GIYBETİN TOPLUM HAYATINA VERDİĞİ ZARARLAR
Değerli müminler:
Bizler yaratılıştan gelen bir içgüdü ile bir arada yaşama ve etkileşimde bulunma ihtiyacı duyarız. Dinimiz İslam ise bu birlikteliği İslam kardeşliği üzerinden bir inanç etrafında birleşmeye tabii tutar ve buna engel olan her hususu da haram kılar.
Bu hususlar nelerdir diye bakacak olursak?
Bunların: Yalan, gıybet, iftira, laf taşıma gibi pek çok kötü alışkanlığı içinde bulunduran haller olduğunu görürüz.
Geçmişten günümüze inançlı veya inançsız herkese zarar veren bu alışkanlıkların toplumda en çok görüleni ise dedikodu diye süslenen gıybet meselesidir.
Peki! Gıybet nedir?
Bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir.
Ancak bizler dedikodu adı altında bunu yaparken, bizi uyaranlara da “Biz olamayan bir şeyi söylemiyoruz ki!” savunması ile karşılık veririz.
Hâlbuki Allah Resulü s.a.v in bu husustaki ifadesi açık ve nettir:
Allah Resulü s.a.v şöyle buyurdu:
- "Gıybet nedir, bilir misiniz?"
- Allah ve Resulü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber:
- "Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır" buyurdu.
- Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?" diye soruldu.
- "Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yok ise, o zaman ona iftira ettin demektir," buyurdu. [1]
Allah Resulünün ifadesinden de anlaşılacağı üzere gıybet: kardeşimizin hoşuna gitmeyecek şeyleri hakkında söylemektir.
Bununda en belirgin sebebi suizanda bulunma gafletidir.
Rabbimiz bu hususa işaret ederken, bizler için açık bir tehlikeyi ortaya koymaktadır:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيراً مِنَ الظَّنِّؗ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضاًؕ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخٖيهِ مَيْتاً فَكَرِهْتُمُوهُؕ وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ اِنَّ اللّٰهَ تَـوَّابٌ رَحٖيمٌ
Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tabii ki bundan tiksinir! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur. [2]
Bizler İslam ümmetinin bir parçası olmak istiyorsak Rabbimizin ayet-i celile de ortaya koyduğu alışkanlıklardan kurtulmak zorundayız.
Tabi ki alışkanlıkları bırakmak kolay değildir ancak, en kötü sonu yaşamakla karşı karşıya kalacağımız cehennem azabını ve Rabbimizin gazabını düşünerek bu kötü alışkanlıklardan kendimizi kurtarmak zorundayız.
Bunun içinse, Rabbimizin bizlere ihtiyaçlarımızı gidermek için verdiği uzuvlarımızı Rabbimize isyandan uzak tutmak zorundayız!
Rabbimiz buyuruyor ki:
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌؕ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لاً
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. [3]
Peki! Bizler topluma zarar veren kimselerin yaptıklarını da mı konuşmayacağız?
Toplumu ifsat edip, halka zarar veren kimselerin veya toplumların ifşa edilmesi gıybet olmadığı gibi, bir zararı gidermek olduğundan Allah katında değer ifade eder
Çünkü Allah Resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır:
İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz. [4]
Allah Resulünün bu ifadesinden yola çıkarak şu hususların gıybetin kapsamına girmeyeceğini ortaya koyalım:
1. Zulme uğramış bir kimsenin hükümdar veya Hâkime gitmesi
2. Bir kötülüğün önlenmesi veya bir asinin yola getirilmesini temin için yardım istemek
3. Fetva almak
4. Müslümanları şerden sakındırmak ve iyilikleri istemek (nasihat)
a. Hadis râvilerinden ve şahitlerinden kusurlu olanları cerh etmek
b. Bir kimseyle dünürlük, ortaklık, komşuluk, alışveriş yapılmak istendiğinde veya emanet bir şeyler verileceği zaman kişinin durumunu öğrenmek
c. Dini ve din bilimleri öğrenmek isteyen birinin, bid’atçi veya günahkar (Fâsık )bir hocadan ders aldığına şahit olup zarar göreceği endişesine kapılmak
d. Görevini gerektiği şekilde yapmayan bir yetkilinin durumunu daha üst bir yetkiliye bildirmek
5. Fıskı ve bid’atçiliği aşikâr olan kimsenin ortaya çıkarılması
6. Bir kimsenin tanınması ve anlaşılması için tarifte bulunmak
Bu ve benzeri durumlarda yapılan konuşmalar gıybet kapsamına girmediği gibi, toplum yararına fayda sağlanmış olur.
Peki! Bir kardeşimiz veya bir topluluk ısrarla gıybet yapma fiilini işliyorsa ne yapmalıyız?
Bunun formülünü Rabbimiz şöyle açıklıyor:
وَاِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ اَعْرَضُوا عَنْهُ وَقَالُوا لَـنَٓا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْؗ سَلَامٌ عَلَيْكُمْؗ لَا نَبْتَغِي الْجَاهِلٖينَ
Onlar, boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve “Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size. Esen kalın. Bizim cahillerle işimiz yok” derler. [5]
Maalesef bizler Rabbimizin bu beyanı hususunda nefsimize yeniliyoruz! İlla da karşımızdakini mağlup etme hissi ile hareket ederek kendimize en büyük zulmü yapıyoruz. Üstelik muhatap olunmayı bekleyen gıybet ehli kimselere de saygınlık kazandırıyoruz.
Bizler, bir kardeşimize karşı yanlış yapıldığını gördüğümüzde, o yanlışa ortak olmak yerine, almamız gereken tavrı da Allah Resulü s.a.v şöyle ortaya koyuyor:
Kim, (din) kardeşinin ırz ve namusunu onu gıybet edene karşı savunursa, Allah da kıyamet günü o kimseyi cehennemden korur. [6]
Unutmayalım değerli kardeşlerim!
Bizi Rabbimiz karşısında zorda bırakacak en büyük kusurumuz dilimizdir. Dilimize sahip çıkmadıkça, korkarım ki, yaptığımız ibadetler bizi kurtarmaya yetmeyecektir!
Rabbim bizleri gıybet hastalığından muhafaza eylesin!
Rabbim eline, diline, beline sahip çıkan kullardan olabilmeyi bizlere nasip eylesin!
[1] Müslim, Birr 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 35; Tirmizî, Birr 23
[2] Hucurat 12
[3] İsra 36
[4] Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
[5] Kasas 55
[6] Tirmizî, "Birr", 20