Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

MÜSLÜMAN KARDEŞİNİ DÜŞMANA TESLİM ETMEZ

Değerli Müslümanlar:

İslam'ın emirlerine baktığımızda namaz gibi ibadetlerde ve sosyal hayatın içerisinde ki birçok hususta bizi bir araya getirecek vesilelerin ortaya konduğunu ve bunun da Müslüman'a emredildiğini görürüz.

Bunun sebebinin de ümmet olma bilincine kavuşup, kardeşliği tesis etme amacı taşıdığını görürüz.

Rabbimiz bunu teşvik etmek için cemaatle namaz kılana, hastayı ziyaret edene, misafir kabul edene, ilim meclislerine katılanlara ve benzeri çalışmalarla Müslümanların bir araya geldiği organizasyonlara normalden daha fazla ecir verdiğini ifade etmesi, Müslümanların kardeşlik şuuruna ulaşmalarının Allah indinde ne kadar değerli görüldüğünün bir göstergesidir.

Peki! Kardeşlik neyi gerektirir?

Müslüman kardeşliğinin ne olduğunu anlamak için Allah Resulünün şu beyanına bakması gereklidir:

Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir! Ona zulmetmez, Haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman'dan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ da o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslüman’ın ayıp ve kusurunu örterse Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter. [1]

Şu ifadeye iyi bakalım:

"Kim Müslüman’ın sıkıntısını giderirse Allah'ta onun sıkıntısını giderir"

Başımıza gelen bunca musibet ve bela acaba bu hususa dikkat etmediğimiz için olabilir mi?

Şimdi soralım vicdanımıza; Kardeşlerimizin derdi ile ne kadar alakadar oluyoruz?

Şöyle dediğinizi duyar gibiyim!

 "Olur mu öyle şey, her milletten mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz"

Mesele sadece barındırmak mı? Yoksa zulme engel olmak mı?

Bu soruyu samimi bir şekilde kendimize sormadıkça kardeşlik hakkını ödeyemeyiz.

 Zulüm dediğiniz sadece yapmakla olmaz! Zulme destek vermekte, Sessiz kalmakta zulümdür.

Şimdi soralım kendimize; Dünyanın muhtelif yerlerinde yıllardır Müslümanlara yapılan zulümlerden ne kadar haberdarız ve buna engel olmak için ne yaptık?

Şöyle bir empati yapıp onların yerine kendimizi koyalım!

Düşünün! İdama giden yakınlarınızın olduğunu, kamplarda işkenceye tutulduğunuzu, evinize eşinizin yanına erkek yerleştirildiğini...

 Hangi mide kaldırır bunları?

 Ne yapalım bu zalimlere savaş mı açalım?

Antlaşmalardan mı vazgeçelim?

Ticaretten mi vazgeçelim?

Devletler antlaşmalarla ve karşılıklı ticaretle ayakta kaldığı doğrudur. Ancak yanlış olan yapılan antlaşmalarla Müslüman kardeşlerimizin zalime teslim edilmesidir?

Müslümanların aleyhine olacak her husus İslam'a göre haramdır.

Çıkar ve menfaatlerimiz için Müslüman'ın aleyhine olan antlaşmaları yapacak olursak bunun bedelinin hem dünyada, hem de ahrette ağır olacağını hatırlatalım.

Efendim! "Biz bu güç sahiplerine karşı durursak bedel öderiz" diyenlere soralım Allah'ın ödeteceği bedel daha ağır değil midir?

Biz bedel ödemekten kaçıyoruz ama Allah Resulü bedel ödemedi mi? Sahabe efendilerimiz bedel ödemedi mi? Ecdadımız bedel ödemedi mi?

Düşünün! Portekiz donanmasına karşı Endonezya ya giden Osmanlı neyin peşindeydi?

Saltanatı pahasına Filistin den toprak vermem diyen Abdülhamit Han neyin peşindeydi?

Öleceğini bile bile bir adım öteye giden Çanakkale de ki dedelerimiz neyin peşindeydi?

Şimdi soralım Mısırda ve Bangaledeş'de asılanlar bizim kardeşlerimiz değil mi?

Filistin de öldürülenler bizim kardeşlerimiz değil mi?

Doğu Türkistan'da zulüm görenler bizim hem din kardeşimiz, hem de kan kardeşimiz değil mi?

Hani Müslümanlarımız, hani milliyetçi kardeşlerimiz; Doğu Türkistan bizden değil mi?

Allah Resulü "Müslüman kardeşini düşmana teslim etmez" derken biz bunun dışında mıyız?

Unutmayın kardeşlerim!

 Hayat akıp giderken, olmaz denen birçok şey oluyor, bugün görmezden geldiklerimiz yarın bizim başımıza geldiğinde çok geç kalmış oluruz.

Yine unutmamak gerekir ki, mazlumun duası ile Allah arasında bir perde yoktur.

Bela ve musibetlerin sağanak halde geldiği zamanları yaşayan biz Müslümanlar, neden bunlar oluyor diye kendine sorması gerekmez mi?

Eğer bu soruyu kendimize sormazsak, bu yaşadıklarımızdan çok daha ağırları ile karşı karşıya kalırız.

Bu anlattığımız meseleler bir Müslüman’ın imanın gereği meselelerdir. Derdimiz eleştirmek değil, müminin mümine olan uyarı görevidir. Bizde üzerimize düşen görevi ifa edip Rabbimizin gazabından korunmaya çalışıyoruz. Çünkü Rabbimiz şöyle buyuruyor:

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. [2]

Değerli Müminler!

Kardeşlik hukukuna sahip çıkmak için elimizden gelen gayreti gösterelim. Zira Rabbimizin rızası ümmetin derdi ile dertlenenler içindir.

 

 


[1] Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 38, 60;Tirmizî, Hudûd 3, Birr 19

[2] Al-i İmran 104

Dosyalar

Müslüman Kardeşini Düşmana Teslim Etmez
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş