Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

MÜSLÜMANLAR NİÇİN ZAFERE ULAŞAMIYOR?

Değerli kardeşlerim:

İnsanoğlu birçok imkâna sahip olsa bile asıl aradığı his güven ve huzur duygusudur. Huzur ise maddiyatla ele edilen bir olgu olmayıp İslami bir nizama ihtiyaç duyulan kaideler bütünüdür. Hani bazı kamyonların arkasında yazar ya“Huzur İslam’dadır” ifadesinde de olduğu gibi gerçek manada huzuru bulmanın yolu İslam’ın yaşanılmasından geçmektedir.

Ancak bugün dünyanın hiçbir yerinde gerçek manada bir huzur ve güven duygusunun olmamasının sebebi İslam’ın insanlığın saadetini sağlayan emirlerinin yerine getirilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Bunun sebeplerine baktığımızda gördüğümüz husus ise Müslüman geçinenlerin toplumsal değerler yerine bireysel çıkarlar peşinde koşması olduğunu net şekilde görmekteyiz. Oysa Allah kendinin emirlerine tam manası ile uyan ve ben değil, biz olmayı kabul eden kullarına şu vaatte bulunmaktadır:

وَعَدَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْاَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْۖ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ د۪ينَهُمُ الَّذِي ارْتَضٰى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ اَمْنًاۜ يَعْبُدُونَن۪ي لَا يُشْرِكُونَ ب۪ي شَيْـًٔاۜ وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

“Allah, sizlerden iman edip sâlih ameller işleyenlere yeminle şunları va‘detti: Kendilerinden önceki mü’minleri kâfirlerin yerine geçirip hâkim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacaktır. Kendileri için seçip râzı olduğu İslâm dinini mutlaka yerleştirecek ve onlara bu dîni hayatlarında uygulama güç ve imkânını verecektir. Ayrıca içinde bulundukları korkulu dönemin ardından onları tam bir emniyete kavuşturacaktır. Çünkü onlar yalnızca bana kulluk ederler, hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kim nankörlük edip inkâra saparsa, işte onlar doğru yoldan çıkanların tâ kendileridir.”

وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

“Öyleyse, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Peygamber’e itaat edin ki Allah’ın rahmetine erişesiniz.” [1]

Peki! Rabbimizin beyan edip vaatte bulunduğu emirleri yerine getiren kaç kişiyiz? Kardeşinin kan ve gözyaşı üzerinden menfaat elde etmeye çalışan, dava şuuru olmayan, bencil ve çıkarcı bir Müslüman’ın veya toplumun elde edecekleri ile huzur bulması ve de gerçek manada muktedir olması mümkün müdür?

Müslüman eğer ki, kendine verilen imkânları Allah için kullanmazsa, zalime karşı mazlumu savunmazsa, kötülüklere savaş açıp iyilikler için savaşmazsa Allah Resulü s.a.v’ in şu tehdidi ile karşı karşıya kalır:

“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarsınız! Ya da Allah Kendi indinden bir azap gönderir ki, sonra o azabı kaldırması için Allah’a dua edersiniz de size icabet olunmaz!..” [2]

Peki! Sorarım değerli kardeşlerim! Dualarımız kabul oluyor mu? İşlerimiz düzgün gidiyor mu? Huzurumuz var mı?

Maalesef hiçbir işimiz düzgün gitmiyor, hayatımız, ailemiz, işimiz, kardeşliğimiz…

Peki! Hiç soruyor muyuz bunun sebepleri nedir diye? Çünkü bizler iyi ve güzel işlerde yarışmak yerine kardeşlerimiz elde ettiği her nimete hasetle bakıyor ve onun yok olması için şeytanla bile iş tutabilmeyi kendimiz için marifet sayıyoruz. Oysa haset Allah Resulü s.a.v’ in ifadesi ile bir ateş olduğunu unutuyoruz:

“Hasetten sakının! Çünkü ateşin odunu yediği gibi haset de iyi amelleri yer bitirir.” [3]

Amellerimiz zayi olurken, iyi niyetlerimiz kötülüğün karanlığında kaybolurken, kardeşlerimiz ihanetlerimiz sebebi ile perişan olurken, bizler yaptıklarımız ile seviniyoruz. Ancak unuttuğumuz bir şey var! O da Rabbimizin adaleti!

İşte onun için Allah Resulü s.a.v şu uyarıda bulunuyor:

"Kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felâketten kurtarır da seni derde uğratır." [4]

Elbet bütün ihanetlere rağmen gerçek iman sahipleri Allah’ın yardımı ile zalimlere ve kâfirlere karşı zafer elde edecekler ancak bu zaferin karşısında olanlar ne yapacak bu işte herkesin kendisine sorması gereken bir soru olarak önümüzde durmaktadır.

