Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

İSLAM 'DA TESETTÜRÜN ÖNEMİ

Değerli kardeşlerim:

Rabbimiz insanoğlunu utanma duygusu ile var etmiştir. Bunun içindir ki Âdem babamız ve Havva annemiz cennette kendisine yasak olan ağaca yaklaşınca üzerlerindeki cennet elbiselerinden sıyrılmış, bu durum karşısında utançlarından ağaç yaprakları ile üzerlerini örtmeye çalışmışlardır. İşte bu durum, utanma duygusunun sonucu olarak ortaya çıkan fıtri bir davranıştır.

Rabbimiz kitabında, Allah Resulü s.a.v sünnetinde, örtünmeyi açık bir şekilde ifade ederek, hem erkek için, hem de kadın için farz olduğunu ortaya koymuşlardır.

Kâinata baktığımız zaman yaratılan her şeyin aslında örtüsü ile yaratıldığını görürüz. Meyveler kabukları ile, hayvanlar postları ile insanlarda örtüleri ile. Nasıl ki, bir meyveyi kabuğunu soyduğunuz zaman kuruyor ve kararıyorsa, insanı da tesettüründen ayırırsanız kalbi kararır ve hayâ duygusundan uzaklaşır.

Rabbimiz kitabında tesettürden bahsettiği iki ayetten ilki düşündüğümüzün aksine kadına değil, öncelikle erkeğe hitap eder.

Rabbimiz şöyle buyurur:

قُلْ لِلْمُؤْمِنٖينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْؕ ذٰلِكَ اَزْكٰى لَهُمْؕ اِنَّ اللّٰهَ خَبٖيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ

Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır. [1]

Rabbimizin ifadesinde ki "gözlerini haramdan sakınsınlar" emri tesettürün başlangıç yeridir. Nitekim Allah Resulü s.a.v bu hususu şöyle ifade ediyor:

Hiç şüphe yok ki, Allah, âdemoğlunun zinadan nasibini yazmıştır. Buna erişecektir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayağın zinası da yürümektir. Kalp ise heves eder, temenni eder. Tenasül uzvu bunu tasdik eder veya yalanlar. [2]

Bunun içindir ki, Rabbimiz zinadan önce ona giden yolları şöyle kapatmaktadır:

وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًؕ وَسَٓاءَ سَبٖيلاً

Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. [3]

Ancak yaşadığımız zaman içinde deyim ve kavramlarımız bile zinaya yol olacak şekilde değiştirilmiş durumdadır.

Bunlardan biride "Güzele bakmak sevaptır" ifadesidir.

Burada kast edilen Rabbimizin yarattığı ve bizim ibret nazarı ile bakmamız gereken kâinattaki güzelliklerken, bugün gelinen noktada karşı cinse şehvetle bakmayı öngören bir davranışa dönüşmüştür.

Zinaya yaklaştıran bir başka durumda erkeğin, kadınlarla zaruret dışında sohbet etmeleridir.

Bu hususta bazı Müslümanlardan şu cümleyi duyuyoruz. "Dünya ahret bacımız"

Hâlbuki Rabbimiz bu kavramın şeytanın bir aldatmacası olduğunu şöyle ortaya koyuyor:

وَلَقَدْ هَمَّتْ بِهٖ وَهَمَّ بِهَاۚ لَوْلَٓا اَنْ رَاٰ بُرْهَانَ رَبِّهٖؕ كَذٰلِكَ لِنَصْرِفَ عَنْهُ السُّٓوءَ وَالْفَحْشَٓاءَؕ اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُخْلَصٖينَ

Kadın ( Züleyha ) onu kesinlikle arzulamıştı; eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o ( Yusuf ) da kadını arzulardı. Böylece onu, kötülükten ve ahlâksız bir iş yapmaktan uzak tutmak istedik. Şüphesiz o samimi kullarımızdandı. [4]

Bir erkeğin, mahremi olmayan bir kadınla zaruret dışında konuşması, şakalaşması, malayani konuşması haramdır.

Rabbimiz erkeklere hitap ettikten sonra, kadınlarımıza şöyle hitap eder:

وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلٰى جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ اَوْ اٰبَٓائِهِنَّ اَوْ اٰبَٓاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اَبْنَٓائِهِنَّ اَوْ اَبْنَٓاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖٓي اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖٓي اَخَوَاتِهِنَّ اَوْ نِسَٓائِهِنَّ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُنَّ اَوِ التَّابِعٖينَ غَيْرِ اُو۬لِي الْاِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ اَوِ الطِّفْلِ الَّذٖينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلٰى عَوْرَاتِ النِّسَٓاءِ وَلَا يَضْرِبْنَ بِاَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفٖينَ مِنْ زٖينَتِهِنَّؕ وَتُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ جَمٖيعاً اَيُّهَ الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, başka kadınlar, hizmetlerinde bulunan köleleri ve cariyeleri, cinsel arzusu bulunmayan erkek hizmetçiler, kadınların cinselliklerinin farkında olmayan çocuklar dışında kimseye süslerini göstermesinler. Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye de ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz! [5]

