Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

SEVGİ İLE TAPINMA ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİ

Değerli Müslümanlar:

İnsanoğlu yaratılışı itibari ile inanmaya, sığınmaya ve korunmak için desteğe ihtiyaç duyan bir varlıktır. Hz. Âdem a.s’ dan beri insanoğlunda oluşan bu hissiyat ilahi vahiyle karşılık bulması ile Müslüman olmaya, ilahi vahye aykırı şekilde yaratılmışlara atfedildiğinde ise kâfir olmaya sebep olan sonuçları ortaya çıkarmıştır.

Bu hal öylesine ince bir çizgidir ki, Allah tarafından gönderilen dine tam manası ile uyan kullarının bu üstün gayretleri sebebi ile toplum tarafından sevilmesinde aşırı gidildiği bile bir anda kişiyi Allah’a ortak koşacak noktaya getirir.

Rabbimiz böyle bir noktaya gelmememiz için geçmişten bizlere örnek vererek tedbirli davranmamızı bize haber verirken, biz Müslümanlara düşen bu çizgiyi muhafaza etme gayretinde olmaktır.

Bu ifademizi delillendirmek adına şu ayet-i celile dikkat çekicidir:

وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ اٰلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَداًّ وَلَا سُوَاعاًۙ وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْراًۚ

“İnsanlara dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved’den, Suvâ’dan, Yegūs’tan, Yeûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin!” [1]

Bu ayetin tefsirinde hepimizin dikkatini çekmesi gereken şu ibareler yer almaktadır:

“Tefsir kaynaklarında burada geçen isimlerin, aslında Âdem’in çocuklarına veya sâlih kişilere ait isimler olduğu bildirilmektedir. Buna göre sâlih kişilerin ölümünden sonra, önceleri onların anılarını canlı tutmak ve hâtıralarına saygı gösterip şefaatlerini dilemek amacıyla heykelleri yapılarak her birine temsil ettiği sâlih kişinin ismi verilmiş; fakat zamanla kutsallık yüklenen bu heykellere tanrı gözüyle bakılıp tapılmıştır.” [2]

Tefsirde de ifade edildiği üzere burada dikkat edilmesi gereken mesele sevgide aşırı getirmemek, hatıra ve anıları kutsallaştırarak onları kurtarıcı görmemek, sevdiğimizi Allah için sevmek, buğuz ettiğimize de Allah için buğuz etmektir.

Bizler Müslümanlar olarak bilmek zorundayız ki, Allah’tan başka bizi ahrette kurtaracak ve cennete ulaştıracak hiçbir güç yoktur.

Tabi ki, Rabbimizin iman etmiş kimseleri cennete koymak için vesile edeceği kulları ve kutsalları vardır. Ancak onlara o vesileyi veren yine yüce yaradan olduğunu aklımızdan çıkarmamak gerekir. Aksi takdirde bizleri kurtaracağını zannettiklerimiz bizim cehenneme gidiş biletimiz olurda sonrasında pişman oluruz ama bu pişmanlık bize fayda vermez.

Daha açık bir ifade ile peygamberlerin bize bıraktığı maddi hatıralara sünnete aykırı yüklenen manalar, emanetlerin kurtarıcı gibi görülmesi, salih kulların mezarları, kutsallık atfedilen taş ve ağaç parçaları, soy ve sop gibi kavmiyetçi anlayışlar Allah’ın kabul etmeyeceği inançlar olunduğu her iman ehli kimsenin kesin kes bilinmesi gereken bir bilgidir.

Velev ki bu hatıralar Allah Resulü s.a.v’ den bile kalmış olsa bu sonuç değişmez. Bunun bir neticesi olarak bugün sahabe efendilerimizin Allah Resulünü hatırlamak adına emanet olarak sakladıkları saç ve sakalları, giyim eşyaları, kılıç ve benzeri savaş aletleri bu minvalde değerlendirilmelidir. Zira bunlar birer hatıra olarak saklanmasında herhangibi bir sakınca olmadığı halde onlardan bir iyilik veya kurtarıcılık beklemek insanın şirke girmesine vesile olacağını unutmamak gerekir.

Bu noktada Allah Resulü s.a.v’ in şu uyarısı çok dikkat çekicidir:

لاَ تُطْرُونِى كَمَا أَطْرَتِ النَّصَارَى ابْنَ مَرْيَمَ ، فَإِنَّمَا أَنَا عَبْدُهُ ، فَقُولُوا عَبْدُ اللَّهِ وَرَسُولُهُ

“Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’ya yaptıkları gibi beni batıl ve aşırı surette methettikleri şekilde övmeyin! Ben ancak Allah’ın kuluyum. Bana ‘Allah’ın kulu ve Rasûlü.’ deyin!” [3]

Kendisinin aşırı övülmesine şirke sebep olacağı gerekçesi ile karşı çıkan Allah Resulünün bugün hatıra olarak saklanan emanetlerinin önünde onlardan bir karşılık bekleyerek öpmek, önünde eğilmek ve benzeri davranışlar İslam’ın asla hoş göreceği davranışlar değildir.

İfade ettiğimiz bu hususların ne kadar bıçak sırtı bir mesele olduğunu farkındayız ancak bizler toplum içinde bulunan kimseler olarak İslam toplumunun dini ve sosyal hayatında ne kadar kara delikler olduğunu ve dini bilgi konusunda cahilliğin ne kadar hat safhada olduğunu bilmekte ve görmekteyiz.

