizi kazan’ın doğurduğuna inanıyorsunuz da öldüğünü neden inanmıyorsunuz’’

Şu da bir gerçektir ki! Menfaatler üzerine yaşayan insanların olduğu bu yalancı dünyada kimse kimseye karakaşı, kara gözü için iyilikte bulunmaz. Onun içindir ki büyükler şöyle bir söz söylemişlerdir:

 ‘’BEDAVA PEYNİR ANCAK FARE KAPANINDA OLUR’’

Peki! İnsanlar bu ve benzeri birçok dolandırılma olayına şahit oldukları halde nasıl olurda aynı şekilde yine aldatılmaktadırlar?

Aslında bunun tek bir açıklaması var oda insanın doymak bilmeyen hırsıdır. Müslüman bilmelidir ki hırs bir felakettir.

Hırs o kadar tehlikelidir ki, insanda ne din bırakır nede iman!

Bu hususu Allah Resulü s.a.v çok güzel bir örnekle şöyle ifade etmektedir:

Bir koyun sürüsünün üzerine salıverilen iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsının dinine olan zararından daha ağır değildir.[2]

Ancak! Hırsının esiri olanlar yaşananlara ibret nazarı ile bakamazlar. Çünkü onlar Allah Resulünün ifadesi ile:

İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz[3]

Hâlbuki ülkemizde birçok meşhur olmuş dolandırıcılık hikâyesi vardır. Bunlardan bazılarına bakacak olsak aslında insanlarımızın kolay yoldan kazanma hırsı ile nasıl tuzağa düştüklerini görmekte zorlanmayız:

Sülün Osman Boğaz Köprüsünü satmış.

Bir diğeri Sanal Çiftlik kurmuş.

Bir diğeri Jet lakabı ile ünlenmiş.

Bu ve benzeri birçok olayla karşı karşıya kalan insanımız, bunca olaya rağmen aldanmaktan kurtulamamaktadır.

Müslüman’ım diyenler gerçekten İslam’ı yaşasalar; aldatmanın, karaborsacılık yapmanın, hileli satışın, alın teri olmadan kazanmanın haram olduğunu bilir bu yolla kazanma hedefi olanlardan uzak dururlar. Çünkü bilirler ki, Allah Resulünün emrini bu yöndedir.

Bu açıdan baktığımız da çok kazanmak ve sömürücü gruplara kazandırmak için fiyatları yükseltmek maksadıyla Müslümanların koyduğu fiyatlara olumsuz yönde tesir eden kişi veya kişiler için büyük bir azaba uğraması kaçınılmaz bir sondur.

Bugün geldiğimiz noktada bir yanda hırslarına kurban edilen insanlar, diğer yanda Müslüman olduğunu söyleyerek para ile para kazananlar.

Bu durum öyle bir hal aldı ki, adam önceden bilgisini alıyor, sonra dövize parasını yatırıyor, bunun sonucu olarak döviz kurundaki yükselmeden para kazanıyor, sonrada bunu paranın değer kazanması olarak görüyor.

Para değer kazandıysa bu haram mı hocam diyenler çıkabilir!

Eğer ki sadece elindeki sermayenin değer kaybetmemesi için böyle bir yola başvurmuşsan elbette bunda bir beis yok!

Ancak aldığın bir bilgi üzerine bir hareket içine giriyorsan bil ki! Bunun adı KARA BORSACILIK tır. Karaborsacılık ise haramdır.

Şimdi soralım nasıl zengin olduğu belli olmayan Müslüman kardeşlerimize:

Bugün neden adalet yok diye veryansın ediyoruz ya,  peki bizim adaletimiz nerde?

Bunca İnsan’ın hakkına göz diken ey Müslüman senin geçmişin nerde?

Adaleti ve adil bir düzen’i getirme vaadin nerde?

Unutma! Rabbimizin ifadesi çok açık:

اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَؗ ثُمَّ اِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ عِنْدَ رَبِّكُمْ تَخْتَصِمُونَ

Hiç şüphe yok ki sen de öleceksin, onlar da ölecekler. Sonra da büyük duruşmanın olacağı kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizle davalaşacaksınız. [4]

Öyleyse ey Müslüman! Yarın Mahşer yerinde insanlarla davalaşmaktan kork ve dünyadaki hırsına gem vur ve kaçınılmaz son olan ölüm gelmeden önce tövbe et!

Rabbim bizleri dünya hırsına kapılıp ta Rabbimin hoşuna gitmeyecek işler yapmaktan muhafaza eylesin!

Rabbim bizleri helal yollardan kazanmayı ve Allah yolunda harcamayı hepimize nasip eylesin!

 

 

---

[1] Maide 88

[2] Tirmizî, Zühd, 30 

[3] Buhârî, Rikāk, 10; Müslim, Zekât, 116-119

[4] Zümer 30-31