Eğer ki, bizler şu yalancı dünyada birazcık huzur ve barış istiyorsak bir Müslüman olarak yapmamız gereken Allah c.c ‘nün emir buyurduğu şu amelleri yerine getirmektir:

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟

“İman edip de imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte onlar güven içindedir; doğru yolu bulanlar da onlardır.” [5]

Sadece imanımızı zulüm bulaştırmamak yetmez aynı zamanda şu beyana da kulak vermek zorundayız:

اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَالْكَاظِم۪ينَ الْغَيْظَ وَالْعَاف۪ينَ عَنِ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَۚ


“O takvâ sahipleri, bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcar, öfkelerini yutar ve insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyilik ve ihsân sahiplerini sever.” [6]

Allah’ın bu emirlerini kendimiz yaptığımız gibi, bütün yeryüzüne yayılması içinde çaba sarf etmek, bu yolda hazırlık yapmakta her Müslüman’ın üzerine borçtur. Nitekim Allah c.c’ nün şu beyanı da buna açık bir delildir:

 

وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِه۪ عَدُوَّ اللّٰهِ وَعَدُوَّكُمْ وَاٰخَر۪ينَ مِنْ دُونِهِمْۚ لَا تَعْلَمُونَهُمْۚ اَللّٰهُ يَعْلَمُهُمْۜ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ يُوَفَّ اِلَيْكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تُظْلَمُونَ


“Ey mü’minler! Düşmanlarınıza karşı bütün imkânlarınızı seferber ederek kuvvet hazırlayın ve beslenmiş, eğitilmiş savaş atları yetiştirin. Böylece, Allah’ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutun. Allah yolunda ne harcarsanız karşılığı size tastamam ödenir ve hiçbir haksızlığa uğramazsınız.” [7]

Ancak bugün baktığımızda gördüğümüz durum başkasının silahı ile silahlanan, bu silahları da kardeşine doğrultan, zalimle iş tutup mazlumla ağlayan adı Müslüman ama kendinde Müslümanlık namına hiçbir emare gözükmeyen iki milyarlık bir yeküne sahip içi boş bir güruhla karşı karşıyayız.

Hep soruyoruz değil mi? Allah bize niçin zafer vermiyor diye?

Peki! Soruyor muyuz verdiği zaferlerden sonra ne yaptık ki, bugün bize yine zafer versin. Çünkü Allah zaferi sebeplere bağladığı gibi, iktidarı da sebeplere bağlamıştır ve o sebepler Rabbimizin beyanı ile kerim kitabımızda apaçık şekilde beyan edilmektedir:

اَلَّذ۪ينَ اِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِي الْاَرْضِ اَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ وَاَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَلِلّٰهِ عَاقِبَةُ الْاُمُورِ

“Allah’ın dinine yardım eden o mü’minler, kendilerine yeryüzünde bir hâkimiyet verdiğimizde, namazlarını dosdoğru kılarlar, zekâtlarını verirler, her türlü iyiliği emredip yayar, kötülük ve yanlışlıkları yasaklayıp önünü almaya çalışırlar. Bütün işlerin neticede varıp değerlendirileceği yer Allah’ın huzurudur.” [8]

Bugün sözde İslam ülkelerinin başında iktidar olanlar acaba bu beyan edilen hükümlerden hangisine veya hangilerine riayet ediyorlar?

Ne riayet etmesi hocam adamlar zalimle iş yapıyor bununla da seviniyorlar derseniz! Rabbim kimsenin yaptığı kimsenin yanına bırakmayacağını, mazlumun hesabını görecek kimseler var edeceğini sizlere beyan etmek isterim:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ د۪ينِه۪ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّٰهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ اَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِر۪ينَۘ يُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَٓائِمٍۜ ذٰلِكَ فَضْلُ اللّٰهِ يُؤْت۪يهِ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَل۪يمٌ


“Ey iman edenler! Sizden kim dîninden dönerse, Allah onların yerine yakında öyle bir nesil getirecek ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihâd ederler ve kendilerine dil uzatan hiçbir kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın öyle bir lutfudur ki, onu dilediğine verir. Allah, lutfu ve rahmeti pek geniş olan, her şeyi hakkıyla bilendir.” [9]

O gün gelip de Allah zaferini ifade ettiği gerçek Müslümanlara nasip ettiğinde namazları ile övünüp, içinde bulundukları topluluklar ile övünenler cehennemi boylayacaklardır.

Çünkü Rabbimiz kurtuluşun anahtarını ortaya koymuş ve seveceği kulları açıklamıştır:

 

بَلٰى مَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِه۪ وَاتَّقٰى فَاِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَّق۪ينَ

“Hayır! Kim sözünde durur, günah ve haksızlıktan sakınırsa, şüphesiz ki Allah takvâ sahiplerini sever.” [10]

Ne mutlu takva sahibi olanlara, ne mutlu Allah yolunda olanlara, ne mutlu bu yolda can verenlere!

Rabbim Allah yolunda olmayı, bu yolda can vermeyi, sevdiği kulların zümresine dâhil olmayı hepimize nasip eylesin!

Rabbim zafere ulaşan ordunun neferi olmayı, zalim bizden bile olsa ona karşı durmayı, gerçek iman sahibi olmayı bizlere nasip eylesin!

Rabbin menfaatlerinin peşine düşüp de hem bu dünyada hem de ahrette kaybedenlerden olmaktan hepimizi muhafaza eylesin!

 


[1] Nur 55 - 56

[2] Ahmed bin Hanbel Müsned 5/388, Tirmizi 2259, Begavi 4154, Albânî Sahihu’l-Cami’ 7070

[3] Ebû Dâvûd, Edeb, 44; İbn Mâce, Zühd, 22

[4] Tirmizî, Kıyâmet 54

[5] Enam 82

[6] Ali İmran 134

[7] Enfal 60

[8] Hac 41

[9] Maide 54

[10] Ali İmran 76

Dosyalar

MÜSLÜMANLAR NİÇİN ZAFERE ULAŞAMIYOR
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş