Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

RİYAZUS SALİHİN DERSLERİ CİMRİLİK VE İSAR (BAŞKASINI KENDİNE TERCİH ETMEK)

مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنٰى  وَكَذَّبَ بِالْحُسْنٰى  فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرٰى وَمَا يُغْن۪ي عَنْهُ مَالُهُٓ اِذَا تَرَدّٰىۜ  مَّا وَ أ 


Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü
(kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.(Leyl, 92/8-11)

وَمَنْ يُوقَ شُحَّ نَفْسِه فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ


...Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
(Teğâbün, 64/16)


565. Câbir’den (ra) rivayet edildiğine göre
Allah Resulü s.a.v şöyle buyurmuştur:
Zulümden kaçının, çünkü zulüm kıyamette karanlıklara sebeptir. Cimrilikten
de sakının, çünkü cimrilik sizden evvel yaşayanları helâk etmiş, onları
birbirlerinin kanını dökmeye, haramları helâl görmeye sevketmiştir. (M6576 Müslim, Birr, 56)


وَيُؤْثِرُونَ عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ


...Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler...(Haşr, 59/9)

وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّهٖ مِسْكٖيناً وَيَتٖيماً وَاَسٖيراً اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُرٖيدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُوراً اِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْماً عَبُوساً قَمْطَرٖيرفَوَقٰيهُمُ اللّٰهُ شَرَّ ذٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقّٰيهُمْ نَضْرَةً وَسُرُوراًۚ 

Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.” “Çünkü biz, o suratsız kapkara günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.” Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.(İnsân, 76/8-11)

566. Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor:
Bir gün Hz. Peygamber’in huzuruna bir adam gelerek:
–Açlıktan takatim kesildi, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem , eşlerinden
birine haber gönderdi. O da:
–Seni Hak Peygamber olarak gönderene yemin ederim ki, sudan başka bir şeyim
yok, dedi. Sonra bir diğerine haber gönderdi. O da evvelki gibi cevap verdi,
hanımları hepsi benzer cevabı verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber :
–Bu gece bu adamı kim misafir edecek, buyurdu. Ensardan biri:
–Yâ Resûlallah, ben misafir ederim, dedi, onu alıp evine götürdü ve hanımına:
–Peygamber’in misafirine yemek hazırla, dedi.
Diğer rivayete göre eşine:
–Yiyecek bir şeyler var mı, dedi.
–Hayır, yalnızca çocukların yiyeceği şu kadar bir şey var, dedi.
–Öyle ise onları bir şeylerle avut, akşam yemeği isterlerse onları uyut.
Misafirimiz eve girince kandili söndür; ona, kendimiz de yiyormuş gibi yapalım,
dedi. Sofraya oturdular. Misafir karnını doyurdu, onlar geceyi aç geçirdiler.
Sabah olunca ev sahibi Hz. Peygamber’e gitti. Resulullah s.a.v kendisine:
–Bu gece misafiriniz için yaptığınız, Allah’ın hoşuna gitti, dedi.
(M5359 Müslim, Eşribe, 172; B3798 Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr, 10)

567. Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah s.a.v şöyle buyurmuştur:
İki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği de dört kişiye yeter.
(B5392 Buhârî, Et’ime, 11; M5367 Müslim, Eşribe, 178)

Müslim’in Câbir’den rivayetine göre Hz. Peygamber şöyle demiştir:
Bir kişinin yiyeceği iki kişiye, iki kişinin yiyeceği dört kişiye, dört kişininki ise
sekiz kişiye yeter, denilmiştir.
(M5368 Müslim, Eşribe, 179)

568. Ebû Sa’îd el-Hudrî (ra) anlatıyor:
Peygamber s.a.v ile birlikte bir seferde idik, bu sırada devesine binmiş bir
adam geldi. Adam (açlıktan yiyecek bir şeyler bulmak ümidiyle) sağa sola
bakınmaya başladı. Resûlullah s.a.v :
-Fazladan binek hayvanı olanlar olmayanlara versin, fazla azığı olanlar da azığı
olmayanlara versin, buyurdu ve olabilecek her türlü malı zikretti. Böylece
hiçbirimizin fazla mal saklamaya hakkı olmadığını anlamış olduk.
(M4517 Müslim, Lukata, 18)

569. Sehl b. Sa’d (ra) anlatıyor:
Bir kadın Resûlullah s.a.v ’a giysi getirdi.
-Bunu kendi elimle size giydirmek için dokudum, dedi. (Bunun üzerine)
Peygamber s.a.v onu aldı, çünkü ona ihtiyacı vardı. Onu (belinden aşağı)
sarındı ve yanımıza çıktı. Ashâbdan biri:
–Ne güzel giysi imiş, bana verir misiniz, dedi. Resûlullah s.a.v :
–Olur, buyurdu ve bir müddet oturduktan sonra evine gitti, o kumaşı dürüp,
adama gönderdi. Sahâbîler adama:
–İyi yapmadın, Peygamber’in , ona ihtiyacı vardı ve o yüzden sarınmıştı.
Hz. Peygamber’in kendisinden bir şey isteyeni boş çevirmediğini bildiğin
hâlde ondan giysisini istedin, diyerek çıkıştılar. Adam:
-Vallahi ben onu giyinmek için değil, kendime kefen yapmak için istedim,
dedi. Sehl’in dediğine göre o kumaş, o adamın kefeni olmuş.
(B2093 Buhârî, Büyû’, 31)
570. Ebû Mûsâ’dan (ra) nakledildiğine göre,
Resûlullah s.a.v şöyle buyurmuştur.
Eş’arîler, herhangi bir savaşta yiyecekleri bitmeye yüz tuttuğunda, yahut
Medine’de ailelerinin yiyecekleri azaldığında ellerinde olan bütün erzakı bir
yaygıda toplarlar, bir kapla eşit olarak aralarında paylaşırlar. Onlar benden,
ben de onlardanım.
(B2486 Buhârî, Şirket, 1; M6408 Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 167)

Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş