GURURLANMA EY NEFSİM SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR
Değerli Müminler:
İnsanoğlu yaratılışını unutarak çoğu zaman kendisini dev aynasında görür. Hâlbuki tecrübelerle sabittir ki, insanın çok zayıf bir varlıktır. Buna Rağmen yine de büyüklenmeden vazgeçmez.
Yeri gelir firavun ve Nemrut gibi ilahlık iddiasında bulunur. Zaman gelir yaptıklarını ilahlaştırır. Sonunda da hiç ölmeyecekmiş gibi baki olduğunu zanneder.
Yaratıcısını unutup ona kafa tutmaya kalkan insanoğlunun acizliğini Rabbimiz çok veciz bir şekilde şöyle ifade ediyor:
وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحاًۚ اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولاً
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilirsin ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin. [1]
Rabbimizin bu ifadesi aklımıza şu söylemimizi getiriyor: Hani biri ile tartıştığımızda, onun bizim karşımızda bir hükmünün olmadığını belirtmek için “ Sen Kimsin?” nidasında bulunuruz ya! Rabbimizde biz yarattıklarına bu ayet-i celile ile “ Siz Kimsiniz?” ifadesini ortaya koyuyor.
Sahi biz kimiz?
اَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَٓاءٍ مَهٖينٍۙ
Sizi önemsenmeyen bir sudan yaratmadık mı? [2]
İşte ey insan! Sen busun…
Mümine düşen kendini bilmesi ve Allah Resulü s.a.v mi örnek almasıdır.
İnsanın kendini bilip, büyüklenmekten uzak durmasının yolu da dalkavuklardan uzak durmakla mümkün olur!
Nitekim Allah Resulünün hayatına baktığımızda, efendimiz hiçbir zaman aşırı övmeyi ve övünmeyi onaylamamış, kendisi içinde şu ifadeyi kullanmıştır:
Hıristiyanların Meryem oğlu İsa'ya yaptıkları gibi, beni aşırı şekilde övmeyin! Ben ancak Allah'ın kuluyum. Bana 'Allah'ın kulu ve Resulü' deyin! [3]
Unutulmamalı ki! Kul olma mütevaziliğini gösteremeyen insan, hak karşısında değerini yitirir.
Çünkü Allah İndinde kulun değerini belirleyen takvasıdır. Takva ise kibri ve gururu kabul etmez.
Hal böyle olduğu halde kibre kapılanın Allah katındaki değerini Rabbimiz şöyle ifade ediyor:
اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالاً فَخُوراًۙ
Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. [4]
Maalesef Müslüman’ım diyen birçok kardeşimiz malları, makamları ve güçleri sebebi ile şeytanın düştüğü benlik ateşine düşmekteler.
O da bir zamanlar Allah indinde çok yüce bir makama sahipti ama onu şu ifadeleri aşağıların aşağına indirdi:
قَالَ مَا مَنَعَكَ اَلَّا تَسْجُدَ اِذْ اَمَرْتُكَؕ قَالَ اَنَا۬ خَيْرٌ مِنْهُۚ خَلَقْتَنٖي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طٖينٍ
Allah buyurdu: ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir? Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın. [5]
قَالَ فَاهْبِطْ مِنْهَا فَمَا يَكُونُ لَكَ اَنْ تَتَكَبَّرَ فٖيهَا فَاخْرُجْ اِنَّكَ مِنَ الصَّاغِرٖينَ
Allah, “Öyle ise in oradan! Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! Artık sen aşağılıklardansın!” buyurdu. [6]
Kalbinde kibri taşıyan Müslüman zannetme ki! Seni namazın, orucun, haccın, zekâtın koruyacak. Çünkü sen Rabbinin en sevmediği işi yaptın. Bunun karşılığı ise şudur:
Kalbinde zerre miktarı kibir bulunan kimse cennete giremez. [7]
Allah Resulü s.a.v neden kibirli cennete giremez demektedir?
Çünkü Rabbimiz kitabında kibrin insanın kalbini ne hale getirdiğini şöylece açıklamaktadır:
كَذٰلِكَ يَطْبَعُ اللّٰهُ عَلٰى كُلِّ قَلْبِ مُتَكَبِّرٍ جَبَّارٍ
Allah büyüklük taslayan her zorba'nın kalbini mühürler. [8]
Bunun sonucunda:
Bir kimse kibirlene kibirlene en sonunda zalim ve cabbarlar grubuna kaydedilir. Böylece onlara verilen ceza buna da verilir. [9]
Müslüman’a düşen Allah Resulü s.a.v gibi olmaktır. O ki! Kendine her türlü eziyeti reva gören, bununla da yetinmeyip onu öldürmeye kalkan müşriklere karşı, Mekke’nin fethinden sonra kendisini yaptıkları zulüm sebebi ile korkudan karşısında titrerlerken efendimiz s.a.v onlara şöyle hitap etmişti:
Sakin olun! Ben bir kral değilim. (Güneşte) kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum. [10]
Rabbimiz Müslüman’ın vasfının nasıl olması gerektiğini şöyle ifade ediyor:
وَالَّذٖينَ مَعَهُٓ اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ
Onlar kâfirlere karşı Çetin, kendi aralarında merhametlidirler. [11]
Sonuç olarak konuyu bağlamak gerekirse, insan kendini ne kadar büyük görürse görsün Allah insanları birbirine muhtaç yaratmıştır. Kişi ne kadar büyük makama sahip olursa olsun veya ne kadar büyük servete sahip olursa olsun, basit olarak görüp, küçümsediği kimselere muhtaçtır.
Nitekim hocanın birine sormuşlar:
-“Efendi”demişler, “padişah mı büyük, yoksa çiftçi mi?”
Hoca:
-“çiftçi büyük elbet” demiş ve eklemiş;” çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse padişah acından ölür.”
Bu gerçeği göremeyen insan dünyada da kaybeder, ahrette de kaybeder.
Ey Müslüman kardeşim!
Hani bazılarının güç ve makamından korkuyorsun ya! Sözüm sanadır:
“Yiğit bir sefer ölürken, korkak her gün ölür!”
Rabbim bizleri dünyada bir garip yolcuymuş gibi davrananlardan eylesin!
Rabbim bizleri gururuna ve kibrine yenilip de, şeytana uyanlardan olmaktan muhafaza eylesin!
[1] İsra 37
[2] Mürselat 20
[3] Buhari, Enbiyâ, 48
[4] Nisa 36
[5] Araf 12
[6] Araf 13
[7] Müslim, iman, 147
[8] Mümin, 35
[9] Tirmizi, birr, 61
[10] İbn-i Mace, Et’ime,30
[11] Fetih 29