Bu noktada bize düşen çizgileri kalınlaştırarak ayrımları belirgin hale getirmektir. Bu çizgileri ortaya koyarken de ne birilerinin inançlarını veya geleneklerini yıkmak derdindeyiz, ne de birilerinin inançlarını veya geleneklerini yüceltme derdindeyiz.

Bize düşen asli görev sade ve yalın bir inaç sistemi ile bize dayatılan hurafe ve ezberciliği ortadan kaldırarak kuran ve sünnetin ışığında insanları uyarmaktır.

Peki hocam! Siz öyle diyorsunuz ama sizin uyarılarda bulunduğunuz hususlar asırlardır devem eden uygulamalar ve bunların hadislerde ifadeleri de var buna ne diyeceksiniz diyenlere cevabımız nettir:

Allah Resulü s.a.v’ in uygulamaları ve sahabe efendilerimizin bu doğrultuda yaptığı hareketleri kabul ediyoruz ama o hareketlerin mecrası dışında uygulanması ve de başkalarının çıkarları adına bunları kullanmasını asla kabul etmiyoruz.

Siz derseniz ki, biz peygamberlerden gelen hatıraları, hocaların hatıralarını, bu kimselerin mezarlarını İslam’a aykırı bir şekilde kendimize vesile ederek cennete gireceğiz! O zaman size Rabbimin ayetleri ile hitap ederim:

وَمَنْ اَضَلُّ مِمَّنْ يَدْعُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَنْ لَا يَسْتَجٖيبُ لَـهُٓ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ وَهُمْ عَنْ دُعَٓائِهِمْ غَافِلُونَ

“Allah’ı bırakıp da -yakarmasından habersiz olduğundan- kıyamete kadar kendisine cevap veremeyecek olan şeylere ibadet ve dua eden kimseden daha şaşkın kim vardır?” [4]

وَاِذَا حُشِرَ النَّاسُ كَانُوا لَهُمْ اَعْدَٓاءً وَكَانُوا بِعِبَادَتِهِمْ كَافِرٖينَ

“Kıyamet sonrası insanlar toplanınca taptıkları şeyler kendilerine düşman olacak ve (onlara yaptıkları) ibadetlerini de inkâr edeceklerdir.” [5]

Allah Resulünün sünneti seniyyesi üzerine yaşamayanların; onun saka-ı şerifinin etrafında dönmesi veya onu öpmesi ile kurtulamayacağını, mezarına el sürmekle şefaat hakkı kazanamayacağını, hadislerini Arapçaları ile beraber ezber bilmeleri amel etmedikleri sürece onlara fayda sağlamayacağını artık anlamak zorundayız.

Nitekim Rabbimizin emri de bu yöndedir. O kerim kitabında şöyle buyurmaktadır:

فَادْعُوا اللّٰهَ مُخْلِص۪ينَ لَهُ الدّ۪ينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

“Öyleyse ey mü’minler, kâfirlerin hoşuna gitmese de her türlü şirk ve gösterişten uzak durup ibâdet ve taati yalnızca Allah’a has kılarak O’na yalvarın!” [6]

Ak ile karanın birbirine karıştığı, her şeyin flu olduğu bir zamanda kafamızın net olması ve kulluk görevimizi akamete uğratmamak adına kuran ve sünnet ışığında hareket ederek bizi riske sokacak iş ve amellerden uzak durmak zorundayız. Böylelikle hem dünyamız, hem de ahret hayatımız riske girmemiş olur.

Aksi takdirde bugün İslam toplumunda ortaya çıkan başıbozuk toplulukların çoğalmasına, bizim cahilliğimizden faydalanarak inanç sistemimize darbe yapmalarına, bizi kardeşlerimize düşman edip, kâfirle iş tutmamıza sebep olan yolların daha da fazlalaşmasından başka bir sonuca ulaşamayacaktır.

Öyle ki, bu tip topluluklar İslam toplumu can çekişirken, kan revan içindeyken hala bizi incik boncukla oyalamaya, canbaza bak diyerek parsayı toplamaya ve bizi din adına dinsizliğe sürüklemesine sebep olan sonuçlarla karşı karşıya bırakmaya devam eder.

Bugün İslam toplumunun içinde dış mihrak diye ifade ettiğimiz Siyonist yapının beslediği binlerce kurum ve topluluk faaliyet göstererek bizi din adına yaptığımız batıl şeylerle uçuruma sürüklerken, bizler cenneti kazanıyoruz zannı ile kendimizi kandırmaya devam ederiz.

Rabbim bizleri kendinden başkasına tapacak amellerle karşı karşıya kalmaktan muhafaza eylesin!

Rabbim kuran ve sünnet üzere bir hayat sürebilmeyi hepimize nasip eylesin!

Rabbim bizleri düştüğümüz batıl düşünce ve yapılardan uzak eylesin!

Rabbim hak ile batılı birbirinden ayırt edebilecek feraseti bizlere nasip eylesin!

 

 

 


[1] Nuh 23

[2] Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 467-468

[3] Buhari, Enbiya, 48; Müsned, 1/23; 4/25

[4] Ahkaf  5

[5] Ahkaf 6

[6] Mümin 14

Dosyalar

SEVGİ İLE TAPINMA ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİ
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş