İSLAM'DA ÇALIŞMA HAYATI
Değerli Müslümanlar:
İnsanoğlunun ihtiyaçlı bir varlık olduğu hepimizin malumudur. Bu ihtiyaçları gidermek için çalışmaya gereksinim duyan insan, çeşitli vesilelerle rızkını elde eder. İnsan rızkı elde ederken bir kısmı işveren olarak, bir kısmı da çalışan olarak karşılıklı bir etkileşimde bulunurlar.
İslam bu etkileşimde bulunan Müslümanların karşılıklı haklara riayet etmelerini emrederek, izlenmesi gereken yolun ana kaidesini şöyle ortaya koymaktadır:
İşçinin ücretini teri kurumadan önce veriniz. [1]
Bugün Müslümanların bu hususu çokta dikkate almadıklarını görüyoruz. Oysa karşılığını aldığın bir işin bedelini ödemeyen, Allah indinde kendine büyük bedel ödetecek kul hakkı ile karşı karşıya kalacağını bilmesi gerekir.
Rabbimiz insanların aralarında ki iş sözleşmelerinde ve ticaretlerinde haksız kazanç elde etmelerine karşı şu uyarıda bulunuyor:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً
Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin; ancak karşılıklı rızanıza dayana ticaret yolu ile yiyin. [2]
Ancak görünüşte çok iyi Müslüman olduklarını zannettiğimiz insanlar bile işçisinden nasıl çalarım hesabı yapıyor. Oysa iş yaptırılacak kimseye, yaptığı işin sonunda elde edeceği ücretin belirtilmesi gerektiğini Allah Resulü s.a.v şöyle ortaya koyuyor:
İşçi çalıştıran kimse, işçisine ne kadar ücret vereceğini bildirsin. [3]
Çalışan ile işveren arasında bir antlaşma yapılmışsa iki tarafında buna riayet etmesi gereklidir. Zira Allah Resulü s.a.v bu durumu şöyle izah etmektedir:
Müslümanlar kendi aralarında belirledikleri şartlara uyarlar. Ancak helali haram, haramı helal kılan şartlar bunun dışındadır. [4]
İşçi antlaştığı şartlara sonradan bu rakama çalışılmaz diyerek saatinden çalamayacağı gibi, işverende biz böyle antlaşmıştık ama, ben bunu şuan uygulamak istemiyorum diyerek antlaşmaya aykırı hareket edemez.
Kim karşısındakini aldatmaya yönelik bir hareket içine girerse bilsin ki bunun karşılığı ağır bir ifadedir:
Bizi aldatan, bizden değildir. [5]
İslam'a göre kulun helal rızkı ancak alın teri ile kazanılandır. Rabbimiz buna şöyle işaret ediyor:
وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰىۙ
İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. [6]
Allah Resulü de, Rabbimizden gelen bu ifadeyi tasdik ediyor:
Hiç kimse kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde edemez. [7]
Rabbimiz kullarına açıkça izlenmesi gereken yolu ortaya koyarak, kendisinin insana ikram ettiği gibi, insanında ikramda bulunmasını emrediyor:
وَابْتَغِ فٖيمَٓا اٰتٰيكَ اللّٰهُ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ وَلَا تَنْسَ نَصٖيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَاَحْسِنْ كَمَٓا اَحْسَنَ اللّٰهُ اِلَيْكَ
Allah’ın sana verdiğinden ahret yurdunu kazanmaya bak ve dünyadan nasibini unutma! Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun. [8]
Bunun yolu da Allah Resulü s.a.v bizlere şöyle gösteriyor:
İşverenler çalışanlarına, kendi yediğinden yedirsin, kendi giydiğinden giydirsin ve onlara güçlerinin yetemeyeceği işler yüklemesin. [9]
Ancak öyle bir zaman yaşıyoruz ki, bu hususlara en çok dikkat etmesi gereken Müslüman camia çalıştırdıklarına en fazla zulmedenler oluyorlar.
Unutmayalım Değerli dostlar!
Bize verilen nimetlerin sahibi Allah'tır. O malı bize veren Rabbim, onu bizden almasını da bilir!
Bu uyarılara rağmen kendini her şeyin sahibi gibi görenlere Rabbimizin hitabı ile seslenelim:
اَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَتَ رَبِّكَؕ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُمْ مَعٖيشَتَهُمْ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضاً سُخْرِياًّؕ وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ
Rabbinin rahmetini paylaştırmak onlara mı düşmüş? Dünya hayatında onların geçimliklerini biz paylaştırdık. Bir kısmı diğerini istihdam etsin diye kimini kiminden derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. [10]
Bu ifadenin üstüne daha fazla konuşulmaz. Çünkü Rabbimizin kullandığı ifade bizim yaptığımız bütün kibri yerle bir etmektedir.
Bizler her ne kadar türlü aldatmacalar ile etrafımıza iyiliksever imajı versek de Rabbimiz kalbimizde olana baktığını Allah Resulü s.a.v şöyle ortaya koyuyor:
Allah sizin mallarınıza ve şekillerinize bakmaz; fakat O sizin kalplerinize ve amellerinize bakar. [11]
Rabbim bizlere helalinden kazanıp, helale harcamayı nasip etsin!
Rabbim bizleri kendinden başkasına el açtırıp, muhtaç bırakmasın!
[1] İbn Mâce, Rehin, 4
[2] Nisa 29
[3] Nesaî, Eymân ve'n-Nuzûr, 44
[4] Buhari, İcare, 14
[5] Müslim, Îmân, 164
[6] Necm, 39
[7] İbn Mâce, Ticârât, 1
[8] Kasas 77
[9] Buhari, İfk, 10
[10] Zuhruf 32
[11] Müslim, Birr, 33; Ibn Mâce, Zühd, 9