DAVA ŞUURU İLE YAŞANMIŞ BİR ÖMÜR
Değerli kardeşlerim:
Soğuk gecelerin, yaprak dökmüş ağaçların, üşüyen bedenlerin müjdecisidir bahar. Yenilenmenin, yeniden dirilmenin, can bulmanın adıdır bahar. Her ayağa kalkış, her yeniden silkeleniş insan için yeniden dirilmenin adıdır. Ancak insan ayağa kalkmak için güç ister, destek ister, sebepler arar ama bilmez ki ”Bir çiçekle bahar olmaz ama, her bahar bir çiçekle başlar.”
İşte böyle bir anlayış ile çıkmıştı peygamberler Allah’ın onlara yüklediği kutsal yollarına. Onlar ve onlardan sonra gelen varisleri biliyorlardı ki ”Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır.”
Üstad Necip Fazıl’ın da dediği gibi:
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Bizler ki Hz. Muhammed s.a.v’ in ümmetiyiz ve onun yolunda mücadele ederken her ne zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım mutlaka ”İman varsa imkân da vardır “ düsturu ile hareket etmek zorunda olduğunu kavramış bir inancın ve davanın neferleriyiz.
Çünkü bizler biliyoruz ki:
وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْؕ
“Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir.” [1] İlahi emri yolunda olan herkes için değişmeyen bir emirdir.
Onun için bizler;
وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌۜ
“Dünya hayatı oyun ve eğlenceden başka bir şey olmadığına” [2] iman etmiş kimseler olarak ”Haksız bir davada zirve olmaktansa, hak davada zerre olmayı tercih edenleriz.”
Bu yolda sıkıntılarla karşı karşıya kalsak da ”Aşk ve azmin tekeden bile süt çıkaracağına.” İnanmış kimseler olarak her zorluğa karşılık Rabbimizin bir kolaylık vereceğine kalpten iman etmiş kimseler olarak yılgınlık göstermeden yola revan olanlarız.
Tabi ki bu yol çetindir, zordur ve ihanetlerle doludur. Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişenler olsa da; yolunu değişenlerin dostlarını ve daha da önemlisi Rabbini kaybedeceğine iman etmiş kimseleriz!
Onun için ”Cihad izzet ve aydınlık, gevşeklik ise zillet ve karanlıktır.” Düşüncesi ile insanlara hakkı anlatmak ve zulme son vermek için seferde olmamamız gerektiğini idrak etmiş kimseler olarak mutlaka ”Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.” Bilinci ile ümmetin hakkını müdafaa için mevcut koşulları kullanmanın gerekliliğine iman eden kimseleriz.
Aksi takdir de dün ”Irak’ta ölen bir tek çocuğun vebalini yedi sülaleniz alnını secdeden hiç kaldırmasa da ödeyemeyecektir.” Sözü bizler için de gerçek olur!
Bu vebalden kurtulmanın yolu ise İslam’ın çağlara ışık tutan mesajını iyi anlamaktan geçiyor.
Peki! İslam nedir?
”İslam beş temel üzerine bina edilmiş bir hakikat sarayıdır ve hayat programıdır. Yoksa, sadece bu beş şeyden ibaret zannedilmesi hatadır. Zira, sadece bir kısmına inanmak ve yaşamak İslam değildir.”
İslam’ı bir bütün olarak kabul edip onun için mücadele vermek gerekir. Yoksa ”Hak’kın tesisi için çalışmamakla Batıl’ın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur”
Hakkın tesis edilmesi ise ancak adalet ile sağlanacak bir nizam olsa da bunu ortaya koyacak olan insandır.
”Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onu tatbik edecek insanın içerisine hak ve adalet sevgisi girmemişse, netice tersine tecelli edecek, adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar hâkim olacaktır.”
Bu ifademizin bir neticesi olarak da Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّامٖينَ لِلّٰهِ شُهَدَٓاءَ بِالْقِسْطِؗ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَاٰنُ قَوْمٍ عَلٰٓى اَلَّا تَعْدِلُواؕ اِعْدِلُوا هُوَ اَقْرَبُ لِلتَّقْوٰىؗ وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ اِنَّ اللّٰهَ خَبٖيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” [3]
Bu anlayış ile hareket etmeyen Müslüman bilmeli ki, yapacağınız işler veya kanunlar insanlığına saadet getirmeyecektir. Çünkü ”Kırk çürük yumurta bir tane sağlam yumurta etmez.”
Maalesef yaşadığımız çağda İslam’ın çağları aşan mesajına kulak tıkayan Müslümanlar batıl olan kimse ve devletlerden medet umar hale geldiler. Bunun sonucu olarak Müslümanlar kendince tercihler yaparak ayakta durmayı hedeflemekte ancak zilletten de kurtulamamaktadırlar.
Unutmamak gerekir ki, ”Dünyayı ezen sömürü canavarının beyni siyonizm, kalbi haçlı Avrupa, sağ kolu Amerika, sol kolu Rusya’dır.”
Müslümanlar olarak bizim görevimiz her şeyin sahibinin Allah olduğuna iman ederek ”İslâmi tebligatta muhatabımızın istisnasız bütün insanlar olduğunu kabul etmektir. Öyle ise görüşü ve görüntüsü ne olursa olsun, davamız herkese anlatılmalı, davet her kesime yapılmalıdır. Tebliğ ve davet bizden, hidayet Allah (C.C)’tandır.”
”Şeytan, Allah’ın mevcudiyetini ve kudretini bildiği gibi, siyonist Yahudi de İslam’ın özünün cihat olduğunu bildiği için, bütün gücüyle Müslümanların cihat ruhunu söndürmeye çalışmaktadır.”
Onun için Müslüman bilecek ki, İslam şüphe kaldırmaz gerçeklerle örülüdür ve düşman çok kurnazdır ”Aynen bunun gibi, imanı ve itikadı konularda başlayacak çok az bir şüphe ve sapma bile, insanı giderek İslam’dan uzaklaştıracak ve bu sapıklık, sonunda sahibini cennete değil, cehenneme taşıyacaktır.”
Bu yolda belki korkanlar, çekineler olacak ancak unutma değerli kardeşim:
”Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin filleri nasıl sahiplerini ezdiyse, bugün zalim devletlerin uçak, gemi ve tank filoları da birbirini ezecek ve kendi sahiplerini yiyecektir bir gün.” İnşaallah!
Bunun gerçekleşmesi ise bizim teslimiyetimizle mümkündür. Teslimiyetin işareti ise şu anlayışla mümkün olacaktır:
”İslâm bize ve zamana uymaya mecbur değildir. Ama herkes ve her zaman, İslâm’a uymak mecburiyetindedir.”
”İslâm dini bir bütündür. Ona bir şey katılamaz ve ondan bir şey çıkarılamaz. Baştan sona Hak’tır hayırdır ve hepsi, herkes için ve her yerde lazımdır.”
”Müslüman hakkın hakimiyeti için motor, şerrin yok olması için fren olma görevlisidir.”
”İslam’ın dışında, hiçbir hak ve hakikat yoktur. Fen ve hikmet, sanat ve sanayi dahi İslam’ın içindedir ve onun bir şubesidir. İlhamını Kur’andan almayan hiçbir ilim ve teknik asla hayra mazhar olamaz. Şerden ve zarardan arınmış sayılamaz. Mutlaka yeterli ve yararlı olduğu savunulamaz.”
”İslâm, ancak kendi orijinal kavramlarıyla anlaşılır ve anlatılır.”
”İslam en yücedir ve ondan yüce hiçbir şey yoktur. Bu gerçek peygamber hadisiyle ve Allah’ın kitabıyla hükümleşmiştir.”
Rabbim İslam’ın gerçeklerini kavrayan ve uygulayan kullardan olabilmeyi hepimize nasip eylesin!
Rabbim davasını her şeyden üstün tutanlardan olabilmeyi bizlere nasip eylesin!
Rabbim bu yolda mücadele veren büyüklerimize Rahmeti ile muamele eylesin!
[1] Hadid 4
[2] En-am 32
[3] Maide 8