Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

RAMAZAN’I İNFAK İLE TAÇLANDIRMAK

Değerli Müslümanlar:

İnsanoğlunun en büyük yanılsamalarından biride geçici olan bu dünyanın nimetlerinin baki olduğu düşüncesine kapılmaktır. Aslında her insan ölümle bitecek bir hayat yaşadığını bilse de bunu kabullenme hususunda zafiyet yaşar. Bu noktada Yunus Emre’nin söylediği şu söz tamda durumumuzu ifade eden bir beyan olmaktadır:

“Mal sahibi, mülk sahibi
 Hani bunun ilk sahibi?
 Mal da yalan, mülk de yalan
 Var biraz da sen oyalan”

Bizler Allah’a hamd olsun ki Müslümanlar olma şerefine nail olmuş kimseleriz. Müslüman demek ise Rabbimizin beyanı ile:

اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنٖينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ اَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَاؕ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

 “Aralarındaki anlaşmazlıkları çözüme bağlasın diye Allah’a ve resulüne çağrıldıklarında müminlerin sözü, “İşittik ve itaat ettik” demekten ibarettir. İşte kurtuluşa erenler de bunlardır!” [1]

İşittik ve itaat ettik demesi gereken Müslümanlar olarak her işimizde Rabbimize ve Resulüne başvurduğumuz gibi müminler için arınma ve kurtuluşa erme ayı olan Ramazan ayını da bu minvalde değerlendirmek aklı başında her Müslüman için güzel sonuçlara sebep olacaktır.

Rabbimiz biz kullarına Ramazan aynını şöyle tasvir etmektedir:

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذٖٓي اُنْزِلَ فٖيهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran'ın indirildiği aydır.” [2]

Hayat rehberimiz, anayasamız ve her şeyimiz olan kitabımız bu ayda inmeye başlamış ve bizlere karanlıklardan çıkışımız için ışık olmuştur.

Hayat ve ötesi için bizlere birçok hususta hükümler bildiren kitabımız sosyal hayatımızı da bir düzene sokmuş ve sürdürülebilir bir kardeşliğin ancak yardımlaşma ile olabileceğine vurgu yaparak infak kavramını hayatımızın merkezine oturtturmuştur.

Hayatımızın merkezinde konumlanması gereken infak hususu maalesef bazı Müslümanların göz ardı ettiği bir kavram olsa da, Rabbimiz onun ne kadar değerli olduğunu ortaya koymak adına şöyle buyurmuştur:

تَتَجَافٰى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاًؗ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَٓا اُخْفِيَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ اَعْيُنٍۚ جَزَٓاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

 “Onlar, korkarak ve ümit ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.” [3]

Rabbimizin beyan ettiği bu güzelliğin farkında olmayanlar dünyada baki kalacaklarmış gibi mal ve mülk hastalığına kapılırlar. Hâlbuki dünya nedir biliyor musunuz dostlar?

“Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey âdemoğlu! Yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” [4]

Allah Resulü s.a.v ne de güzel ifade ediyor aslında olanı. Ancak bizler aslında olanı unutturan nefsimiz ve şeytanla muhatap olanlar olarak zaman zaman bu hususları unutuyoruz.

Unutursak ne olacak ki demeyin! Zira ahret denilen zorlu hesap gününde ne olacağını Rabbimiz bizlere hatırlatarak doymak bilmeyen nefsimize gem vurmanın önemini ortaya koyuyor:

 

وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَـنٖٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَرٖيبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِحٖينَ 

“Rabbim! Benim ecelimi yakın bir süreye kadar ertelesen de, sadaka verip Salihlerden olsam diye yalvarmadan önce size verdiğimiz rızıklardan başkaları için de harcayın.” [5]

Rabbimizin bu denli önem verdiği infak, toplumun sosyal yapısının güçlendirilmesi için olmazsa olmaz bir ibadettir. Zira zenginlikte, fakirlikte Rabbimiz tarafından kullarına imtihan için verilen birer yazgıdır. Kimisi zenginliğin verdiği imkânları Allah için kullanmakla, kimisi imkânsızlıklar sebebi ile sabrı ile sınanır.

Şurası da bir gerçektir ki, hayat çok çabuk değişebilen olgularla doludur. Zengin bir kimse bir felaket ile yokluğa düşebileceği gibi, fakir olan bir kimsede Rabbinin lütfü ile bir anda zengin hale gelebilir. Mesele her iki durumda da “Mevlam ne eyler, ne eylerse güzel eyler” diyebilecek imanı ortaya koyabilmektir.