Rabbimizin ifadesinde şunu görüyoruz ki, erkekler gibi, kadınlarında karşı cinse karşı bakış atmamaları emrini görüyoruz. Aynı zamanda zinaya giden yolu kapamak için mahremi olmayan kimselerle konuşmamalarını emrederken de, kimlerin mahrem olduklarını da açıkça ortaya koyuyor.

Sahabe hanımları bu ayet-i celile inince yaptıkları hareket; teslimiyetin nasıl olması gerektiğine en güzel örneklerden biridir:

Nitekim! Nur suresindeki "Kadınlar başörtülerini yakalarının üzerinden iyice bağlasınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. "Bu erkekler eşlerine, kızlarına, kız kardeşlerine ve hısımlarına bu ayetleri okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamber'in arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı. [6]

Peki! Kadının tesettürünün sınırları nedir?

Bu hususu Allah Resulü s.a.v şöyle ifade etmiştir:

Hz. Aişe! Ablası Hz. Esma'yı örnek vererek tesettürü şöyle anlatır: Bir gün Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma ince bir elbise ile Allah Resulünün huzuruna girmişti. Hz. Peygamber ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadın ergenlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir". Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti. [7]

Az önce okuduğumuz ayet-i celile de dikkat çeken bir başka hususta " Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar " ifadesidir.

Bu ifadede bize gösteriyor ki, dikkat çekmek için yapılan her hareket ve süs haramdır.

Ancak bazen bayan kardeşlerimizden şu ifadeyi duyuyoruz; " Kocam açık gezmemi istiyor! ".

Böyle bir bahanenin arkasına sığınan kardeşlerimize Allah Resulü s.a.v şöyle uyarıda bulunuyor:

Allah'a isyan olan yerde (kula) itaat yoktur. İtaat ancak meşru olanda gerekir. [8]

Ne sebeple olursa olsun kişi eğer ki tesettüre riayet etmiyorsa alacağı vebal Allah Resulünün ifadesi ile şöyledir:

Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin sevabı verilir, o çığırda [o yolda] gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Dinimizde kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile, bununla amel edenlerin günahı verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez. [9]

Allah Resulünün şu uyarısı da tesettürün kurallarına uymayanların ahrette karşılaşacakları durumu ortaya koymaktadır:

Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Bir takım kadınlar topluluğudur ki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremeyecekler. Kokusu şu kadar, şu kadar yürüme mesafesinden alındığı halde, bunlar cennetin kokusunu da bulup alamayacaklardır. [10]

Bu kadar uyarıya rağmen işyerinde, evde, okulda ve benzeri birçok yerde mahrem olmayan kadın ve erkek aynı mekânda bir arada durmaktadır.

Hâlbuki Allah Resulünün bu husustaki ifadesi çok açıktır:

Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın. [11]

(Yabancı) bir kadınla yalnız kalmayın, çünkü onların üçüncüsü şeytandır. [12]

Hepimiz Allah Resulünün ifadesi ile emrimiz altındakilerden sorumluyuz. Yarın hesabını veremeyeceğimiz bir sualle karşılaşmamak için eşimize, çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız.

Rabbimizin bu kadar uyarılarına rağmen hata yapabilir miyiz?

Evet! Bizler günahkâr kullarız ve hataya açığız. Öyle ise günahkârların en hayırlısı olmak için tövbe eden kullardan olacağız

Rabbim bizlere sınırlara riayet edecek iman nasip eylesin!

Rabbim ailemizi İslam'ın emrettiği şekilde yetiştirmeyi hepimize nasip eylesin!

 

 


[1] Nur 30

[2] Buharî, Kader 9, İstizan 12; Müslim, Kader 20, 21; Ebû Dâvûd, Nikâh 43

[3] İsra 32

[4] Yusuf 24

[5] Nur 31

[6] Buhari, Tefsiru Sure, 24:12

[7] Ebu Davud, Libas, 31

[8] Buhâri, Âhâd 1; Müslim, İmâre 39-40

[9] Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64

[10] Müslim, Libas, 3971

[11] Buhârî,  Nikâh 111, Cezâu's-Sayd 26, Cihâd 140, 181; Müslim Hacc 424, (1341).

[12] Tirmizi, Rada, 10, Fitne, 7

Dosyalar

islamda tesetturun onemi
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş