CEHENNEM GARANTİLİ TİCARET
Değerli kardeşlerim:
Kendisine belli bir ömür tahsis edilmiş faniler olarak bizlere verilen ömrün içinde ihtiyaçlarını karşılamak adına çaba sarf etmek zorunda olan kimseleriz. Ancak Müslümanlar olarak bilmek zorunda olduğumuz bir mesele var ki, o da bizler hayatı gelişi güzel yaşayamayacağımız gibi, gelişi güzel bir kazanç da elde edemeyeceğimiz gerçeğidir. Çünkü bizler iman ettik ve inandık ki, ahret denen ebedi bir hayat ve o hayata geçişte zorlu bir hesap var.
Allah Resulü s.a.v bu zorlu sorguya işaret ederek şöyle buyurmaktadır:
“Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.” [1]
Maalesef Allah Resulü s.a.v’ in işaret ettiği bu beş husus; bugün Müslümanların göz ardı ettiği ve dikkate almak şöyle dursun bu hesabın sorulacağı gerçeğini bile bile aksine hareket ettiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
Aslında Allah Resulü s.a.v’ in beyan ettiği kaideler genel itibari ile insanın dünya hayatının ziynetleri ile ahret hayatı arasındaki ilişkilerini ifade ederken, maalesef bizler geçici dünyanın nimetleri için ebedi hayatımızı satanlar olarak iflas eden tüccar gibi yok pahasına elimizdekileri satılığa çıkarıyoruz.
Rabbimiz bunu ifade etmek adına şöyle beyanda bulunuyor:
وَلَا تَشْتَرُوا بِاٰيَاتٖي ثَمَناً قَلٖيلاًؗ
“Âyetlerimi az bir karşılığa satmayın.” [2]
Hepimizin bildiği bu ayeti kerimenin hükmü ortadayken o kadar kimliğimizden ve kişiliğimizden uzaklaştık ki, satmadığımız değerlerimiz, ihanet etmediğimiz kardeşimiz kalmadı.
Hal böyle olduğu halde bugün alnı secdeli Müslümanlar; İslam düşmanı, kardeş katili zalimlerle iş tutmaktan geri durmadığı gibi, bu yapılanı sıradanlaştırmak adına Allah’ın ayetlerini, Resulünün sünnetini, büyüklerinin söylemlerini kendine siper etmekten de utanmamaktadır.
Müslümanlarla dostluk kurmamak adına binbir türlü bahaneyi bulanlar, söz konusu kâfir olunca onunla iş tutmak içinde kılıf bulmakta da gayet marifetli işler çıkarmaktadırlar.
Ancak bu ameller onlar için sonu felâketle sonuçlanan mahşerin sorgusunun sonucunu değiştirmeyeceğini Rabbimiz birçok ifade ile bizlere haber vermektedir.
Bugün Gazze’de, Doğu Türkistan’da ve birçok İslam ülkesinde akan kan ve gözyaşına rağmen zulmü yapanlar ile iyi ilişkiler kurmayı reel politiğin bir gereği olarak görenler, söz konusu Ukrayna olunca barış güvercini olmaktan da geri durmamaktadırlar.
Yüzlerce masum kadın ve çocuğun parçalanmış bedenlerini görmezden gelen, insanlıktan zerre kadar nasibi almamış bu sözde Müslümanlar; kâfirle kurduğu ilişkileri ve ticareti kesmeleri durumunda başlarına gelecek belaları ifade ederek hem kendilerini, hem de taraftarlarını kandırmaya devam etmektedirler.
Onlar kendilerini ve taraftarlarını kandırmaya devam ede dursunlar Rabbimiz onlar için şunu ifade ediyor:
اِنَّمَا يَنْهٰيكُمُ اللّٰهُ عَنِ الَّذٖينَ قَاتَلُوكُمْ فِي الدّٖينِ وَاَخْرَجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ وَظَاهَرُوا عَلٰٓى اِخْرَاجِكُمْ اَنْ تَوَلَّوْهُمْۚ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
“Allah ancak, din konusunda sizinle savaşmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza yardım etmiş olanlarla dostluk kurmanızı yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte bunlar kendilerine yazık etmişlerdir.” [3]
Efendim! Bizler onlarla dostluk kurmuyoruz, ayrıca yaptıkları zulmü de kınıyoruz ancak ticaret de yapmak zorundayız, aksi takdir de çökeriz diyenler Allah’ın rızkı verdiğine iman etmediklerini beyan ettiklerini bilmeleri gerekir.
Zira hiç bir antlaşma veya ticaret Müslüman’ın aleyhine olacak şekilde işletilemez. Çünkü bu açık şekilde haram olan bir durumdur.
Zaman zaman karşımıza “ öyle diyorsunuz ama Allah Resulü s.a.v’ de Yahudilerle ticaret yaptı!” diyen şark kurnazlarına şu kaideleri tekrar ortaya koymak gerekiyor:
İslam’da genel prensip şudur: Bilerek bir günahın işlenmesine vesile olmak haramdır.
Diğer bir ifadeyle: “Mal sahibi, müşterinin satın alacağı şeyle günah işleyeceğini bildiği takdirde ona o malı satması haramdır.” [4]
Bu ifademizin delili olarak da Rabbimizin şu beyanına bakmamız yerinde olacaktır:
وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ
“Günahta ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmakta birbirinize yardım etmeyin.” [5]
Rabbimizin bu beyanı ışığında âlimler, konuyla ilgili şu örnekleri vermişlerdir:
a) Şarap yapacağı bilinen bir adama üzüm satmak haramdır.
b) Müslümanlar arasında fitne çıkarmak için kullanacağı bilinen bir adama silah satmak haramdır.
c) Onunla içki içeceği bilinen bir adama kadeh satmak haramdır.
d) Yol kesicilikte kullanacağı bilinen bir adama bıçak ve benzeri silahları satmak haramdır.
e) Onu putuna sürüp kokusunu güzelleştireceği bilinen bir kâfire misk satmak haramdır.
f) Normal kesim dışında bir metotla öldüreceği bilinen bir harbiye (gayri müslime) bir hayvan satmak haramdır. [6]
g) Helâlı haram kılan sebeplerden biri de kötü niyet, kötü amaçtır. Bu sebepledir ki, fitne zamanlarında silah satmak haramdır. [7]
Buradan “soranlara” ve de “sormayanlara” soruyorum yaptığınız ticaret ile Allah indinde ne elde etmeyi düşünüyorsunuz?
Yoksa Allah indinde bir hesap olduğuna inanmıyor musunuz?
Belli ki, bu çıkar ve menfaat düşkünü katil seviciler Allah, ahret ve mizan diye bir derdi yokta, söyle ey kendini Müslüman olarak görüp de üzülen kardeşim sen bu işin neresindesin!
Ne yazık ki, en basit olan boykotu bile beceremiyor ve onların ürünlerini alarak zalimin silahına mermi sürerken, o silahın onların eline ulaşmasına yardımcı olanları hala el üstünde tutmaya devam ediyorsun!
Her gün binlerce ekmeğin çöpe atıldığı dünyamızda ekmek bulamadığı için ölen çocukların hesabını acaba kaçımız verebileceğiz.
Efendim! Biz ticaretimize, ekmeğimize bakıyoruz…!
Ticaretinizde, ekmeğinizde, boyunuzda batsın!
Sizin gibi kimseler ile aynı dünyayı paylaşıyor olmaktan da, insan diye anılan hayvandan aşağı mahlûklarla aynı kimliği taşıyor olmaktan da utanıyorum!
Ey içinde zerre kadar insanlık ve Müslümanlık kalmış değerli kardeşim!
Gazze’yi, Doğu Türkistan’ı ve zulmün kol gezdiği diyarları unutma!
Kendini Müslüman olarak tanımlayıp da zalimle ticaret yapıp servetine servet katanları da unutma!
Elinden bir şeyler gelecek imkânları olduğu halde makamlarının korkusu ile bir şey yapmayanları da unutma!
Rabbim çıkarlarını korumak adına Müslümanları satanların bütün menfaatlerini yerle yeksan eylesin!
Rabbim bizleri zalim olmaktan, zalimle iş tutmaktan muhafaza eylesin!
Rabbim yolunda cihad eden kullarını yardımı ile muzaffer kılsın, bizleri de bu kervana katılanlardan eylesin!
[1] Tirmizî, Sıfatü"l-kıyâme, 1
[2] Bakara 41
[3] Mümtehine 9
[4] bk. İbn Hacer, el-Fetava’a-kübra, 2/270
[5] Maide, 2
[6] bk. el-Fetava, 2/270
[7] bk. el-Mevsuatu’l-Fıkhıyetu’l-Kuveytiye, 1/107