Çoğu zaman da dediğimiz gibi ameller niyetlere tabidir ve samimiyet amellerin hayra gark olması için en önemli etkendir. Eğer ki Müslüman samimi olur ve Allah yolunda kendisine verilenlerden yolunda harcarsa, o kimsenin hatalarını Rabbimizin bağışlayacağını Allah Resulü s.a.v şöyle beyan ediyor:

“Cömertin hatasını görmezlikten geliniz. Hiç şüphe yok ki cömert sürçtüğü zaman Allah onun elinden tutar. Zira o Allah’a yakındır, cennete yakındır. Cömert cahil, cimri âlimden (veya âbidden) Allah’a daha sevimlidir.” [6]

Allah Resulü s.a.v’ in de ifade ettiği gibi mesele çok bilmek değil bildiği ile amel etmektir. Amel etmedikten sonra bilgi kişiye sadece yüktür. İnfak meselesinde de kişi zekât meselesini, sadaka meselesini çok iyi biliyor ve anlatıyor olması onu yapmadığı takdir de Allah indindeki hesaptan kurtarmayacağını Allah Resulü s.a.v şöyle ifade ediyor:

“Cimrilikten sakınınız. Çünkü cimrilik, sizden önce geçenleri helâk etmiş; onları kan dökmeye ve haramı helâl görmeye sevk etmiştir.” [7]

Helak olmaktan kurtulup Rabbimizin rahmetine ermeye vesile olan infak meselesinde izlenmesi gereken yol nedir diye baktığımızda Allah Resulü s.a.v bu konuya da ışık tutarak şöyle buyuruyor:

“Ey âdemoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka vermen senin için hayırlıdır. Eğer vermeyip elinde tutarsan, senin için kötüdür. Yeterli miktarda mala sahip olmaktan dolayı Allah katında sorumlu tutulmazsın. Harcamaya, bakmakla yükümlü olduklarından başla.” [8]

Bizler genel hatları ile cömert bir milletiz ve dünyanın dört bir yanında mazlum ve mağdur birçok kimseye yardım elimizi uzatıyoruz. Rabbim niyetlerimizi ve amellerimizi kabul eylesin!

Ancak yakınımızda mağdur ve mazlum bir kimse aç ve açıkta ise onu öncelememiz asli görevimizdir. Eğer bunu yerine getirmezsek vebal altında kalırız. Bu bilinçle yardıma yakınlarımızdan başlarsak bunun bizler için daha büyük bir ecre vesile olacağını Allah Resulü s.a.v şöyle beyan ediyor:

“Yoksula verilen sadaka bir sadaka, akrabaya verilen sadaka ise iki sadaka yerine geçer: Biri sadaka sevabı, öteki de akrabayı koruyup gözetme sevabıdır.” [9]

Sohbetimizin başında da ifade ettiğimiz üzere infak ibadetinin esprisi toplum dinamiklerini sağlamlaştırıp, kardeşliğin tesis edilmesini sağlamaktır.

Bu açıdan değerli kardeşlerim! İçine girdiğimizi mübarek ve değerli Ramazan ayını zekâtlarımız, fitrelerimiz ve de sadakalarımız ile taçlandıralım ki, bir an sonrasına garantisi olmayan dünyadan ebedi yurdumuz olan ahrete gittiğimizde pişmanlık duymayalım!

Bu vesile ile felaketlerle ve yıkımlarla karşı karşıya kalan kardeşlerimize yaptığımız yardımları mübarek Ramazan vesilesi ile daha da arttıralım ve etrafımızda bulunan akraba ve komşularımızı da gözetmeyi unutmayalım!

Rabbim yaptığımız hayrı ve hasenatı ilahi dergâhında kabul eylesin!

Rabbim bizleri kimseye muhtaç eylemesin!

Rabbim bizleri her türlü bela ve musibetlerden muhafaza eylesin!

Rabbim Ramazan ayını kurtuluşa vesile olacak güzel amellerle süsleyen kullardan olabilmeyi hepimize nasip eylesin!

 


[1] Nur 51

[2] Bakara 185

[3] Secde, 16-17

[4] Müslim, Zühd 3-4

[5] Münâfikûn, 10

[6] Müslim, Zühd,45

[7] Müslim, Birr, 56

[8] Tirmizî, Zekât 32

[9] Tirmizî, Zekât 26

Dosyalar

RAMAZANI İNFAK İLE TAÇLANDIRMAK
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş